Teke yöresinin merkezi konumundaki Burdur‘da eski adıyla “Dirmil” olan Altınyayla ilçesine özgü Türk Halk MüziÄŸi nefesli çalgısı sipsinin, tescillenmesi için Kaymakamlık öncülüğünde giriÅŸim baÅŸlatıldı.
BaÅŸvuruyu deÄŸerlendiren Türk Patent ve Marka Kurumu, Teke yöresi yürüklerine özgü, asırlardır süregelen bu kültürel mirasa, “Dirmil sipsisi” adıyla coÄŸrafi iÅŸaret verdi.
Coğrafi işaretle tescillenen yöresel çalgıda, biri altında beşi ise üzerinde olmak üzere altı ses perdesi bulunuyor. Boyu ses aralığına göre 13 ile 28 santim arasında değişen sipsiye nefes veren iyi bir icracı 13 farklı ses elde edebiliyor.
Burdur‘daki müzik geleneÄŸine göre daha çok gurbet havalarında çalınan sipsi ile dokuz sekizlik, dokuz onaltılık ve iki dörtlük nota ölçüleriyle müzik yapılıyor. Sipsi, aralarındaki muhteÅŸem uyumdan dolayı daha çok iki telli curayla birlikte çalınıyor.
Eskiden bölgedeki köy odası kültürünün de vazgeçilmezlerinden olan sipsi icrası, günümüzde de ustaları tarafından yaşatılmaya çalışılıyor. Yöre halkı, coğrafi işaret belgesiyle korumaya alınan sipsinin gelecek kuşaklara aktarılacak olmasının mutluluğunu yaşıyor.
Teke yöresinin müzik kültüründe yeri ayrı
İl Kültür ve Turizm Müdürü Abdullah Kılıç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Teke yöresinde Burdur‘un müzik kültüründe önemli yeri olduÄŸunu söyledi.
Yörede halk müziğinde en çok sipsi, kabak kemane ve cura çalgılarının kullanıldığını belirten Kılıç, bu çalgılardan sipsinin Altınyayla (Dirmil) ilçesiyle özdeşleştiğini anlattı.
Burdur‘un halk kültürü deÄŸerlerinden Ceviz ezmesi, Burdur şiÅŸ, Karamanlı cevizi, Karamanlı kiÅŸniÅŸi ve Melli İnciri’nin de daha önceki yıllarda tescillendiÄŸini dile getiren Kılıç, “Dirmil Sipsisi’nin de coÄŸrafi iÅŸaretle koruma altına alınması halk müziÄŸi açısından son derece önemli oldu.” ifadesini kullandı.
“Sipsiyle iki telli curanın ses uyumu muhteÅŸemdir”
Sipsinin coÄŸrafi iÅŸaret alması için 2004’ten beri çalışma yürüten 52 yıllık sipsi ustası ve icracısı Hüseyin Demir (60) de usta çırak iliÅŸkisiyle sipsiyi hem yapmayı hem de icra etmeyi öğrendiÄŸini söyledi.
Altınyayla Kaymakamlığıyla Dirmil sipsisinin bütün özelliklerini belgelendirdiklerini belirten Demir, “Sipsideki 52 yıllık serüvenimde en son hedefim buydu, tescillendiÄŸi için kendimi çok mutlu hissediyorum.” dedi.
Türkçe’nin bilinen ilk sözlüğü olan Divan-ı Lügati’t Türk kayıtlarından edindiÄŸi bilgiye göre, sipsinin 920 yılında Dirmil ve Gölhisar taraflarında cura ve kopuzla çalındığını aktaran Demir, bu çalgının kökeninin Orta Asya’ya kadar uzandığına dikkati çekti.
Sipsinin bir Yörük çalgısı olduÄŸunu vurgulayan Demir, “Yörüklerin çalgısı taşınması kolay olması için küçük olur. Cura da küçük Yörük çalgısıdır. Sipsiyle iki telli curanın ses uyumu muhteÅŸemdir.” diye konuÅŸtu.
 “Çaldıkça sipsinin sesi güzelleÅŸir”
Demir, güçlü nefes ve diyafram istediği için diğer üflemeli çalgılara göre sipsi çalmanın daha zor olduğuna değinerek, şunları kaydetti:
“Sipsi su kamışından yapılır ancak her kamıştan olmaz. Ağızlık ve gövdenin birbiriyle uyumu iyi olması lazım. Çaldıkça sipsinin sesi güzelleÅŸir, nefesin sıcaklığı, nemi kamışa iÅŸler. Sipsiye yurt içinden ve dışından oldukça ilgi var. Zaman zaman yurt içindeki ve dışındaki çeÅŸitli müzik marketlere gönderiyoruz. İstanbul, İzmir, Antalya’dan çok yoÄŸun talep oluyor. Almanya, İşveç, Japonya’daki müzik marketlere de gönderdik. Artık dünyadaki çeÅŸitli müzik etkinliklerinde sipsi görülüyor.”