Tüm Türkiye’de olduğu gibi Burdur’da da sağlık çalışanları, Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’nin geri çekilmesi, özlük haklarında iyileştirme ve aile sağlığı merkezi gider ödeneklerinin artırılması talebiyle 17-18 Şubat’ta iş bırakma eylemi yapıyor.

Burdur'daki iş bırakma eylemine Aile Hekimleri Derneği, Burdur Sağlık İş, Isparta Burdur Tabip Odası Burdur Hekim Sen ve TSS katıldı.

Burdur Devlet Hastanesi önünde toplanan sağlık çalışanları basın açıklaması yaptı.

Burdur Aile Hekimleri Derneği Başkanı Dr. Osman Gençer, Genel Sağlık İş Sendikası Burdur Temsilciliği başkan yardımcısı Dr. Gökhan Tekin ve Burdur HEKİMSEN İl Temsilcisi Dr. Nezih Yıldırım'ın açıklamalarından pasajlar söyle;

Burdur Aile Hekimleri Derneği Başkanı Dr. Osman Gençer, "Hekim, hemşire, ebe, sağlık memuru, teknisyen arkadaşlarım, değerli STK başkan ve temsilcileri durumdan vazife çıkaran duyarlı sağlık neferleri sizleri saygıyla selamlıyorum.
Değerli basın mensupları, bugün aile hekimlerini temsilen Sağlık Bakanlığına tekrar sesleniyoruz.
Aile hekimleri, aile sağlığı çalışanları ve tüm sağlık paydaşları ile birlikte son bir yıl içerisinde tüm yurtta 4 defa iş bırakıp,3 defa miting yaparak kamuoyuna ve sağlık bakanlığına sesimizi duyurmaya çalıştık. Sağlık bakanlığı halen bizleri duymamak, verdikleri sözleri tutmamak, aile hekimliği sistemini çökertmekte ısrar etmektedir.
Sağlıkta dönüşüm ile birlikte verilen sözler unutulmuş, aile sağlığı merkezleri modernize edilmek yerine kaderlerine terk edilmiştir. Birçok aile sağlığı merkezi fahiş artan elektrik, doğalgaz kira giderlerini ödeyememekte, artan personel giderlerini karşılayamamaktadır. Yakın zaman içerisinde Aile Sağlığı Merkezlerinde çalışan ve ücretleri aile hekimleri tarafından karşılanan 20.000 ’e yakın yetişmiş sağlık çalışanı işsiz kalacak, aile sağlığı merkezlerinde verilen birçok hizmet durma noktasına gelecektir.
Verilen sözler tutulmadı. Aile hekimliği başına düşen nüfuslar azaltılarak ücretleri düşürülmüş, enflasyona karşı aile hekimi ve aile sağlığı çalışanlarının hak edişlerinde iyileştirilme yapılmamış, pandemi döneminde bile, negatif performansa dayalı angaryalar arttırılarak aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanları değersizleştirilmiştir. Sayın Sağlık Bakanı; Asgari ücrete yakın hakediş alan aile sağlığı çalışanı ebe ve hemşire, yoksulluk sınırında hakediş alan aile hekimleri, Son bir ay içerisinde 197 ve Son bir yıl içerisinde ülkesini terk eden binlerce hekim, sizlerin eseridir. Buradan açık bir şekilde duyuruyoruz. Direneceğiz! Liyakatli idarecileri mumla arıyoruz. Günübirlik politikalara alet edilmiş aile hekimliği sistemi, sanrı ve hezeyanlarla idare edilmektedir.
Yapılan mevzuat düzenlemesi ile yüzlerce meslektaşımızı kaybettiğimiz bir dönemde, moral ve motivasyonumuz yok edilmiş sözleşme feshi baskısı altında hizmet sunmamız istenmiştir. Aile hekimi ve aile sağlığı çalışanlarına uygulanan bu orantısız ceza ve baskının gerekçesini anlamakta zorlanıyoruz. İstanbul, Tekirdağ, Muş, Hakkâri, Mersin ve Diyarbakır gibi birçok ilde, anayasaya aykırı olduğunu düşündüğümüz ceza yönetmeliği kullanılarak, tabiri caiz ise ‘’cadı avı’’ başlatılmış, birçok aile hekiminin sözleşmesi il sağlık müdürleri tarafından yenilenmemiştir.
Buradan açık bir şekilde duyuruyoruz. Bizlere hak görülen bu Ceza yönetmeliğini kabul etmiyoruz!

"ŞİDDETE UĞRAYAN SAĞLIK ÇALIŞANI İÇİN ADALET İSTİYORUZ"

Kışkırtılmış sağlık talebi, artan angarya ve iş yoğunluğu altında ezilen sağlık çalışanları her gün dozu artan şiddet ile karşı karşıya kalmaktadır. Hekimleri ve tüm sağlık çalışanlarını şiddetin hedefi haline getiren itibarsızlaştırıcı söylemlerden derhal vazgeçilmelidir. Arttırılmış cezalarla Etkin Sağlıkta Şiddet Yasası çıkartılmalı adli merciler sağlıkta şiddet durumunda kanunları şiddeti caydırıcı ve etkili bir şekilde uygulamalıdır.
Aksi takdirde bu şiddetin faili siz olacaksınız.

"HALKIMIZA SESLENİYORUZ"

Aldığımız eğitimin kutsallığı gereği sizlere şifa dağıtmak bizim için en büyük görevdir. Bizler ilk nefesten son nefese kadar her türlü sağlık hizmetinde sizlerin yanınızdayız. Milletimizin sağlıkla yaşaması sağlıkla yaşlanması, her türlü koruyucu ve tedavi edici sağlık hizmetine ulaşımının kolaylaştırılmasını sağlamak için varız. Bizler sizlerin ailenizin bir parçası, hanenize en yakın sağlık neferleriyiz.
Bebek ve erişkin aşılama, bebek, çocuk, kadın, gebe, lohusa izlem, kanser taramaları, laboratuvar hizmetleri, poliklinik hizmetleri, kronik hastalık takipleri ve daha sayamayacağımız birçok çalışma ile halkımızın yaşam süresini uzattık. Ancak Hekimler olarak kendi ömrümüzü kısalttık. Bugün hekimler olarak ortalama 60 yaşını göremiyor, aldığımız eğitimin güçlüğü, çalışma şartlarımızın yüksek stresi altında sağlıkla yaşlanamıyoruz. Başa çıkılması mümkün olmayan iş yükü ve mobbing altında eziliyoruz. Adil, demokratik, insanca bir çalışma ortamı istiyoruz.
Taleplerimiz çok net;
1-) Etkin bir sağlıkta şiddet yasası ve bu yasaları uygulayan adalet sistemi istiyoruz.
2-)30 Haziran 2021 tarihli ödeme sözleşme yönetmeliğinin geri çekilmesini ya da önerilerimiz doğrultusunda revize edilmesini istiyoruz.
3-)Aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanları olarak makul bir ödeme, hak ettiğimiz bir emeklilik yaşamı istiyoruz.
4-)Aile sağlığı merkezi gider ödemelerinin, ASM gider artışına paralel olarak artırılmasını istiyoruz.
Giydiğimiz beyaz önlük gibi alnımız aktır! Asla pes etmeyeceğiz! Taleplerimiz karşılanıncaya kadar mücadelemize devam edeceğiz!"

"Sağlık çalışanları pandemi ile mücadele ederken bir yandan da geçim derdine düşmüştür"

Genel Sağlık İş Sendikası Burdur Temsilciliği başkan yardımcısı Dr. Gökhan Tekin; "Değerli Basın Mensupları, Sevgili çalışma arkadaşlarımız, Kıymetli yurttaşlarımız, Ülke olarak, ekonomik krizin tüm yurttaşlarımızı yoksullukla karşı karşıya bıraktığı zorlu bir süreçten geçmekteyiz. Böylesi bir süreçte sağlık çalışanları da ülkemizdeki tüm emekçiler gibi bir yanda pandemi ile mücadele ederken bir yandan da geçim derdine düşmüştür. Açlık sınırına yaklaşan ücretlerle faturalarını ödeyemeyen sağlık çalışanları; kara kışı, “kara kara düşünerek” geçirmektedir. Ancak; emekçinin derdine çözüm üretmesi gerekenlerin ne yazık ki gözleri görmüyor, kulakları duymuyor. Sağlık çalışanlarının maaşlarında ve özlük haklarında iyileştirme” dediniz, yapmadınız.
Çıkardığınız yönetmelikle ne yazıkki bizleri cezalandırdınız. Covid-19 u meslek hastalığı olarak kabul etmediniz. Şiddetsiz çalışma ortamları sağlayamadınız ve halen sağlıkta etkin şiddet yasasını çıkarmadınız. Ek gösterge yalanı ile yıllardır oyaladınız. Geleceğimizi güvencesiz bıraktınız. Gerçekten ama Gerçekten; Yoksulluğa mahkûm ettiniz. Tüm bunların sonucunda hastaneleri hekimsiz, hastaları ilaçsız bıraktınız. Mevcut durumda sağlık sitemi çökme noktasına gelmiş ancak sağlık hizmetlerinin bel kemiği sağlık emekçileri çalışmaktan, üretmekten ve can kurtarmaktan vazgeçmemiştir. Sağlık politikalarının başarısı olarak sunulan sağlık hizmetlerindeki başarı, aslında sağlık emekçilerinin özverili, insan üstü çaba ile gerçekleştirdiği başarıdır. Biz sağlık çalışanları olarak hiçbir zaman çok çalışmaktan yorulmadık, yorulmayız da. Ancak insan onuruna yaraşır bir şekilde yaşamak istiyoruz."

"Hekimlerinize sahip çıkın, bu sizin için çok çok önemli!"

Burdur HEKİMSEN İl Temsilcisi Dr. Nezih Yıldırım;

"Hekimsen Burdur Devlet Hastanesi temsilcisi olarak herkese iyi bir gün dileyerek sözlerime başlamak istiyorum. Bildiğiniz gibi burada değişik platformlardan hekimler ve sağlık çalışanları seslerini, dertlerini ve çözüm önerilerini kamuoyu ile paylaşmak için toplandılar. Uzun süredir uygulanmakta olan sağlıkta dönüşüme ilave olarak ülkedeki ekonomik sorunlar birleşti ve tüm sağlık çalışanlarının ve özellikle hekimlerin özlük ve maddi haklarında büyük bir gerileme yaşandı. Artık herkesin bildiği bir gerçek olarak ülkede çalışan hekimler mutsuz ve umutsuzdur. Dünyadaki meslektaşlarına göre çok daha az kazanmakta, çok daha fazla iş yüküyle boğuşmakta, çok daha fazla şiddete maruz kalmakta ve hukuki olarak hem bu şiddetin cezaları yetersiz kalmakta hem de yaptıkları işlerin sonuçları ile ilgili olarak büyük risklerle karşı karşıyadırlar. Sağlık sisteminin bütün işleyiş arızalarını ve bundan kaynaklanan sorunları hizmet verdiği topluma karşı göğüslemekte, ortaya çıkan sorunların sorumluluğu ülkemizin sağlık politikasını belirleyenler tarafından kendisine yüklenmektedir. Hepimiz bir pandemi süreci yaşandığınının farkındayız. Bu süreçte tüm dünyada nitelikli iş gücü olarak hekimlik mesleğinin değeri anlaşılmış, daha iyi koşullar ve maddi haklar verilmeye çalışılmış, bu konuda ekonomik olarak güçlü devletler ellerindeki hekim eksikliğini bizim gibi ülkelerden karşılamak için bütün bürokratik süreçleri ortadan kaldırarak kapılarını ardına kadar açmışlardır. Bunun sonucu olarak her gün daha fazla hekim yurtdışına çalışmayı bir kariyer planı haline koymuş, artık ülkedeki Tıpta Uzmanlık sınavlarına hazırlanmak yerine Almanca, Fince, İsveççe gibi dilleri öğrenmek için kursları doldurmuşlardır. Bir hekimin yetişmesinin ne kadar zahmetli ve uzun bir süreç olduğu ve bu değerlerin bu kadar kolay kaybedilmesinin ne kadar düşündürücü bir durum olduğunun değerlendirilmesini saygıdeğer kamuoyuna bırakıyorum. Tam Gün, Malpraktis yasaları gibi uygulamalar ülke gerçekleri göz önüne alınmadan altyapısız bir şekilde uygulamaya konmuş. Ortaya çıkan gelirlerle orantısız ceza ve tazminatlar sonrası hekimler hastadan kaçar bir pozisyon alarak riskli uygulamalardan kaçınmaya başlamış ve yine bütün bu olumsuzluklar halkımıza yansımıştır. Bu süreçte Kadın Hastalıkları ve Doğum, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Kardiyoloji, Nöroloji ve ağır Cerrahi branşlar hekimlerin tercihi olmaktan çıkmış, bu alanlarda özellikle Anadolu'daki tıp fakültelerinin asistan kadroları boş kalmıştır. Hekimlik hizmetleri kozmetik uygulamaların para getirdiği bir yapıya evrilmiş, koruyucu hekimlik ve birinci basamak sağlık hizmetleri üvey evlat muamelesi görmüştür. Daha bunlar gibi bir çok sorunla şimdi hekimler boğuşuyor gibi gözükse de hekimlerin sorunlarının sağlık sisteminin işleyişine oradan da tüm topluma yansıyacağı unutulmamalıdır. Bütün bu nedenlerle halkımıza seslenmek istiyorum, Hekimlerinize sahip çıkın, bu sizin için çok çok önemli!"