Burdur Valisi Ali Arslantaş, Burdur Teke Yöresi 8. Tarım, Hayvancılık, Tarım Teknolojileri ve Yem Fuarı açılış törenine katıldı. Fuarın hayırlı olmasını dileyen Vali Arslantaş konuşmasında şunları söyledi; “Tarım ve hayvancılık sektörü, her ülke ekonomisinde önemli bir yere sahip temel alanlardır” “Kıymetli misafirler, değerli hâzurun bu yıl sekizincisi düzenlenen “Uluslararası Teke Yöresi Tarım, Hayvancılık, Tarım Teknolojileri ve Yem Fuarı’nda sizlerle bir arada olmanın mutluluğunu yaşıyor, asrın felaketi olarak nitelendirilen 6 Şubat depremlerinde hayatını kaybeden 50 binin üzerindeki vatandaşımıza Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabır dileyerek sözlerime başlıyorum. Tarım ve hayvancılık sektörü, her ülke ekonomisinde önemli bir yere sahip temel alanlardır ve en temel işlevi toplumun besin ihtiyacını karşılamaktır. Sürekli olarak artan Dünya nüfusu karşısında doğal kaynakların giderek azalması çağımızın en önemli sorunlarından birisidir. Dünya nüfusunun hızla artması, insan beslenmesi için kullanılan kaynakların daha verimli hale getirilmesi ve kaynakların daha iyi şekilde değerlendirilmesini zorunlu kılmaktadır. 2050 yılına kadar dünya nüfusunun 9 milyarı geçmesi beklenmekte olduğu da göz önünde bulundurulursa gıda talebinin günümüze göre %70, hayvansal ürün talebinin ise iki kat artacağı beklenmektedir. Artan talebin karşılanması için hayvansal üretimin ve buna bağlı olarak da hayvansal verimin arttırılması büyük önem taşımaktadır. Toplumda bireylerin sağlıklı beslenmelerinde gerekli olan temel gıda maddeleri bitkisel ve hayvansal üretim kaynaklıdır. Bu yüzden, ülkeler tarım politikalarının etkin olarak işleyişine imkân verecek ve bu yolla bireylerin temel gıda maddelerine istenilen düzeyde ve en az maliyetle ulaşmasının yolunu açacak tarım politikalarının oluşturulmasını ve geliştirilmesini zorunlu kılmaktadır. Komplo teorisyenlerinin ekmek kapılarından biri Amerika Birleşik Devletleri’nin Georgia eyaletinde bulunan ve 6 Temmuz 2022 tarihinde kimliği belirsiz kişilerce tahrip edilen “Rehbertaşı Anıtı”dır. Bu anıt üzerinde farklı dillerde yazılmış on emir yazılıydı. Bu emirlerden biri muhteva olarak insan nüfusunu doğa ile uyumlu yaşamak için beş yüz milyonun altında tutulmasını konu edinmekteydi. En’am suresi 146. ayette buyrulan “İnsanların işlediği kötü fiiller yalnızca kendilerini ilgilendirir. Ve sorumluluk taşıyan hiç kimseye başkasının sorumluluğu yüklenmez.” amir hükmü fehvasınca, yazılma maksadı her ne olursa olsun, mezkûr anıta işlenen ifade de hakikate matuf gerçek, dünyadaki insan nüfusunun yaşam kaynaklarını çok hızlı yok etmesidir. Eskiden savaşçıların ağırlıklı olarak etle beslenmesi, sanatın ve estetik kaygıların önemsendiği kültürlerle Budizm gibi öğretilerin beslenmede nebatî ürünleri tercih etmesi, beslenme şekillerine göre zaman içinde yeni kan guruplarının oluşması gibi hadiseler, esasen bir makinadan farksız olan insan bedeninin işleme usulünü ortaya koymaktadır. Ademoğlunun en büyük sermayesi sağlıklı bir beden ve sağlıklı bir bedene sahip olmanın ana unsuru tüketilen tarımsal ve hayvansal gıdaların her türlü dış unsurdan arındırılmasıdır. Sureti haktan görünerek dünya üzerinde açlığı yok edecekleri iddiasıyla gıdaların genetiğini değiştiren, yalnız kendi gübresiyle inkişaf eden ebter tohumlar üreterek piyasaya süren bir güruhun varlığı yadsınamaz. "Tarım alanında küresel ölçekte hak ettiğimiz yere kavuşmak için devletimiz yoğun bir gayret sarf etmekte" Bu minvalde kadim tıpla iştigal edenlerin dillerine pelesenk olan “İnsan ne yerse odur” düsturu, insanlık alemi üzerinde başka hesapları ve gizli ajandaları olanların karşısında birey olarak üzerimize düşeni ihtar etmesi bakımından mühimdir. Bizim medeniyetimiz Hak eliyle halk edilmiş afetleri “Lütfun da hoş kahrında hoş” tevekkülüyle karşılayıp başa gelene tam teslimiyetiyle razı olmayı salık verirken, insan eliyle ortaya konulan zulümleri mümkünse elimizle, gücümüz yetmiyorsa dilimizle düzeltmemizi o da mümkün değilse en azından gerçekleşen zulme karşı kalbimizle buğz etmemizi emretmektedir. Şu hâlde tarım ve hayvancılık alanında insan ırkını ıslah etme gayesi güdenler karşısında alternatif bir başkaldırı yolunu arayarak sağlığımızın sancaktarlığını yapmak üzerimize vazifedir. Albert Einstein “Aynı şeyi tekrar tekrar deneyip farklı sonuçlar beklemek deliliktir” der. Doğru analizlerin yapılması ve uygun teknolojilerin kullanılmasıyla ülke tarımımızı farklı bir seviyeye taşımak mümkündür. Kıtlık ekonomisinin öngörüldüğü önümüzdeki on yıllar boyunca, sürdürülebilir ve sağlıklı tarımsal üretimi gerçekleştirmenin ön koşulu tarımda modernleşmeye, değişime ve yeniliğe açık olmaktır. Tarım alanında küresel ölçekte hak ettiğimiz yere kavuşmak için devletimiz yoğun bir gayret sarf etmekte, ekilmeyen bir karış toprak bırakmamak için var gücüyle çalışmaktadır.  Türkiye'nin beşinci büyük bakanlığı olan Tarım ve Orman Bakanlığımızın koordinesinde sahaya tesirimiz had safhaya ulaşmıştır. Çiftçilerimizin bilinçlendirilmesi, kapsamlı teşvik paketleri, tarımsal teknolojilerin tanıtımı ve yaygın kullanımının sağlanması hususlarındaki gayretleri sebebiyle kendilerine müteşekkiriz. Sekizincisini düzenlediğimiz “Uluslararası Teke Yöresi Tarım, Hayvancılık, Tarım Teknolojileri ve Yem Fuarı’nın temel gayesi, üreticilerimizin yeni teknolojilerle tanışarak kendilerini geliştirmelerine vesile olmak ve ilk elden temas etme imkânı buldukları yenilikleri uygulanabilir projelere dönüştürmelerine katkı sağlamaktadır. Geçen yıl 163 firma ve 80 bin katılımcıyla gerçekleştirilen fuarımız bu sene Valiliğimizin öncülüğünde Burdur Milletvekilleri, Burdur Belediyesi, TKDK, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi, Ticaret ve Sanayi Odası, Ticaret Borsası, Tarım ve Orman İl Müdürlüğü, Ziraat Odaları, Veteriner Hekimler Odası ve tarım, hayvancılıkla ilgili diğer oda, birlik ve dernek, kooperatiflerden teşekkül ettirilmiş konsorsiyumun, ortak akıl ve destekleriyle gerçekleştirilmektedir. Dört gün sürecek fuarımızın bütün paydaşlara, emektar çiftçilerimize, üreticilerimize ve ilimize hayırlı olmasını temenni ediyor hepinize esenlikler diliyorum.” YENİ GÜN MEDYA