Türk Eğitim Sen Burdur Şube Başkanı Orhan Akın, "Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi’nde bir daire başkanı, Türk Eğitim Sen üniversite temsilcimize yönelik olarak sistematik mobbing uygulamaktadır." dedi.

Türk Eğitim Sen Burdur Şube Başkanı Orhan Akın'nın açıklaması şöyle;

"MAKÜ'de bir daire başkanı, Türk Eğitim Sen üniversite temsilcimize yönelik olarak sistematik mobbing uygulamaktadır"

"Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi ilimizin gözbebeği kurumlarından birisidir. Türk Eğitim Sen olarak üniversitemizin başarılı çalışmalarından her vatansever kişi gibi büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Üniversitenin bilimsel faaliyetleri ile ön plana çıkması, özgürlükçü ve çoğulcu yapısının güçlenmesi, insan onur ve haysiyetine yakışır çalışma ortamının daha ileri bir seviyeye ulaşması için elimizden gelen katkıyı sunuyoruz. Türk Eğitim Sen Burdur Şube Başkanlığı olarak üniversitede akademik ve idari manada karşılaşılan problemlerin ortak akıl, iletişim, adalet ve liyakat ölçüsünde çözülmesi; kurumsal kültürün tesis edildiği, kişisel hırs ve çatışmaların uzağında kalınması noktasında elimizden gelen çabayı sarf ederek üzerimize düşen sorumluluk gereği destek veriyoruz. Bu uğurda taşın altına elimizi değil, gövdemizi koyuyoruz. Son zamanlarda karşılaştığımız ve tüm iyi niyetli girişimlerimize rağmen çözemediğimiz bir sorunla karşı karşıyayız. Söz konusu durumu şöyle özetleyebiliriz: Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi’nde bir daire başkanı, Türk Eğitim Sen üniversite temsilcimize yönelik olarak sistematik mobbing uygulamaktadır. Sendikamızın üniversite temsilcisi olduğunu öğrendiği andan itibaren çeşitli vesilelerle bahse konu daire başkanı “sendika senin neyine, sendikada ne işin var, bu sendikada niye duruyorsun, benden habersiz sendikal çalışma için bir yere gidemezsin, yerinden kalktığında haberim olacak, soruşturma açarım, sendika temsilcisi olmandan yukarısı da rahatsız” vb. ifadeler kullanarak sendika temsilcimiz üzerinde sistematik baskı kurmaya, sendikal faaliyetlerini engellemeye çalışmıştır.

"Türk Eğitim Sen olarak her daim hakkın, adaletin ve liyakatin yanında olduk ve olmaya devam edeceğiz"

Sendika temsilcimiz, daire başkanından çocuğunun ani rahatsızlığı sebebi ile çocuğunu hastaneye götürmek üzere izin istemiş ancak daire başkanı kendisine izin vermeyip, mesai bitiminde çocuğunu hastaneye götürmesini söylemiştir. Bu tavır hiç şüphesiz her şeyden önce vicdani ve insani değildir. Aniden gelişen bir rahatsızlık karşısında bir anneye verilecek cevap bu değildir, olmaz, olamaz!. Kurumsal kültüre, anlayışlı ve yönetişim ilkesine sahip bir idareciden beklenen şey, öncelikle annenin güvenli bir şekilde çocuğuna ulaşabilmesine yardımcı ve destek olmasıdır. Tam aksi istikamette hareket ederek, bulunduğu makamı bir baskı aracı olarak kullanarak karşısındaki anneyi ezmek, annenin psikolojisi ile oynayarak tahrik etmek, tahkir etmek, onu yok sayarak, zorbalık etmek değildir. Ortaya çıkan durum ise maalesef nobran bir tavırla mesai sonrasına hastalığın ve tedavinin tehir(!) edilmesidir. Bu tarz tavır ve davranışların anlaşılması ve izah edilmesi mümkün değildir. Daire başkanının nobran ve ben bilirim/karar veririm tavrı bununla da bitmemiştir. Rektörlük makamı tarafından onaylanan, yasal sendika faaliyet saatinde üniversite temsilcimiz hakkında yerinde olmadığı gerekçesi ile tutanak tutmuştur. Daire başkanı, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde birim sorumluluğu görevini yürüten sendika temsilcimizi başka bir birimin altına servis görevlisi olarak vermiştir. Temsilcimizin ‘’Başkanım bunu nasıl yaparsınız?’’ diye sorunca “dur daha bu başlangıç, arkası gelecek” diyerek makamını ve yetkisini kötüye kullanarak tehditten ve mobbing yapmaya devam edeceğini ifadeden geri kalmamıştır. Öncelikle bulunduğu makamın ağırlığını taşı(ya)man, yetkisini baskı ve zulüm aracı olarak kullanan, yönetişim ilkesini benimse(ye)meyen, sendikal özgürlüğe tahammül edemeyen daire başkanının görevinden affını istemesini, üniversitede bu uygunsuz tavrın biran önce son bulmasını, başka makam ve mansıp sahiplerinin bu tarz tavır ve davranışlara girişmemesini, sendika temsilcimizin birim sorumluluğu görevine iade edilmesini, yetkililerin gerekli iş ve işlemleri yaparak bir daha böyle olayların yaşanmaması için gerekli tedbirlerin alınmasını talep ederken Türk Eğim Sen Genel Merkezimiz ve Burdur Şube Başkanlığımız olarak konunun idari ve hukuki manada her platformda takipçisi olacağımızın bilinmesini isterim. Türk Eğitim Sen olarak her daim hakkın, adaletin ve liyakatin yanında olduk ve olmaya devam edeceğiz. Kamuoyuna saygı ile duyurulur.