Deprem bölgesinde yeni konutlar, mikrobölgeleme etütlü inşaat yapılacak Deprem bölgesinde enkaz kaldırma çalışmaları ile birlikte yeni yapılacak deprem konutlarının niteliği, depreme dayanıklılığı, kent merkezlerinin zemini güçlü rezerv alanlara taşınması, zemin etütlerinin yapılması, mikrobölgeleme çalışması, jeofizik ve jeolojik etütler, özellikli kamu yapılarında deprem izolatörlerinin zorunlu kılınması, deprem konutlarının ne kadar sürede hazır olacağı, binalarla birlikte yıkıma uğrayan şehir altyapılarının yenilenmesi, kent sakinlerinin kente geri dönüşleri… gibi konular bundan sonra en çok konuşacağımız başlıkları oluşturuyor. Artık yaraları sarma, insanımızı ve kentlerimizi hep birlikte ayağa kaldırma zamanı… Bu alanda büyük sorumluluk üstlenen ve bugüne kadar üstlendiği işlerden alnının akıyla çıkan TOKİ’nin en yetkili ismine sorularımı yönelttim. Depremin ilk anından itibaren yetkililerle birlikte sahada olan TOKİ Başkanı Ömer Bulut, uzun bir süre daha arazide çalışacak.Depremden etkilenen 10 ilde TOKİ’nin 133 bin konutunun hiçbirinde yıkım olmadı. Bu derece şiddetli bir depremde beklenen hasarın çok altında hasar gören yapılar var ancak bu konutlarda yaşayan hiçbir vatandaşımız olumsuz etkilenmedi. Depremin büyüklüğü ve diğer binalara oluşturduğu hasar göz önüne alındığında bunun önemli olduğunu düşünüyorum. TOKİ Başkanı Bulut, İdare’ye ait 27 bin konutu bulunan Gaziantep’te dolaşırken, vatandaşların evlerine girmeye çekindiklerini ancak inşaatlarında kullandıkları sistemi anlatınca ikna olduklarını anlattı. Bulut, “TOKİ’nin bu depremlerden yüz akıyla çıkmış olmasının en önemli sebeplerinden biri; inşaatlarda perde sisteminin ağırlıklı olduğu tünel kalıp kullanıyor olması, ikincisi ise konut alanı seçimlerinde şehirlerin sağlam zeminlerinin bulunduğu yerlere inşaatların yapılmasıdır” dedi. MİKROBÖLGELEME YAPILIYOR Prof. Dr. Naci Görür’ün haklı uyarısıyla en önemli konuyu, TOKİ’nin bu bölgelere inşa edeceği konut arazilerinde mikrobölgeleme çalışması yapılıp yapılmadığını sorarak röportajıma başladım. Mikrobölgeleme Etütleri; mevcut veya yeni açılacak yerleşim alanlarındaki zemin açısından tüm tehlikeleri belirlemek, yerel zemin ve tehlike koşullarının yansıtıldığı haritaların üretilmesi amacıyla arazinin zemin yapısı ile ilgili jeolojik, jeofizik ve jeoteknik açıdan modellemesi ile ilgili her türlü araştırma, analiz ve sentezleri içerir. TOKİ, mikrobölgeleme çalışması kapsamında tespit edilen öncelikleri dikkate alarak inşaat faaliyetleri başlamadan önce gerekli ek çalışmalar, ölçüm ve testler uygulayarak, zemine farklı yöntemlerle müdahale edip zemin güçlendirme çalışması yapıyor. TOKİ Başkanı Bulut, mikrobölgeleme yapılıp yapılmadığı yönündeki soruma tereddütsüz şu yanıtı verdi: “Mikrobölgeleme, zemin yapısına göre gridal (yatay ve dikey) olarak 200 metre ile 400 metrede bir yapılmakta ve bu rapor Bakanlığımızın ilgili birimince onaylanmaktadır. Ayrıca İdaremizce Zemin ve Temel Etüt raporları kapsamında jeofizik, jeolojik ve jeoteknik etütleri gerçekleştiriyoruz.” Bu bölgenin topografik yapısının zor olduğunu, bu nedenle zemin etütlerinin çok iyi yapılması gerektiğini vurgulayan Bulut, “Yer seçimi çok önemli. Zeminin, üzerine inşa edilecek yapıları taşıma gücünün yeterli olması gerekir. Yönetmeliklere göre; taşıma gücü istenilen seviyede olmayan yerlere; fore kazık, jet-grout, derin karıştırma ve diğer zemin iyileştirme yöntemleri uygulanıyor” dedi. Merak edenler için söyleyeyim; jet-grout; yüksek basınç altında çimento-su karışımının zemine enjeksiyonu ile yüksek dayanıklı kolon oluşturularak yapılan bir zemin iyileştirme tekniğidir. Bu yöntem özellikle düşük mukavemetli veya sıvılaşabilen zeminlerde, zeminin mukavemetini artırıcı bir yöntem olup hem yük taşıyıcılığı hem de zemini iyileştirici niteliği vardır. Fore kazıklı sistemelerde yapı yükünün temel altındaki yumuşak zeminden daha mukavemetli (dayanımlı) zemin tabakasına aktarılması amaçlanmaktadır. Ayrıca TOKİ inşaatlarında gerek görülmesi halinde; fore kazık ve jet grout gibi literatürde olan enjeksiyon, taş kolon, derin karıştırma gibi tüm zemin iyileştirme yöntemleri gereken alanlarda uygulanıyor. YÜZDE 20 MALİYET İnsan hayatı, hiçbir ekonomik değerle ölçülemez. Kaldı ki zemine göre uygulanan bu inşaat teknikleri kaba inşaat maliyetinde en fazla yüzde 20 artış getiriyor. Kaybettiğimiz canlarımız düşünüldüğünde kesinlikle buna değer… Ayrıca felaketlerin yol açtığı başka kayıplar göz önünde bulundurulduğunda kesinlikle uygulanması gereken inşaat tekniklerinden söz ediyoruz. Depreme dayanıklı yapılar oluşturmak herkesin birinci önceliği olmalı. Yasalar ve yönetmelikler bunu söylüyor. İkincisi zeminle birlikte yapıların zemine uygun ve mühendislik açısından doğru dizayn edilmesi gerekiyor. Çoğu zaman, mimari açıdan değişik ya da sükseli, gösterişli bina tipleri ile şartlar zorlanıyor. Estetik kaygılardan önce emniyet göz önünde bulundurulmalı… Bakıyorsunuz etrafınıza; çıkmaları olan binalar, geniş balkonlar, binanın dış cephesindeki hareketlilik, farklı geometrik şekiller dikkat çekiyor. Bu tür estetik kaygılar veya gösterişli unsurlar, yapıların düzenliliğini ve simetrisini zorluyor. Sonuçta insan hayatını etkileyen yüksek mühendislik ve çok ince hesaplar gerektiren işlerden söz ediyoruz. Bu kolon kesme hadisesi başlı başına bir insanlık suçu. O konudaki görüşlerimiz net; bunu yapanlar tespit edilirse en ağır cezayla cezalandırılmalı DEPREMDE OLUŞAN BASINÇ TOKİ Başkanı Bulut’la her detayı konuştuk çünkü detaylar hayati derecede önemli. Binalar ilgili yönetmelikte öngörülen yüklere göre bir mühendislik hesabıyla inşa edilir. Deprem esnasında, hem basınç hem çekme yükleri denilen durumla karşılaşırız. Bu nedenle bu yüke dayanacak beton ve çelik kalitesinin oranını da sordum. Başkan Bulut, şunları söyledi: “Projelerde çoğu zaman kullanılan demir ön plana çıkarılır. Önemlidir ancak demirin görevini yapmasını sağlayan betondur. Beton kalitesi demirden daha fazla önemlidir. Zira betondan sıyrılmış demirin hiçbir taşıma ve mukavemet özelliği yoktur. Bizim yaptığımız binalarda ciddi bir hasar olmamasını, projelendirme aşamasında esas alınan tasarım beton basınç dayanımının yerinde sağlanmış olmasına bağlıyoruz. Dizaynlarımızda hep beton kritik alınır. Beton kırıldığı zaman demir oranını hesaplamaya bile gerek yoktur.” Beton kalitesi konusu hayati derecede önemli olduğu için Başkan Bulut’tan bunu biraz daha detaylandırmasını istedim ve beton imal sürecinin nasıl olması gerektiğin sordum. Yanıtları şöyle: “İşçilik de çok önemli. Betonun yapılması kadar döküldükten sonra gerçek mukavemetini alana kadar betonla ilgili prosedür ve proseslerin doğru yapılması, kürlenmesinin (sulanması) sağlanması gerekiyor. Dökülen beton doğru şekilde sulanarak ilk 7 günde karakteristik dayanımını büyük oranda sağlar ancak 28 gün sonra asıl mukavemeti sağlanır.” Şunu anlıyoruz ki; kürlenme işlemi ile beton döküm ve yerleştirme süreci düzgün yapılmayan inşaatlarda gereken beton dayanıklılığı sağlanmamış oluyor. Yeri gelmişken, betonların da teknik kategorisine olduğunu vurgulayalım... TOKİ konutlarında hazır betona yer veriliyor ve en az C-20 beton kullanılıyor. 2018'de yayınlan deprem yönetmeliği sonrası deprem bölgesine bağlı olarak en az C-25 ve genellikle C-30 beton kullanılıyor. C-30 betonun 1 santimetrekaresi 300 kilogram yük taşıyabilecek kapasiteye sahip ve özellikle deprem bölgelerinde yapılacak yeni inşaatlarda betonunun en az C-30 olması gerekiyor. Resmi binalarda ve özel mimari gerektiren yüksek katlı yapılarda durum biraz daha farklı. Bu tür özel yapılarda gerekmesi halinde çelik konstrüksiyon ve/veya beton dayanımı olarak çok daha yüksek taşıma kapasitesi olan C-50 tipi beton kullanılıyor. Dediğim gibi bu özel yapılar için geçerli. REZERV ALANLARDA ÇALIŞMA BAŞLADI Başkan Bulut yıkılan illerimizdeki yeni konut inşa süreçlerine ilişkin şu bilgileri verdi: "Bizzat sahada bulunan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız Murat Kurum'un yönetiminde Bakanlığımızın ilgili tüm genel müdürlükleri ile çalışmalarımızı mahallinde yürütüyoruz. TOKİ’nin inşa edeceği yeni deprem konutları için mikrobölgeleme çalışmaları başladı; rezerv alanlar bulundu. Zeminle ilgili jeolojik, jeofizik ve jeoteknik çalışmalar kapsamında sondaj ve diğer ölçümler gibi gerekli tüm saha çalışmaları yapılıyor ayrıca saha verilerinden elde edilen numuneler üzerinde laboratuvar çalışmaları yürütülüyor." Yıkılan şehirler gelişme aksının oluşacağı öngörüsüyle daha sağlam alanlara doğru inşa edilecek. Yapılan incelemelerde yıkılan konutlar kadar bazı konutların yapı bütünlüğünün korunduğu ancak zeminden ayrılarak temelden devrildiği saptandı. Bu gibi yerlerde zemine uygun inşaat yapılmadığı sonucu çıkıyor. Adıyaman’ın Gölbaşı ilçesi gibi bazı yerler tamamen sağlam zemine taşınacak. Yani, zemin sıvılaşması olan yerlerde gerekli önlemler alınmadan eskisinin yerine konut inşa edilmeyecek. Ancak Hatay gibi tarihi niteliği olan kentlerde yıkılanın yerine ya da yıkım yaşanan kent merkezine de yapı inşa edilebilecek. Zemin açısında problemli ancak yapılaşmanın elzem olduğu yerlerde, hem özel inşaat teknikleri uygulanacak hem de zemin artı üç ya da 4 kattan fazla yüksek bina yapılmayacak. Şehrin tarihi yapısı ve kent mimarisinin de korunması gerekiyor. Tünel kalıp tekniği inşaat sektöründe sıklıkla uygulanıyor. TOKİ, düşük katlı yapılarda bunu özellikle tercih ediyor. Tünel kalıp tekniği ile inşa edilen bina daha rijit olup depreme daha dayanıklıdır. NİSAN-MAYIS’TA 100 BİN KONUT TOKİ, sahaya girdi, çalışmalarına başladı. Mart ayına kadar 30 bin konutun inşaatı başlayacak; mayıs-haziran gibi bu sayının 100 bine ulaşması hedefi var. Konutların bir yıl içinde de tamamlanması bekleniyor. TOKİ Başkanı Bulut’a son dönemin en çok ilgi çeken konusu; sismik izolatörleri de sordum. Bulut, halihazırda hastanelerde, kamu binaların bazılarında bunların kullanıldığını açıkladı. Konutlarda ise çok büyük ve ağır tonajlı yapılarda izolatörlerin kullanıldığını belirten Bulut, “Küçük yapılarda bu sistem çalışmaz. Bina yükünün betonarme (taşıyıcı) çerçeve sistemi ile rahatça taşıtılabildiği konut tipi yapılarda izolator uygulaması gayri ekonomik ve gayri mühendislik çözüm olmaktadır. Her binaya koyarsan mühendislik olmaz. Hangi bina için gereklidir? derseniz projelendirme sürecinde, bir mühendislik hesabı neticesinde ortaya çıkar. Yüksek ve nitelikli yapılarda sismik izolatör kullanabilirsiniz.” Depreme dayanıklı yapılar ve kentler kurulması, zemin-yapı uyumu çok ama çok önemli… Bu konuyu konuşmaya ve yazmaya devam edeceğiz… Çünkü insan hayatı her şeyden kıymetli… (Habertürk - Bülent Aydemir)