Burdur’da babasının mesleğini devam ettiren Ayşe Nur Özboyacı, İstanbul’da geçen yılların ardından memleketine dönerek sıcak bir esnaflık öyküsüne imza atıyor. Her sabah dükkânına gelip temizlikten ürün yerleşimine kadar titizlikle hazırlanan Özboyacı, sadece altın satmıyor, müşterilerinin ruhuna da dokunuyor.
“Altın Kadın İçin Yaratılmıştır”
Altına duyduğu bakış açısını “Kadın mutsuz da gelse, ona yakışan bir takıyı taktığında gülümseyerek çıkar” sözleriyle özetleyen Özboyacı, bu yüzden her müşterisine ürünleri mutlaka deneterek sunuyor. Onun için bir yüzüğün ya da bilekliğin müşteride nasıl durduğu kadar, hissettirdiği de önemli.
“İşimiz Sadece Satış Değil, İnsanlarla Gönül Bağı Kurmak”
Müşterilerinin beğenilerini yakından tanıyan Özboyacı, onlara uygun ürünleri sezgileriyle seçiyor. “Bak, aradığım buydu” diyen bir müşterinin mutluluğunu görmek, onun için en büyük kazanç. “Nazımız geçiyorsa takmadan çıkartmıyoruz” sözleriyle, müşteriyle kurduğu samimi iletişimi de özetliyor.
“Kadın-Erkek Değil, İnsan Olarak Bakmalıyız”
Esnaflık anlayışını ise cinsiyet kalıplarının çok ötesinde tanımlıyor: “Ben iş hayatında insan olarak bakıyorum. Kadın erkek ayrımı yapmadan, herkesin kendi rızkını kazanması için birbirimize saygı duymamız gerektiğine inanıyorum.” diyen Özboyacı, saygı ve hürmetle iş yapmanın Burdur esnafı için en kıymetli değer olduğunu hatırlatıyor.