Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ekonomide zor dönemin aşıldığını ve cari açık vermeden büyümenin eşinde olunduğunu belirten açıklamalar yaptı.

Mehmet Şimşek, Dünya Gazetesi'nden Ece Ceyhun'a Türkiye ekonomisinde gelinen aşama ve gelecek beklentilerini aktardı.

Birçok konuda merak edilenleri dile getiren Mehmet Şimşek, röportajda 2026 tarihe vurgu yaparak, bu tarihte vatandaşın alım gücünün artacağını belirtti.

6 ANA BAŞLIKTA RAHATLAMA

Şimşek, zorlu sürecin geride kaldığını belirterek gelecek yıl 6 ana başlıkta rahatlama görüleceğini belirterek, bu konuları şöyle sıraladı:

-Vatandaşlarımızın alım gücü artacak.

-Finansmana erişim kolaylaşacak.

-Reel sektör üzerindeki belirsizlikler azalacak.

-Piyasalarda öngörülebilirlik güçlenecek.

-İstihdam ve gelir artışı ivme kazanacak.

-Uyguladığımız reformlar somut sonuçlar vermeye başlayacak.

6847Cf99C5924260 W1200Xh794

"BUGÜN ARTIK EN ZORLU DÖ­NEMİ GERİDE BIRAKTIK"

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in Dünya Gazetesi'ne verdiği röportajın ana hatları şöyle:

Hazine ve Maliye Ba­kanı Mehmet Şim­şek, “Biz zorlu bir kü­resel atmosferde, son iki yıldır güçlü bir program uyguluyo­ruz. Üstelik bu program, ya­şanan tüm iç ve dış şoklara karşı dayanıklılığını da kanıt­ladı. Bugün artık en zorlu dö­nemi geride bıraktık. Finans­mana erişimin kalıcı çözümü dezenflasyonun başarılma­sından geçiyor. Fiyat istikra­rı yolunda önemli bir mesafe kat ettik. Çünkü biliyoruz ki, kalıcı fiyat istikrarı sağlanma­dan, sanayicimizin arzuladı­ğı nitelikli, sürdürülebilir ve rekabetçi üretimi gerçekleş­tirmemiz mümkün değildir.

"TÜRKİYE’NİN POTANSİYELİNE YÜREKTEN İNANIYORUZ"

Uyguladığımız program; ya­tırıma, üretime, istihdama ve ihracata yönelen tüm kesim­lere güçlü destekler sunuyor. Kim üretiyor, kim yatırım ya­pıyor, kim istihdam sağlıyorsa biz onun yanındayız. Çünkü biz Türkiye’nin potansiyeline yürekten inanıyoruz.” dedi.

"ENFLASYON GERİLİYOR"

“Dezenf­lasyon süreci, öngördüğü­müz gibi, bir yıldır kesintisiz şekilde devam ediyor." diyen Şimşek, enflasyondaki gelişmeleri şu ifadelerle ortaya koydu:

Dezenf­lasyon süreci, öngördüğü­müz gibi, bir yıldır kesintisiz şekilde devam ediyor. Mayıs ayında yıllık enflasyon, bek­lentilerin altında gerileyerek yüzde 35,4 ile Kasım 2021’den bu yana en düşük seviyesine in­di. Bu performans, enflasyon­da son 1 yılda toplam 40 puan­lık bir düşüş anlamına geliyor. Mal enflasyonu yüzde 28,7 ile son 3,5 yılın en düşük düzeyine gerilerken, hizmet enflasyo­nu da yüzde 51,2 ile son 35 ayın en düşük noktasına ulaştı. Özel­likle hizmet sektöründeki bu iyileşme, fiyat ataletinin kı­rılması açısından son derece önemli bir gelişme.

"ENFLASYON YIL SONUNDA TCMB TAHMİN ARALIĞINDA KALACAK"

Şimşek, sıkı finansal koşul­lar ve küresel gelişmelerin et­kisiyle zayıflayan talep, emtia fiyatlarındaki ılımlı se­yir, kur­daki istikrar ve hizmet fiyatla­rındaki katılıkların azalması olmak üzere 3 temel faktörün enflasyondaki düşüşü önü­müzdeki dönemde de destek­leyeceğini anlatarak, şunları söyledi:

Yıl so­nunda enflasyonun Merkez Bankası’nın tahmin aralığın­da kalmasını öngörüyoruz. Enflasyondaki düşüşle birlik­te reel sektör, uygun maliyet­le uzun vadeli finansmana da­ha kolay erişebilecek. Bu ge­lişme; yatırımları, üretimi ve istihdamı destekleyerek eko­nomideki dinamizmi güçlen­direcek. Vatandaşlarımız için düşük enflasyon ortamı; alım gücünün artması, tasarrufla­rın değerini koruması ve başta konut olmak üzere temel ihti­yaçlara erişimin kolaylaşması anlamına geliyor.

Enflasyon­la mücadelede elde ettiğimiz somut ilerleme, aynı zaman­da ülkemize duyulan güveni de artırıyor. Artan öngörüle­bilirlik ve sağlanan finansal istikrar sayesinde Türkiye, doğrudan yabancı yatırımlar açısından çok daha cazip ve güvenilir bir yatırım merkezi haline gelecek.

6847Cc212Fa29195 W1200Xh672

“BÜYÜMEDEN TAVİZ VERMİYORUZ”

Yılın ilk çeyreğin­de ekonomi ılımlı bir şekil­de yüzde 2 büyürken Şimşek, önümüzdeki döneme ilişkin beklentilerini şöyle aktardı:

İkinci çeyrekte, küresel be­lirsizlikler ve yurt içindeki sıkı finansal koşulların etki­siyle ekonomik aktivitede bir miktar ivme kaybı yaşanması muhtemel.

Ancak, küresel ti­carette korumacı eğilimlerin yavaşlaması, dış talep üzerin­deki baskıyı kısmen hafiflete­bilir. Yıl genelinde ise, büyük ölçüde dış konjonktüre bağlı olarak, Orta Vadeli Program (OVP) hedefimizin bir miktar altında bir büyüme oranı ile karşılaşabiliriz.

Özel­likle vurgulamak isterim ki; de­zenflasyonu sağlarken büyüme­den kesinlikle taviz vermiyoruz.

"FİYAT İSTİKRA­RININ SÜRDÜRÜLEBİLİR YÜKSEK BÜ­YÜMENİN TEMELİNİ OLUŞTURDUĞU­NU NET BİÇİMDE GÖRÜYORUZ"

Uy­guladığımız politikalar, enflas­yonu düşürürken, ekonomide dayanıklılığı tesis etmeyi amaç­lıyor. Kısa vadede büyümede ge­çici bir yavaşlama olsa da; orta ve uzun vadede, enflasyon ile büyüme arasında bir ödünleşim olmadığını, aksine fiyat istikra­rının sürdürülebilir yüksek bü­yümenin temelini oluşturduğu­nu net biçimde görüyoruz.

Ör­neğin; 1993-2002 döneminde ortalama enflasyon yüzde 71,8 iken, büyüme sadece yüzde 3,1 düzeyindeydi. 2003-2012 döne­minde ise enflasyon tek haneye düşerek ortalama yüzde 9,3 ol­du; buna karşılık büyüme yüzde 5,7’ye yükseldi. 2013-2024 dö­neminde ise ortalama enflasyon yüzde 25,1’e yükselirken, büyü­me oranı yüzde 5,1’e geriledi. Do­layısıyla hedefimiz nettir: 2003- 2012 döneminde başardığımız gibi, kalıcı fiyat istikrarı ile sür­dürülebilir yüksek bir büyüme patikasına yeniden ulaşacağız.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, dünya ekono­misine ilişkin “Küresel eko­nomi ve özellikle de Türkiye’nin ana ihracat pazarları zorlu bir dönemden geçiyor." dedi.

"2026 REFAHIN DAHA ÇOK HİSSEDİLDİĞİ GÜVENİN PEKİŞTİĞİ BİR YIL OLACAK"

Mehmet Şimşek, program ile şimdiye kadar dış kırılganlıkların azaldığı, şoklara karşı direncin arttığı ve makro-finansal istikrarın güçlendiğine işaret ederek, “Artık, kısa vadeli dalgalanmaların ötesine geçen, sürdürülebilir ve kapsayıcı bir büyümenin temellerini inşa ediyoruz. Ayrıca küresel yapısal sorunlara karşı da önemli avantajlarımız var. Bu nedenle, önümüzdeki döneme dair iyimser olmak için güçlü gerekçelere sahibiz. İçinde bulunduğumuz süreci sadece riskleri yönetmek için değil, ekonomimizi daha rekabetçi kılacak yapısal dönüşümleri hayata geçirmek için önemli bir fırsat olarak görüyoruz. 2026 yılı refahın daha çok hissedildiği, fırsatların genişlediği ve ekonomik güvenin pekiştiği bir yıl olacak.” dedi.

Kaynak: HABER MERKEZİ