TÜRKİYE CUMHURİYETİ SON BAŞBAKANI YILDIRIM PROGRAMI KAPSAMINDA ZİYARET ETTİĞİ BURDUR’DA 3 OKUL VE 1 AİLE SAĞLIĞI MERKEZİNİN AÇILIŞINI YAPTI

Türkiye Cumhuriyeti son Başbakanı, 28. Dönem TBMM Başkanı Binali Yıldırım, Programı kapsamında çeşitli açılış, temel atma törenleri ile 12 Mart İstiklal Marşı’nın kabulü ve Mehmet Akif Ersoy’u Anma günü programına katılmak üzere Burdur’a geldi.

Eşi Semiha Yıldırım’ın da eşlik ettiği Yıldırım, ilk olarak Cuma Namazını kılacağı Ulu Cami’ye geldi. Namaz öncesi Burdur Valisi Ali Arslantaş, eşi Hatice Arslantaş ile birlikte Cuma Pazarını gezerek esnaf ve vatandaşlarla hasbihal eden Yıldırım, Namazın ardından Yıldız Güral Kızılay Anaokulu bahçesinde gerçekleşen açılış törenine katıldı.

Son Başbakan Binali Yıldırım’ın Başbakanlığı döneminde eşi Semiha Yıldırım'ın himayelerinde, Türk Kızılayı İstanbul Şubesi öncülüğünde başlatılan 81 İl 81 Anaokulu projesi kapsamında Güral ailesi tarafından yapılan Yıldız Güral Kızılay Anaokulunun açılışı düzenlenen törenle yapıldı.

Açılış töreninde ayrıca Hayırsever Ural Ailesi tarafından yaptırılan Yusufça Havva – Kadir Ural Ortaokulu, Hayırsever Ertuğrul, Serttaş ve Eravcı ailelerinin katkıları ile yapılan Gölhisar Aile Sağlığı Merkezi ve Karamanlı İmam Hatip Ortaokulu Yaptırma ve Yaşatma Derneği tarafından hayırseverlerin katkıları ile yaptırılan İmam Hatip Orta Okulu'nun açılışı çevrimçi olarak gerçekleşti.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı okunmasıyla başlayan tören Kur’an-ı Kerim tilaveti ile devam etti. Kızılay tanıtım videosu sonrası Son Başbakan Binali Yıldırım, Vali Ali Arslantaş, Milletvekili Bayram Özçelik, Milletvekili Yasin Uğur, Yardımsever Gürok Grubu adına konuşma yapan Yönetim Kurulu Başkan Vekili Esin Güral, Türk Kızılayı Genel Başkan Vekili İsmail Hakkı Turunç ve Türk Kızılay İstanbul Merkez Şube Başkanı Mehmet Uğurelli konuşma yaptılar.

Konuşmalar sonrası Yıldız Güral Kızılay Anaokulu açılışı öncesi çevrimiçi olarak Gölhisar İlçe Merkezi, Yusufça kasabası ve Karamanlı ilçe merkezine bağlanarak, Mustafa Ervacı Aile Sağlığı Merkezi, Yusufça Havva-Kadir Ural Ortaokulu ve Karamanlı İmam Hatip Ortaokulunun açılışını çevrimiçi olarak açılışları yapıldı.

Bu açılışların ardından Yıldız Güral Kızılay Anaokulu’nun açılışı yapılarak, Sayın Yıldırım ve eşi, beraberlerinde yer alan protokol ve hayırsever Güral Ailesi ile birlikte, okulu gezerek öğrencilere zaman geçirdiler, çeşitli hediyeler takdim ettiler. Açılış töreni, günün anısına okul bahçesine fidan dikimi ile sona erdi.

Son Başbakan Binali Yıldırım törende yaptığı konuşmasında; “Bugün güzel bir günde, bu güzel vesile ile bir aradayız. Ben hepinizi en kalbi duygularımla selamlıyorum. Bugün 12 Mart Burdur’dayız. Burdur deyince güller, göller, gönüller diyarı akla gelmekle beraber İstiklal Şairimiz Mehmet Akif Ersoy Burdur’la adeta özdeşleşmiştir, adını taşıyan üniversitesiyle, Birinci Meclis’te Burdur Milletvekiliği yapmış olması da bu özelliğini ön plana çıkarmaktadır. Aslında Mehmet Akif Ersoy, Burdur’umuzun değil, İstiklal mücadelesi veren ve özgürlüğünü hiçbir şeye değişmeyen aziz milletimizin her gün, her an, kalbinde yaşayan büyük bir şaidir. Az önce programa başlarken bile onun eserini ilk günkü heyecanla birlikte okuduk ve dinledik. Yavrularımız okullarına gittiklerinde, okula girerken, sınıflarına girdiklerinde İstiklal Marşımızın 10 kıtasının altında Mehmet Akif Ersoy’un ismi var, her gün onu görüyorlar. Yine her gün toplantımızda, açılışımızda, İstiklal Marşımızı okumak suretiyle onu hatırlıyor ve yad ediyoruz. Bu toprakları bize vatan kılan, bağımsızlık mücadelemiz için canlarını seve seve veren başta İstiklal Mücadelemizin Başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, bütün şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Vatan Şairi Mehmet Akif Ersoy’u da burada şükran ve minnetle anıyorum.

Bizim inancımızda, eğitimin, kendini geliştirmenin çok önemli bir yeri vardır. Beşikten mezara kadar ilim öğren, ilim Çin’deyse de gidin öğrenin, işte burada başladığımız iş diğer hizmetlerimiz gibi değildir. Doğru. Bayram kardeşimiz anlattı, 20 yıl boyunca Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ülkeyi doğudan batıya, kuzeyden güneye yollarla donattık. Yolları böldük, hayatları birleştirdik, gönülleri birleştirdik ve Türkiye’nin batısıyla doğusunu kuzeyiyle güneyini birbiriyle birleştirdik. Bütün bunları yaparken bir şeye dikkat ettik, dedik ki, yolları böleriz, Türkiye’yi böldürtmeyiz, amansız bir şekilde terör örgütlerine göz açtırmadan mücadelemizi o gün de sürdürdük, bugün de sürdürdük.15 Temmuz gecesi de yine İstiklalimize, demokrasimize kast eden alçaklara hak ettikleri dersi, milletimizin ferasetiyle, cesaretiyle verdik.

Bugün sadece Yıldız Güral Anaokulunu açmıyoruz. Aynı zamanda Karamanlı’da ve diğer yerlerimizde 2 tane okul, 1 sağlık ocağını da buradan canlı yayın yapmak suretiyle açılışını gerçekleştireceğiz. Bu anaokulunda 5 derslik var, 230 öğrencimiz var. Evlatlarımızın en güzel şekilde geleceğe hazırlanması ve donanımlı bir şekilde yetişmesi için ben de varım diyen yardımseverlerimize, hayırseverlerimize Türk Kızılay’ı adına teşekkür ediyoruz. 81 İle, 81 Anaokulu Projesinin çıkışı şöyledir, 2016’da Başbakanlığa başladığım günlerde eşim Semiha Hanım böyle bir projeden bahsetti. ‘Türkiye çapında anaokulları yaptırsak nasıl olur, bu işin altından kalkabilir miyiz’ dedi. Ben de gayet tabi ki, başlamak, bitirmenin yarısıdır, niye olmasın dedim ve Türk Kızılay’ı adı altında bu programı başlattı. Burada tabi söylemem gerekir, Türk Kızılay’ı İstanbul Şubesi çok daha etkin bir rol oynadı yani İstanbul şubesi üzerinden büyük oranda işler yapıldı, bu vesile ile şube başkanlarına çok teşekkür ediyorum. Türk Kızılay’ı bir buçuk asrı aşan yüz akı bir kuruluşumuzdur. Hilal-i Ahmet, biliyorsunuz İstiklal Marşı için bağışlanan ödülü de Mehmet Akif, Türk Kızılay’ına bağlı bir vakfa bağışlamıştır. Cephede savaşan askerlerin ihtiyaçlarını karşılamak üzere, bugüne geldiğimizde 50 okul tamamlandı. Yine buraya gelmeden 51’inci okulu da müjdeledi, Adana’da bir hayırseverimiz anaokulumuzun yapımını gerçekleştirecek. Ben bütün hayırseverlere teşekkür ediyorum. Buraya aslında biz 4 ay önce gelip bu açılışı yapacaktık. Niyetimiz ve kararımız öyleydi. Afyon’daki anaokulunu açtıktan sonra hepinizin malumu olduğu üzere güzel İzmir’imizde yaşanan o büyük deprem felaketi dolayısıyla o programı yapamadık. Dört ay sonra bugün bu programı gerçekleştiriyoruz. Her şeyden önce ismini taşıyan Yıldız Güral Anaokulu yapımına maddi katkılarını sağlayan Güral ailesine yürekten şükranlarımı sunuyorum. Buraya gelmeden önce Yıldız hanımla da görüştüm, kendisi küçük bir operasyon geçirmiş, burada olmayı arzu ederdi ama kızı burada, kendisi de gayet iyi durumdadır, tüm velilerimize, yavrularımıza çok selamı ver. Az önce Esin hanım çok güzel anlattı, Güral ailesi sadece üreten, binlerce vatandaşımıza iş, aş sağlayan bir girişimci, yatırımcı değildir aynı zamanda da çağın gerçeklerini fark etmiş, bugüne değil, geleceğe yavrularımızı hazırlayan çok güzel projeleri hayata geçiriyorlar. Büyük bir hayranlıkla dinledim, kare kod eğitimi, robotik eğitim, bunlar geleceğin meslekleridir. Önümüzdeki 20 yıl sonra bugün bildiğimiz mesleklerin yarısı yok olacak, unutulacak ama bir o kadar da bizim bilmediğimiz ama Z kuşağının çok iyi bildiği yeni meslekler, yeni alanlar ile karşılaşacağız. Öyle ki eğer bu dönüşümü alın terinin yanı sıra akıl teri dönüşümünü de gerçekleştiremezsek, bu yarışta geri kalacağız.

İşte o yüzden biz Cumhurbaşkanımızın liderliğinde sadece alt yapıyı, sağlık sistemini, eğitim sistemini geliştirmek için yatırım yapmadık aynı zamanda akıl terine de yatırım yaptık. Bir misal vermek gerekirse Türkiye’de 20 yıl önce hızlı internet yoktu. İnterneti telefon çevirir gibi çevirirdiniz çoğu kere de bağlanmadan düşerdi ama bugün hızlı internet, 70 milyon aboneye ulaştı. Kapsama olarak, 78 bin kilometre kare vatan toprağında nüfusun yüzde 98’i internet erişimine sahiptir. Vali bey hep Burdur’un okul öncesinde birincilikle anıldığını ifade etti. Ben ona bir ilave daha yapayım, yaşadığımız bu salgın sebebiyle yavrularımız uzun süre eğitimden geri kaldı. Yüz yüze eğitimi yapamadılar. Yeni yeni şartlara bağlı olarak illerimizin durumlarına bağlı olarak normalleşme sürecine girdik, işte bu uzaktan eğitimde EBA’da Türkiye Birincisi de yine Burdur’dur, yüzde 100 erişimle Burdur birinci sırada geldi." ifadelerini kullandı.

Vali Arslantaş törende yaptığı konuşmada; “Saygıdeğer hanımefendi o kadar büyük bir işe imza attınız ki, bütün Türkiye’de, 81 ilde başladığınız, gerçekleştirdiğiniz, devam eden ve bitireceğiniz, inandığınız ve sahipliğini yaptığınız bu projeye bizim insanımıza, çocuklarımıza, yavrularımıza geleceğe hazırlama noktasında yaptıklarınız için şükranlarımızı arz ediyoruz. Çocukların kişiliklerinin yüzde 80’i, 0-6 yaş arasında gelişiyor, peşinden devlet olarak yaptığımız bütün eğitim faaliyetleriyle geriye kalan yüzde 20’yi ancak eğitebiliyoruz. Anaokuluna, okul öncesi eğitime devam eden bir çocuk, sorunsuz liseyi bitiriyor. Yüzde 50’si sorunsuz üniversiteyi bitiriyorlar. Burada ilk defa ortak kurallara uymayı öğreniyorlar, kendi haklarını korumayı, bir başkasının haklarına saygı duymayı, demokrasi kültürünü öğreniyorlar. Sayın Başbakanım 5 yaş grubunda Burdur’umuzda yüzde 100’ü okula devam ediyor üstelik pandemi ortamında, Türkiye birincisiyiz, 4-5 yaş ortalamasında yüzde 98 oranla Türkiye birincisiyiz. 3 yaşı dahil ettiğimizde de yüzde 78’le Türkiye birincisiyiz. Burdur’umuz, Burdurlumuz kendi geleceğini düşünüyor. Kendi çocuğunu geleceğe hazırlıyor. Bunun için bütün ailelere teşekkür ediyoruz. Ben başta Saygıdeğer öğretmenim, hanımefendi başta olmak üzere Türk Kızılay İstanbul Şubesine çok teşekkür ediyorum. Gölhisar ve Karamanlı ilçelerimizde bizi izleyen hayırseverlerimize teşekkür ediyorum. Yıldız hanıma rabbimden şifalar diliyorum. Hepinizi saygı, sevgi ve muhabbetle selamlıyorum” dedi.

SON BAŞBAKAN YILDIRIM BURDUR’DA İSTİKLAL MARŞI’NIN KABULÜ VE MEHMET AKİF ERSOY’U ANMA GÜNÜ PROGRAMINA KATILDI

28. Dönem TBMM Başkanı, son Başbakan Binali Yıldırım, MAKÜ Lavanta Tepesi Otelde düzenlenen 12 Mart İstiklal Marşı'nın Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy'u Anma günü programına katıldı.

MAKÜ Lavanta Tepesi Otel’de düzenlenen program saygı duruşu  ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı.

Program içerisinde Sayın Yıldırım, Burdur Valisi Ali Arslantaş, Milletvekili Bayram Özçelik, Milletvekili Mehmet Göker, Milletvekili Yasin Uğur ve Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz konuşma yaptılar.

Programın akışında Mehmet Akif Ersoy’un yazdığı şiirlerin notalarla buluştuğu eserler ve İstiklal Marşımızın bir bestesi orkestra eşliğinde öğretmenler tarafından solo olarak seslendirildi.

15 Temmuz Şehitler Anadolu Lisesi tarafından organize edilen programda öğrenci Ebru Potak kendi yazdığı “Vatan Şairi” adlı şiiri okudu.

Mehmet Akif Ersoy’un hayatını ve Milli Mücadelemizi anlatan sinevizyon “gösterimini” sonrası Mehmet Akif’ten Mektup’u 15 Temmuz Şehitler Anadolu Lisesi öğrencisi Emirhan Uyanık seslendirdi.

İstiklal Marşımızın Kabulünün 100. Yılında On Kıta bir Vatan, İlelebet İstiklal teması ile başta Vali Arslantaş olmak üzere protokol üyeleri ve öğrenciler tarafından İstiklal Marşımızın 10 kıtasının okunduğu, Akif’in şehri Burdur’umuz Tek yürek, Tek nefes olarak İstiklal Marşımızı Okuyor videosu gösterildi.

Programın son bölümünde İstiklal Marşımızın kabulünün 100. yılı münasebetiyle İlimizde düzenlenen Resim-Şiir-Kompozisyon Yarışmalarında birincilik derecesi alan öğrencilerimize ve “Senin Sesinden İstiklal Marşımız” temalı İstiklal Marşımızı güzel okuma yarışmasında “İlkokul ortaokul ve lise” kategorilerinde de birincilik derecesi elde eden öğrencelere son Başbakan Binali Yıldırım tarafından ödülleri verildi.

Son Başbakan Binali Yıldırım İstiklal Marşı’nın Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy’u Anma Programındaki yaptığı konuşmada; “Mehmet Akif Ersoy’u daha iyi anlamak ve gelecek nesillere tanıtmak hepimizin boynunun borcu. Bugün İstiklal Marşı’nın kabulü olan o büyük günün yıl dönümünü idrak edeceğiz. Savaşlar elbette sahada kazanılır. Ancak milletin savaşa inanarak tereddütsüz cepheye koşması için bu yüksek ideallere inandıracak vatan evlatları da bir o kadar önemlidir. Akif memleketin dörtte üçü işgal altındayken yazdığı İstiklal Marşıyla istiklal azmini istiklal kararlılığını çok daha pekiştirmiştir. Azerbaycan’ın büyük şairi Bahtiyar Vahapzade şöyle diyor; ‘Yüzden fazla ülkenin milli marşını inceledim. Ancak İstiklal Marşı’mızın üstünde bir marş göremedim.’ O yüzden unutmayalım ki tüm dünya devletleri içinde yalnızca Türkiye, milli marşına İstiklal yani bağımsızlık denilen ülkeyiz. Mehmet Akif bu marşı yazmaya karar verdiğinde 48 saat gözüne uyku girmemiştir. Ve hangi halde olursa olsun hep İstiklal Marşı’nı düşünmüş. Töremize 40 sayısının önemi büyüktür. İşte onun için Akif bu marşı yazarken 41 beyit olarak yazmıştır. Mehmet Akif mütevazi bir yaşama sahiptir. Şiirlerini topladığı Safahat adlı kitabında İstiklal Marşı’na yer vermemiştir. Kendisine sorulduğunda  ‘Onu milletimize hediye ettim. Zaten o milletin eseridir.’ diye cevap vermiştir. Aradan geçen yüzyılda marşımızın yazıldığı ilk günkü coşkuyla gözlerimizden damla akarak, tek yürek, tek ses olarak okuyabiliyorsak o hala canlıdır, bizimle beraberdir demektir. Bu topraklar bizim kaderimizdir topraklar üzerinde 100 yıl önce de emperyalist güçler plan yaptılar, proje yaptılar, cihan devleti Osmanlı'yı tarih sahnesinden silmek için Cihan Harbi’ne soktular. Onlar hesap etti ki; Osmanlı parçalanacak artık bağımsız bir Türk devleti olmayacak. Ama küllerinden yeniden doğan bu millet yedi düvele karşı amansız mücadelesini Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve onun arkadaşları ile sürdürmüş, aziz milletimiz ile omuz omuza verdiği mücadele ile yeniden Türkiye Cumhuriyeti'ni bağımsız bir devlet olarak tüm dünyaya ilan etmiştir. O günlerde Müslüman halktan hiçbirinin bağımsız Devleti yoktu. Tek bağımsız devlet Türkiye Cumhuriyeti olmuştur. Yıllar sonra geçmişte bizi işgal etmeye kalkanlar olsun, ister bölücü PKK terör örgütü olsun, isterse 15 Temmuz gecesi demokrasimize, Cumhurbaşkanı’mıza meclisin bağrından çıkan hükümete, onun Başbakanı’na, Milletvekillerine kasteden alçak terör örgütü FETÖ örgütü olsun, vatan sevgisi, millet sevgisi, bayrak sevgisi bu millet de var olduğu müddetçe daima yenilmeye mahkûmdurlar” dedi.

Vali Arslantaş programda yaptığı konuşmada; “Türkün Ateşle İmtihanı” diye adlandırabileceğimiz Türk Kurtuluş Savaşını Kahraman Mehmetçiklerimizin insanüstü, destanı mücadelesini oldukça görkemli bir sesle anıtlaştıran İstiklal Marşımızın kabulünün 100. yılını kutluyoruz. Kaleme aldığı bu eşsiz eseri Milletimize armağan eden, Vatan Şairimiz, Mütefekkir, Gönül İnsanı, Burdur Mebusu Mehmet Akif Ersoy’u bir kez daha saygı ve rahmetle anıyorum.

İstiklal savaşının hemen öncesindeki buhranlı günlerde kaleme alınmış olan İstiklal Marşımız; Türk Milletinin azminin ifadesi, iman gücünün maddeye olan üstünlüğünün ispatı olan muazzam bir destandır.

Bir millet için en karanlık günler o milletin istiklalinin tehlikeye düştüğü günlerdir.

İstiklal Marşı Şairimiz o zor ve karanlık günlerin içinde yaşamıştır. O şartların korkunçluğunu çok iyi bilmektedir.

Bu gerçekleri Mehmet Akif “Hayır, hayal ile yoktur benim alışverişim, inan ki, her ne demişsem görüp de söylemişim” dizesiyle dile getirmiştir.

Gerçekten de Mehmet Akif’in kurtuluşa olan inancı o denli güçlüdür ki düşmanın Sakarya Nehrine kadar geldiği, Başkentin Kayseri’ye naklinin bile düşünüldüğü genel bir umutsuzluk ortamında;

Doğacaktır sana vadettiği günler hakkın

Kim bilir belki yarın belki yarından da yakın

Diye haykırabilmiş, umudunu bir an olsun yitirmemiştir.

Milli şairimizin ortaya koyduğu gençlik modeli, hamdolsun şimdi karşımızda. Vatan, millet ve devlet söz konusu olduğunda düşmanın karşısında sıra dağlar gibi durabilen hamiyetli vatan evlatları ülkemizin bekası için büyük bedeller ödedi. Vatan sevgisi, millet yolunda canını seve seve vermek demektir. Vatan sevgisi, mukaddesatı için çırpınan yürekte olur. Burası Anadolu toprağıdır. Gönlü mayalıların yurdudur.

Bilmeyen anlayamaz bu duyguyu. Gönül mayası bireyi insan eder, toprağı vatan eder; bezi, ay yıldızlı bayrak eder ve şerefle yücelerde dalgalandırır.

Müsaadelerinizle Mehmet Akif’in Atatürk’ün hayatını kurtardığı Mustafa Sagir olayını sizlerle paylaşmak istiyorum.

Hindistan Halifelik Akımı’nın temsilcisi rolüne bürünerek Ankara’ya gelen Mustafa Sagir, İngiliz İstihbarat Servisinin ajanı olarak çalışmış, Milli Mücadele’yi destekler görünerek, Ankara Hükümeti ile yakınlık kurmuştur. Ankara Hükümeti de Hint Müslümanlarının temsilcisi olduğu düşüncesiyle Mustafa Sagir’e yakınlık göstermiştir.

İstanbul’da Karakol Cemiyeti’nin eylemlerine katılan İngiliz ajanı Mustafa Sagir, şüphe uyandırmaması için İngilizler tarafından 17 gün süre ile tutuklanmıştır. Ankara’da Mustafa Kemal tarafından kabul edilen Mustafa Sagir’e mecliste bir de konuşma yaptırılmıştır. Mustafa Kemal’e suikast düzenlemeye yeltenen Mustafa Sagir, İngiliz ajanı olduğu anlaşılınca hemen tutuklanmış, serbest bırakılması konusunda İngiliz Yüksek Komiseri Sir Horace Rumbold’un yaptığı tüm başvurulara karşın, İstiklal Mahkemesi kararıyla ölüm cezasına çarptırılmıştır. Sorgulamasında suçunu kabul eden Mustafa Sagir, “Miralay Lawrens, Osmanlı Devleti’ni altınlarla yıkmıştı. İngilizler beni de tabanca ile Milli Hükümeti ortadan kaldırmakla görevlendirdiler. Maksadım Mustafa Kemal Paşa’yı vurmaktı. Bunların sonucunda Türklerin İstiklal Savaşı duracak, Milli Hükümet yıkılacaktı. Fakat muvaffak olamadım. Suç kimsenin değil, benimdir” demiştir.

Akif’in oğlu Emin Ersoy, İngiliz casusu Mustafa Sagir’in casusluk faaliyetinin deşifre edilmesi konusunda babasının rolünü şöyle anlatmaktadır: İstiklal Marşı şairinin, bu hain İngiliz casusunun iç yüzünü keşfetmekte çok büyük rolü olmuştur. Rol değil, Mustafa Sagir’i suçüstü babam yakalamış. Atatürk’ün doğrudan doğruya hayatı ile alakadar olan teşkilatlı bir suikasta mani olabilmiştir. Mustafa Sagir kendisine Hindistan’ın Ankara Hükümeti’ni alkışlayan bir ferdi, alem-i İslam’ın bir azası, bir sefir süsü veriyordu. Babam da eskiden beri Türkiye’de İslam birliği tesisine çalışan bir fikir adamı olarak tanındığı için, Mustafa Sagir ile samimiyet kurmuş, iç yüzünü bilmediği bu İngiliz casusunu kaç defalar Tacettin Mahallesi’ndeki evimize davet etmişti. Bu arkadaşlıktan kendi hesabına faydalanmayı düşünen Hintli casus, haberleşme işlerinde babamın adresiyle mektuplaşmayı daha uygun görmüş, Mehmet Akif vasıtasıyla haberleşmeye başlamıştı. Lakin Mustafa Sagir namına Hindistan’dan, İstanbul’dan, hatta Mısır’dan babamın adresine o kadar çok mektup geliyordu ki, peder şüphelenmeye başladı. Hiç unutmam, İstanbul’dan Mustafa Sagir’e gelen büyük bir zarfın bir ucu kazara yırtıldı. Zarfın muntazam katlanmış sahifelerce muhteviyatı gözüküyordu. İkimizin de nazar-ı dikkatini çeken şey, zarfın yazısız olması idi. Babam artık dayanamadı. Zarfı yırtarak açtı. Satırsız büyük kağıtlar bomboştu. Yalnız bu kağıtları kaplayan bir tabakada üç dört satırlık bir yazı vardı. İstanbul’da havaların yağmurlu gittiğinden bahsediyor, Mustafa Sagir’e muvaffakiyetler temenni ediliyordu. Daha sonra diğer sayfalar incelendi. Bu gibi hallerde kullanılan kimyevi mürekkeple yazıldığı anlaşıldı. Mustafa Sagir, masum olmayıp, büyük bir hain olmasının cezasını hayatı ile ödedi, darağacında can verdi.

Mehmet Akif’in dikkati sayesinde Milli Mücadele hareketinin geleceği açısından önemli bir tehlike oluşturacak bir casus yakalanmış ve idam edilmiştir. Mustafa Kemal 7 Nisan 1921’de Mustafa Sagir’le ilgili olarak İngilizleri kınayan bir de bildiri yayınlamıştır.

İstiklal Marşı’nın Kabulü ’nün 100. Yıl dönümünü en içten duygularla kutluyorum. Bu toprakları vatan yapan başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına Cenabı Hak’tan rahmet diliyorum. İstiklal Marşı gibi bu eşsiz eseri bize bırakan Mehmet Akif Ersoy’u rahmetle minnetle anıyor, sizleri sevgiyle muhabbetle selamlıyorum” dedi.

MAKÜ Çiftliği Kompleksinin Açılış Törenini Binali Yıldırım Gerçekleştirdi

12 Mart programının ardından MAKÜ Çiftliği Kompleksi Açılış Törenine geçildi. Açılış töreninde son Başbakan Binali Yıldırım, Vali Arslantaş ve Rektör Korkmaz konuşma yaptı.

Binali Yıldırım, Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı’nın (BAKA) katkılarıyla hizmete giren MAKÜ Çiftliği Kompleksinin açılış törenine geçti. MAKÜ Çiftliği’nde düzenlenen açılış töreni kapsamında Genetik ve Embriyo Teknolojileri Uygulama ve Araştırma Merkezi, Süt İşleme ve Ar-Ge Birimi, Büyükbaş Yetiştiricilik Birimi, Küçükbaş Yetiştiricilik Birimi, Manda Yetiştiricilik Birimi ile Salyangoz Yetiştiricilik Birimlerinin açılışını gerçekleştirdi.

Açılış töreni öncesinde konuşan Rektör Prof. Dr. Adem Korkmaz yaptığı konuşmada “Üniversitemizde Sayın Başbakanımızı daha önce de ağırlamıştık. Fahri doktora tevdi ettiğimiz önemli bir şahsiyettir. Aynı zamanda öğretim kadromuzda da yer alıyor. Bu anlamda üniversitemize her geldiğinde bir şekilde burada ağırlamak istiyoruz. Kendileri talimatlarıyla Diş Hekimliği Fakültemizin yatırım programına alınmasına da destek verdiler. Önümüzdeki yıl içerisinde de umuyoruz ki başka bir açılışa davet ederiz. Biz üniversite olarak bölgesel kalkınmaya odaklanmış bir üniversiteyiz. Burada yürüttüğümüz Cumhurbaşkanımızın himayesinde YÖK ve Strateji Başkanlığımızın bütçe finansmanıyla yürüttüğümüz bir projemiz var. Bunun dışında üniversitemiz yine sosyal projeleri ve istihdam projeleri ile çalışmalarını sürdürüyor. Bugün açılışını yapacağımız tesisler birbirinden bağımsız yaklaşık yedi işletmeden oluşuyor. Özellikle buradaki Genetik ve Embriyo Teknolojileri Uygulama ve Araştırma Merkezi, Türkiye’de bulunan ender merkezlerden biridir. Şu anda açacağımız çiftlik kompleksimizde de birinci grup buzağılarımız embriyo nakli ile elde ettiğimiz buzağılardır. Bunun dışında Kalkınma Ajansımızın desteğiyle yapmış olduğumuz Süt İşletme Tesisi ve Ar-Ge Birimi, burası sadece bir işletme değil Ar-Ge’lerin yapıldığı, gıda konusundaki çalışmaların yapıldığı bir Ar-Ge işletmesidir. Manda işletmemiz, gezen tavuk işletmemiz, diğer çiftliğimizde ise Honamlı Tekelerinin bulunduğu işletmemiz ile bir de kara salyangozu işletmeciliğimiz var. Bugün bunların açılışlarını yapacağız. Sizleri burada ağırlamaktan duyduğumuz heyecanı ve mutluluğu belirterek saygılar sunuyorum.” dedi.

Vali Ali Arslantaş ise MAKÜ’nün özellikle süt ürünleri üzerinde yaptığı değişikliklerle adından söz ettiren bir üniversite olduğuna vurgu yaptı.

Binali Yıldırım da yaptığı konuşmada “Bugün üniversitemizde MAKÜ Çiftliğinin açılışını gerçekleştiriyoruz. Yaşadığımız bu küresel salgın döneminde gıdanın önemi bir kez daha ortaya çıktı. Dünyadaki tüm dengeler alt üst oldu. Fiyatlar arttı çünkü küresel salgın şartlarında üretim miktarı azaldı. Ama ihtiyaçlar da bir azalma yok. Nakliye fiyatları arttı çünkü taşıdığınız yükün miktarı azalınca maliyeti karşılamak için mecburen yükseldi. Dolayısıyla olağanüstü şartlardan geçiyoruz. Dünyada gelecek 10-20 yılın stratejik sektörü tarım ve hayvancılık sektörüdür. Onun için bu alanda ne yaparsak mutlaka onun karşılığını misli ile alacağız. Tabii tarım ve hayvancılıkta teknolojiyi kullanmak çok önemli. Verimlilik çok önemli, onun için de üniversite 2015 yılından beri tematik olarak hayvancılığı bünyesine almış ve bu alanda her türlü gelişmeyi ve araştırmayı sürdürüyor. Dünyada birçok alanda olduğu gibi gıda tüketimi konusunda da fevkalade bir adaletsizlik var. 8 milyara yaklaşan dünya nüfusunun %10’u yeterli gıdaya erişemezken 800 milyon da aşırı gıda tüketimiyle obez durumuna gelmiştir. Bunun yanında Birleşmiş Milletlerin 2021 raporuna göre 931 milyon ton gıda çöpe gitmiştir. Türkiye’de bu miktar 7 milyon 700 bin tona eşittir. Bu, ortalama ülkemizde 10 kg gıda maddesinin çöpe atılması anlamına geliyor. Önümüzde 30 yıl içerisinde dünya nüfusunun en az 2 milyar daha artacağını hesap edersek tarım ve hayvancılığın öneminin daha da artacağını kolayca tahmin edebiliriz. İklim değişikliğinin getireceği sorunları da kısmen yaşadığımız doğrudur ama gerekli tedbirleri almazsak daha ağırını gelecekte yaşama ihtimalimiz var. O yüzden üniversitelerin burada önemi ortaya çıkıyor. Özellikle Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi bu tesislerde gıda güvenliğinin sağlanması konusunda çok önemli projelere imza atacak. Hayvancılıkla, tarımla meşgul olan vatandaşlarımıza büyük bir destek olacak, katkı sağlayacaktır. 2015’te Bölgesel Kalkınma Odaklı Üniversite projesi kapsamında başlanan bu çalışmalar bugün meyvelerini vermeye başlamıştır. Teke Yöresinin hayvancılık alanında kalkınmasının sağlanması konusunda öncülük, öğreticilik ve yönlendirme görevini Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi üstlenmiştir. Üniversitenin bölgede hayvancılığın gelişmesine çok büyük katkılar sağlayacağını düşünüyorum ve o yüzden bu tesisleri çok ama çok önemli görüyorum. Bu kompleksin ileride büyük bir işletmeye aday olduğunu ifade etmek istiyorum. Üniversitenin arazisi buna çok müsait ve bu işin gelişmesinde ön ayak olan Rektörümüz Prof. Dr. Adem Korkmaz’a, hocalarımıza ve tüm emeği geçenlere şükranlarımı sunuyorum.” şeklinde konuştu.

Konuşmaların ardından açılış töreni kurdelesi kesildi. Binali Yıldırım ve beraberindeki heyet daha sonra proje çalışmalarını yerinde inceledi. Burdur’un meşhur salebini de içen Binali Yıldırım ardından Küçükbaş Hayvan Çiftliğine geçerek incelemelerde bulundu. Yıldırım’a burada Honamlı keçisi hediye edildi.

Son Başbakan Binali Yıldırım programı dâhilinde daha sonra Burdur II. Organize Sanayi Bölgesi’ne geçiş yaptı.

SON BAŞBAKAN BİNALİ YILDIRIM BURDUR 2. OSB’DE 600 KİŞİNİN İSTİHDAM EDİLECEĞİ FABRİKANIN TEMEL ATMA TÖRENİNE KATILDI

28. Dönem TBMM Başkanı, son Başbakan Binali Yıldırım, Burdur ziyareti kapsamında Burdur 2. Organize Sanayi Bölgesinde faaliyet gösterecek Gürok Doğal Mineralli Su Dolum Tesisi ve Cam Fabrikası’nın Temel Atma Törenine katıldı.

Gürallar ailesi tarafından Burdur 2. Organize Sanayi Bölgesinde 116 dönüm sanayi parseli üzerine yapılacak bu önemli yatırım tamamlandıktan sonra, ilk etapta 600 kişiyi yeni istihdam sağlayacak.

Bugün gerçekleşen törenle start veren yeni fabrika inşaatının temel atma programı, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başladı. Konuşmalarla devam eden programda Gürok Turizm ve Madencilik A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan V. Erol Güral ve Gürok Turizm ve Madencilik A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan V. Esin Güral konuşma yaptılar.

Program Burdur Valisi Ali Arslantaş, 28. Dönem TBMM Başkanı son Başbakan Binali Yıldırım’ın konuşmalarının ardından protokol üyeleri ile birlikte butona basarak Gürok Doğal Mineralli Su Dolum Tesisi ve Cam Fabrikası temelinin atılmasıyla sona erdi.

Son Başbakan Yıldırım, temel atma törenin ardından 2. OSB’de inşaat yapı malzemeleri üzerine üretimi yapan hayırsever iş insanı Ercan Akın’ın fabrikası ile yapımı tamamlanma aşamasına gelen Türkiye’nin en büyük mermer fabrikaları arasında yer alacak hayırsever iş insanı Emin Gülmez’in mermer fabrikasını ziyaret ederek incelemede bulundu.

Son Başbakan Binali Yıldırım temel atma töreninde yaptığı konuşmada, “Herkese iyi akşamlar yoğun tempoda bir günün arkasından çok güzel bir iş için bir aradayız aş iş temin edecek üretim yapacak ülkemizin kalkınmasına büyümesine ekonomisine katkı sağlayacak hayırlı bir temel atma töreni için beraberiz. Sabahın öğlen saatlerinde yine insanımız için eğitim için yavrularımız için bir anaokulunu bir anaokulunu Güral grubun yaptırdığı Anaokulunun Açılın açılışını yapmıştık. Görüldüğü gibi her şey insan için diyoruz önce yavrularımızın ömür boyu hayata hazırlanmasına vesile olacak onların şekillenmesine yardımcı olacak yardım edecek eğitim tesisi şimdi de yetişkinlerimizin aş iş sahibi olacağı bir üretim tesisi ben Güral Guruba teşekkür ediyorum. Ülkemize yaptıkları bu güzel işlerden yatırımlardan dolayı bildiğiniz gibi bugün Sayın Cumhurbaşkanımız İstanbul'da ekonomik rapor programlar açıkladı. Firmalarımız için üreten istihdam oluşturan ihracatımıza katkı sağlayan küçük büyük orada ölçekli işletmelerimize yönelik birçok reform niteliğinde tedbirler var, kararlar var. Bunları bugün kamuoyu ile paylaşma fırsatı bulduk. Şöyle söylemek lazım. Bir ülkede eğer büyüme istiyorsak kalkınma devam etsin istiyorsak burada en önemli nokta en önemli beklediğimiz şey istikrar ve güvendir. İstikrar ve güvenin olmadığı yerde hiçbir şey olmaz. Bu yatırımda istikrar ve güveni gösteriyor. Son 20 yıldır güçlü bir yönetim idaresi vardır, iradesi vardır, güven vardır, istikrar vardır. Bu da ülkenin büyümesine kalkınmasına tabii ki katkı sağlamaktadır. Mesela gelirken arkadaşlarımla da paylaştım 1991 1999 arası Türkiye'de 9 tane hükümet kurulmuş 46 56 hükümetleri bu aradakiler hepsinin toplam süresi 81 ay ortalama 9 ay, 9 ayda bir hükümet ne yapabilir ancak bakanlıklarda bakanlar personeli tanır brifing alır projelerin ne olduğunu öğrenmeye çalışır. Daha sonra da valizini toplamaya ve vedalaşma işlerini yapar. Dolayısıyla istikrarın ve güvenin olmadığı yerde hiçbir şey olmuyor tabii biz neyi yaptık. Biz altyapıya yatırım yaptık. Yolları yaptık, demiryollarına Hava Yolları'na akıl yollarına internete bunlara yatırım yaptık ki yatırım yapacak özel sektör kuruluşlarımız rekabetçi olsunlar üreten piyasalarda söz sahibi olsunlar. Hamd olsun yaptığımız yatırımlarla Türkiye altyapıda dünyada 39 sıradan 9 uncu sıraya yükseldi. Bütün bunlar 15 yıl içinde oldu Evet burada bitiyor mu bitmiyor. Daha yapacak çok işimiz var gidecek çok yolumuz var. Gidecek çok yolumuz var. 2016-2018 arasında Başbakanlığımız döneminde aldığımız teşvik tedbirleriyle, sigorta pirimi, işveren hissesi, vergi indirimi, yatırıma katkı gümrük muafiyetleri faiz desteği, kdv istisnası ve daha birçok destekle özel sektörün yatırım yapmasını hep teşvik ettik. Cazibe bölgeleriyle stratejik maliyetteki yatırımlara özel teşviklerle çok önemli kazanımlar elde ettik. Özel sektörün gücüyle kalkınma sürecimizi tamamlayacağız. Baştan beri söylediğim şey devletin dört alana çekilmesi bu nedir. Güvenlik, adalet, eğitim, sağlık. Bu dört alan devletin işi.

İşsizliğin büyük bir mesele olduğu bu günlerde 600 vatandaşımıza iş aş sağlayacak olan ve onların aileleriyle birlikte geçimine vesile olacaksınız. Bakın dünyada bu salgın sebebiyle de, geçtiğimiz yıl bütün ekonomiler küçüldü. İki istisna var biri Çin, biri Türkiye.

Burada üretilecek doğal maden suyu ve şişeleme çok akıllıca düşünülmüş bir entegre tesis. İkisinin birbirine ihtiyacı var. Bu cam fabrikası Cumhuriyetimizin 100. Yılına varmadan faaliyete geçmiş olacak. 116 dönüm alanda inşa edilecek. Onun için bu şişelemenin ihtiyacı olan camlarda burada üretilmiş olacak. Her yönüyle güzel bir tesisi Burdur’a kazandırmış olmanızdan dolayı bir kez daha sizlere teşekkür ediyorum. Rabbim gayretinizi gücünüzü arttırsın. Nice nice yüzler yatırım haberleriyle bizde her gün bu mutluluğu Burdurlularla, halkımızla yaşayalım diliyorum” dedi.

Burdur Valisi Ali Arslantaş temel atma töreninde yaptığı konuşmada, “Sayın Başbakanım İkinci Organize Sanayi Bölgesindeyiz. Birinci Organize Sanayi Bölgesi dolduktan sonra yaklaşık 1000 dönüm alan üzerine kurulmuş. Bugün temelini atacağımız yerde bütün organize sanayi bölgesinin yaklaşık yüzde 10’unu kapsayacak bir büyüklükte. Yaklaşık 600 kişinin çalışacağı bir işletme olacak. Biraz sonra gideceğimiz mermer fabrikamız var. Mermer Fabrikamız var. Orada Türkiye’nin ve Orta Doğu’nun en büyüğü olup, 600 kişiyi çalıştıracak bir fabrika. Burada 21 parselin sadece 2’si duruyor. 4 işletmemiz faaliyetine geçmiş durumda. İnşaatı bugün başlanacakla birlikte devam eden 5 işletmemiz olacak. Diğer tanesi de proje aşamasında devam ediyor. Çok kısa süre içerisinde büyüme ihtiyacı duyan bir sanayi bölgesi. Yaklaşık 300 dönüme yakın bir alanda güney, göl tarafında büyümek için yönetim kararlarımız, müteşebbis kararlarımız alınıp, bakanlığımız onayına gönderilmiş durumda. Ben temelini atacak olduğumuz bu işletmenin Burdur’umuza, ülkemize hayırlar getirmesini temenni ediyorum. Sizleri sevgi saygı ve muhabbetle selamlıyorum” diye konuştu.

Semiha Yıldırım Top Dikim Atölyesini Ziyaret Etti

Eşi Binali Yıldırım ile Burdur’a gelen Semiha Yıldırım hanımefendi Spor Toto-MAKÜ Stadyumu’nda bulunan Top Dikim Atölyesini ziyaret etti.

Burdur Valisi Ali Arslantaş’ın eşi Hatice Arslantaş’ın da bulunduğu ziyarette Semiha Yıldırım hanımefendi ve beraberindeki heyeti Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Karaca ile Rektör Danışmanı Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Kılınç karşıladı.

Burdur El Yapımı Top Dikim Atölyesi’nde çalışan kadınlarla bir süre sohbet eden hanımefendiye ayrılmadan önce üzerinde ismi yazılı olan top ve üzerinde Binali Yıldırım’ın adı yazılı MAKÜ Spor forması hediye edildi.