Burdur’un dağları arasında, rüzgârın antik taşlara fısıldadığı bir vadide, binlerce yıldır sessizce bekleyen bir çift göz var…
Onlar, efsanelere göre, kötü niyetle bakan herkesi taşa çeviren gözler… Ve işte bu yaz, o gözler yeniden açıldı!
Kibyra Antik Kenti’nin kalbinde, Odeon’un tam ortasında yer alan Medusa Mozaiği, kış boyu beş katmanla sarılıp korunmuş, tıpkı değerli bir mücevher gibi bahara saklanmıştı. Şimdi, örtüleri bir bir kaldırıldı ve güneş ışığı renkli mermerlerin üzerinde dans etmeye başladı.
Efsane ile Gerçek Arasında
Rivayete göre Medusa, tanrıların gazabına uğramadan önce olağanüstü güzelliğe sahipti. Ancak lanet onu yılan saçlı, bakışıyla taş kesen bir yaratığa dönüştürdü. İşte Kibyra’daki mozaik de bu lanetin en güzel anlatıcısı…
Ama burada Medusa sadece korkutucu değil; aynı zamanda bir koruyucu. Antik ustalar, onun bakışını şehrin nazar boncuğu gibi düşünmüş, kötülüğü kapıdan çevirmesi için Odeon’un ortasına yerleştirmiş.
Yüzlerce Yılın Makyajı
Yakından bakınca, bu mozaik sanki zamanın elleriyle yapılmış bir sanat eseri gibi… İnce mermer plakalar, binlerce yıl önce “opus sectile” tekniğiyle tek tek yerleştirilmiş. Renkler hâlâ canlı, bakış hâlâ delip geçiyor.
Ve düşünün: Bu şaheser dünyada tek! Ne Atina’da, ne Roma’da, ne de Mezopotamya’da bir benzeri yok.
Kış Uykusundan Uyanış
Kışın dondan ve yağmurdan korunması için mozaik üzerine kat kat örtüler seriliyor. İlkbahar gelince, uzman restoratörler adeta bir törende o katmanları kaldırıyor. Güneşin ilk ışıkları taşlara vurduğunda, Medusa’nın bakışları da yeniden hayat buluyor.
Ziyaretçiler, Kasım ayına kadar bu büyülü bakışla göz göze gelebilecek… Tabii cesaretleri varsa!
Final Sahnesi
Kibyra’da yürürken rüzgâr kulağınıza eski zamanlardan bir sır fısıldıyor:
“Ona bakarsan taş kesilirsin… Ama güzelliğinden gözünü alamazsın.”
Bu yaz, antik çağın en çarpıcı bakışıyla karşılaşmaya hazır olun. Medusa, sizi bekliyor…
