Türk Eğitim-Sen Burdur Şube Başkanı Orhan Akın, yüz yüze eğitime geçildiği için öğretmenlerin mutlu olduğunu ancak bunun devam edebilmesi için bazı önlemlerin alınması gerektiğini belirtti.

Akın, sınıfların karantinaya alınmasıyla ilgili birtakım görüşlerin dile getirildiğini ve hafta sonu eğitimin tartışıldığını söylerken hafta sonu eğitimi çok doğru bulmadığını, 15 bin atamanın çok daha fazla şekilde yapılmasını, derslerin sabahçı ve öğlenci şekliyle yapılmasını, ders saatlerinin 40 dakikadan 30 dakikaya indirilmesini ve öğrencilerin kapalı ortamlarda daha az süre kalmalarını teklif ettiklerini ifade etti.

Okullarda 1 hizmetlinin hijyen ortamını sağlamasının mümkün olmadığını belirten Türk Eğitim-Sen Burdur Şube Başkanı Orhan Akın, Okullara yapılan yardımların artırılmasını ve İŞKUR personellerinin bu dönemde daha çok olması gerektiğini söyledi.

Türk Eğitim-Sen Burdur Şube Başkanı Orhan Akın şöyle konuştu;

“Yüz yüze eğitimin devam etmesi için bazı önlemlerin alınması lazım”

Hem Türkiye’de hem de dünya genelinde Kovid-19 salgının ortaya çıkışından sonra birçok alanda etkilenmeler oldu. Bu etki alanlarının içerisinde tabi ekonomi başta geliyor belki ama sosyal hayat, kültürel hayat ve bizim sorumluluk alanımızda olan eğitim bu dönemde en büyük yarayı alan kurumlardan birisi. Pandemi ilk başladığı zamanlarda insanlar bir sendeledi. Acaba ne olacak? Nasıl yapılacak? Bununla nasıl baş edilecek dedi. Önce okullar bir açıldı, tekrar kapandı. Salgınla baş edebilmek için belli dönemlerde tekrar açıldı. Tabi o dönemin Bakanı Ziya Selçuk belki de bu dönemin sıkıntılarının içerisindeyken Milli Eğitim Bakanlığı’nı devretmek, ayrılmak zorunda kaldı. Tabi bu sıkıntılarla beraber yeni gelen Bakan her halükarda eğitim-öğretimi yüz yüze yapacağını, okulları açacağını ifade etti. İlimizde de bu yönde bütün birimlerde, okul öncesi eğitimde, ortaöğretim, mesleki eğitim kurumlarında yüz yüze eğitime geçmiş olduk. Üniversite eğitiminde de aynı durum söz konusu. Sayın Rektör 27’sinden itibaren bütün alanlarda her ne olursa olsun eğitim-öğretime devam edileceği açıklamasında bulundu. Tabi ilk hamlede çok doğru karar bunlar. Çünkü öğrencilerin gelmemesi, özellikle üniversite öğrencilerinin ülkemizde ve ilimizde bu şekliyle geçimini sağlayan başta pansiyon işletmecileri, apart işletmecileri, kafeterya işleticileri çok büyük sıkıntı yaşadılar. Bizde istiyoruz yüz yüze eğitim olsun. Hiçbir zaman eğitim çalışanı öğretmen arkadaşlarımız okul kapansın da biz evde uzaktan eğitim ile eğitim-öğretime devam edelim istemezler. Çünkü çok zor. Hiç bir öğretmen, hiç bir eğitim çalışanı ve idareci uzaktan eğitim ile ilgili ders almış değil. Bununla alakalı teknolojiyi kullanmakla ilgili herhangi bir seminer, eğitim söz konusu değil. Herkes neredeyse el yordamıyla bir şeyler yapmaya çalıştı. Bu dönemde sağlıkçılarımız üzerine düşen vazifeleri yaptı ama esas bu dönemin kahramanlarından birisi de eğitim çalışanları öğretmenler. Uzaktan eğitimin çok zorlukları var. Öğretmenler şu an yüz yüze eğitimden son derece memnunlar. Çünkü hem çocuklarımızla göz göze geliyoruz hem de çocuklarımızla sıcak temas sağlıyoruz. Ama bunun yanında son dönemlerdeki delta ve mu varyantlarının da hızlı bulaşmasından kaynaklanan bazı sınıflarımızda 2 öğrenciyi geçtiği zaman okul kapanmıyor sadece sınıf karantinaya alınıyor. Eğer sınıf öğretmeni ise uzaktan eğitime tekrar geçme yoluna gidiliyor. Fakat alanlarda gördüğümüz sıkıntıların başında ders saatleri çok uzun. 40 dakika sürüyor bir ders. Havalar da soğumaya başladı, kış mevsimi geliyor. Soğuktan dolayı kapalı bir ortamda pencereleri de açamayacağız. O kadar çocuğun aynı ortamda 40 dakika gibi uzun bir süre ders yapmasını biz doğru bulmuyoruz. Burada ne yapılabilir?  Ders süreleri kısaltılabilir. 30 dakika ideal bir süredir. Zaten çocukların dikkat süresi de 10-15 dakikanın üzerinde değildir. Öğle araları biraz azaltılmalı ve ders saatleri de acilen 30 dakika olarak düzenlenmesi lazım. Yüz yüze eğitime geçildiği andan itibaren öğretmenlerimizin daha çok mutlu olduğunu biz görmekteyiz. Ancak bunun devam edebilmesi için bazı önlemlerin de alınması lazımdır.”

“15 bin atama çok daha fazla şekilde yapılmalı”

Yakın zamanda okullardaki pandemiden kaynaklanan sınıfların karantinaya alınmasıyla ilgili birtakım görüşler dile getirilmeye başladı. Hafta sonu eğitimi tartışmaya başladılar. Şimdi zaten bir öğretmenin sadece hafta sonu izni var. Bunu hafta sonu yapacaksak ikili öğretime geçmiş olacağız. Sınıf sayılarında Burdur’da öyle  İstanbul’daki gibi kalabalık sınıflarımız yok. Sadece birkaç okulumuzda 30’un üzerinde olan sınıflar var ama çoğunluğu daha az şekilde. Buradaki hafta sonu eğitiminden daha çok hafta içi ders sürelerinin azaltılarak, çok kalabalıksa eğer öğrenci ve şube sayısı sabahçı ve öğlenci moduna geçilerek bir çözüm yolu üretilebilir. Bu dönemde okulları komple kapatmak yine doğru olmaz. Sınıf karantinalarının da bu şekilde yapılması mantıklı bir durumdur. Çocuklarımızın dışarıda, teneffüslerde daha çok vakit geçirmeleri lazımdır. Çünkü artık eğitim-öğretim 40 dakikalık dersi kaldıracak gibi durmuyor. Bizim tavsiyemiz ders sürelerinin kısaltılıp, çocuklarımızın dışarıda oynayacağı teneffüs saatlerinin biraz daha uzaması. Ayrıca sayın Cumhurbaşkanın 15 bin öğretmen atamasından bahsetmesi bizim sendikamızın da çok üzerinde durduğu konulardan birisi ama sayı çok az. 69-70 bin ücretli öğretmenin çalıştığı yerde bu dönemde biraz daha fazla nasıl sağlıkçı atıyorsak öğretmen sayısını da artırarak sabahçı, öğlenci modeline geçmemiz lazım. Şu anda 600 bin atama bekleyen öğretmenimizin olduğu yerde 15 bin sayısı çok düşük rakamlardır. Ücretli öğretmen sayısının bile çok çok altındadır.

“Okullarda İŞKUR eleman sayıları arttırılmalı”

Birde personel sayısının artması lazım. Geçtiğimiz günlerde okullarda çok az sayıda İŞKUR elemanının görevlendirildiğini duyduk. Bu sayının derhal artırılması lazım. Bunun özellikle çok üzerinde duruyoruz. Okul Müdürlerimiz çaresiz kalmış. 5 katlı, 4 katlı okullarda 1 tane İŞKUR elemanıyla o temizlikler veya 1 tane hizmetli ile bu işler yürümüyor. 1 tane okulda 14 tane derslik var 1 tane hizmetli var. Sayı çok düşük acilen İŞKUR üzerinden personel alımı yapılmalı. Sayın Cumhurbaşkanımızın sürekli ifade ettiği, Sağlık Bakanımızın ifade ettiği maske, mesafe ve temizlik anlayışının oturtulabilmesi için okullarda 1 tane hizmetlinin bu hijyen ortamını sağlaması söz konusu ve mümkün değildir. Tamam okullara para yardımı gitti. Bu para yardımlarında 1 liseye 9 bin lira çok az bir rakamdır. Bunun 25-30 bin lira gibi arttırılması ve çalışan personel açısından da İŞKUR eleman sayılarının çok çok daha fazla bu dönem için özellikle artırılması yerinde olacaktır.

-Muhammet Fatih Başcı