54. BÖLGE BURDUR ECZACI ODASI: “MESLEĞİMİZE YAPILAN HAKSIZLIKLARA “DUR!” DEMEK İÇİN 16 EKİM’DE ANKARA’DAYIZ”

54. Bölge Burdur Eczacı Odası Başkanı Ferdi Demirol, “Bugün hastalarımıza fiyat farkı çıkarmayan ilaç neredeyse kalmadı ve maalesef bu fiyat farkları her geçen gün katlanarak artıyor. Biz eczacılar hiçbir sorumluluğumuz olmamasına rağmen sahada hasta ve eczacıyı karşı karşıya getiren, ilaç fiyat farklarından kaynaklı sıkıntıları defalarca dile getirdik. Stratejik personel olarak kamuda görev yapan meslektaşlarımızın uğradığı hak kayıplarının kabul edilemez olduğunu ifade ettik. Ama görmezden gelindik, yok sayıldık.” dedi.

Demirol, ekonomik sorunlar nedeniyle kapanma tehlikesi yaşayan eczanelerin içinde bulundukları zorluklara ve eczacıların karşılanmayan mesleki talepleri nedeniyle 54. Bölge Burdur Eczacı Odası olarak 16 Ekim’de Ankara’da yapılacak olan mitinge katılacaklarını söyledi.

Oda Başkanı Ferdi Demirol, Genel Sekreter Duygu Mutlu Tuğrul, Sayman Engin Türel ve yönetim kurulu üyesi Kemal Cantürk ile birlikte gazetecilere açıklama yaptı.

54. Bölge Burdur Eczacı Odası Başkanı Ferdi Demirol’un açıklamalarından pasajlar şöyle;

“Yaşadığımız hak kayıplarını bütün ayrıntılarıyla duyurduk”

“Hastalarımızın en yakın sağlık danışmanı olarak yıllardır kamu yararına hizmet veren biz eczacılar, içinde bulunduğumuz zorlu koşulları ve yaşadığımız hak kayıplarını bütün ayrıntılarıyla duyurduk. Sorunlarımıza çözüm bulunmaması halinde hastalarımızın en yakın sağlık danışmanı olan eczacılarına erişmekte güçlük yaşayacağını, çünkü iki eczaneden birinin kapanma noktasına geldiğini aktardık. Hastalarımızın kaliteli ve güvenilir ilaca erişimindeki tek nokta olan eczanelere erişmemesinin, sağlık sistemimiz açısından da ciddi sorunlara neden olacağını, eczanelerin üstlendiği kilit rolün Covid – 19 pandemi sürecinde bütün netliğiyle ortaya çıktığını ifade ettik. Son dönemlerde sıklıkla yaşanan ve hastalarımızı ciddi şekilde mağdur eden ilaca erişim sorunlarına artık kalıcı çözümün bulunması gerektiğini ısrarla vurguladık.

“Görmezden gelindik, yok sayıldık”

Bugün hastalarımıza fiyat farkı çıkarmayan ilaç neredeyse kalmadı ve maalesef bu fiyat farkları her geçen gün katlanarak artıyor. Biz eczacılar hiçbir sorumluluğumuz olmamasına rağmen sahada hasta ve eczacıyı karşı karşıya getiren, ilaç fiyat farklarından kaynaklı sıkıntıları defalarca dile getirdik. Stratejik personel olarak kamuda görev yapan meslektaşlarımızın uğradığı hak kayıplarının kabul edilemez olduğunu ifade ettik. Ama görmezden gelindik, yok sayıldık. Şimdi halka en yakın sağlık hizmeti sunan eczacılar olarak açık bir şekilde ifade ettiğimiz taleplerimize karşılık bulamadığımız için sesimizi 16 Ekim Pazar günü Ankara’da gerçekleştireceğimiz Büyük Eczacı Mitinginde gerek kamuda gerek eczanelerinde gerekse ilaç sanayinde görev yapan meslektaşlarımızla Birlik’te yükselteceğiz! 54. Bölge Burdur Eczacı Odası olarak meslektaşlarımız ve en büyük destekçimiz eczane çalışanlarımızla birlikte katılacağımız mitingde Türkiye’nin dört bir yanından gelecek diğer meslektaşlarımızla birlikte omuz omuza mesleğimiz için ayakta olacağız. Uğradığımız haksızlıklara hep birlikte “Dur” diyeceğiz! Çıktığımız bu yolda bize destek olan, güç veren bütün meslektaşlarımıza ve halkımıza yürekten teşekkür ediyoruz.

“Miting ile başlayacak olan sonrasında da kepenk kapatmaya gidecek olan eylem planımız var”

Çıktığımız yolda bazı konuları özellikle vurgulamamız gerekiyor. Bunlardan bazıları; eczanelerdeki ekonomik çıkmaz, kamu eczacılarının hak kayıpları, eczacıların yok sayılması, kontrolsüz açılan fakülteler, ilaç yoklukları ve ilaç fiyat farklarından kaynaklanan problemler. Bunların tamamı için bizim taleplerimiz var. Bu taleplerimiz gerçekleştirilinceye kadar miting ile başlayacak olan sonrasında da kepenk kapatmaya gidecek olan eylem planımız var.

“Her iki eczaneden biri kapanma noktasına geldi”

Eczacıya hak ettiği değer verilmeli. Eczanelerimiz gerçekten ekonomik bir çıkmaza girdi. Her iki eczaneden biri kapanma noktasına geldi. Bunun temel nedeni en son 2009’da ilaç fiyat kararnamesinin hiç güncellenmemiş olmasıydı. Ama şu dönemde şöyle bir şey oldu; biz miting ve eylem kararı aldıktan sonra bu güncellendi. Artış yapıldıktan sonra ortalama eczanenin brüt karı yüzde 18’lere ulaştı. Yüzde 18 brüt kardan bahsediyoruz. Ama biz bu dönemde ne yaptık? 2019’daki İFK’lar Euro bazıyla 8 kat artmış, Dolar bazıyla 10 kat artmış, Enflasyon bazıyla 12 kat artmış. 3 gün öncede Cumhurbaşkanı kararnamesiyle bu baremler 2 katına çıktı. Ve 5 kademe olan baremi 3’e düşürdüler. 0’dan 100 TL’ye kadar yüzde 28 eczacılık karı, 100 TL - 200 TL arasında yüzde 18, 200 TL üzerinde yüzde 13. Bu noktaya getirdiler ve bu aslında bir kazanımdı ama bizim mitinge 2-3 gün kala yapılacak bir artış değildi. Dolayısıyla problem şu; Bakanlık Türk Eczacılar Birliği’ne sormadan bunları artırdı. Bu artış hala yeterli mi? Değil. Bu ilaç fiyatlarını değiştirdi mi? hayır. İlaç fiyatlarını değiştirmiyor, eczacının kar oranlarını değiştiriyor. Şöyle düşünün, bir personelin eczaneye maliyeti 9 bin lira hemen hemen. 3 personel çalışıyorsak 27 bin lira. Eğer eczane 270 bin ciro yapıyorsa bunun yüzde 10’una tekabül ediyor. Isınma, elektrik, kiralar hariç. Bir örnek vereyim Bucak’ta yapılan yeni Devlet Hastanesi’nin karşısındaki eczanelerin ortalama kiraları 5-6 bin lira arasındaydı. Bu yıl hepsini 12 bin TL yaptılar. Hiç kimse koyulan kurala uymadı. 12 bin TL kira oldu ve yüzde yüzlük bir artış oldu. Asgari ücrete gelen oran belli, ilaca gelen oran bunların çok gerisinde kaldı. Bu neye neden oldu; Euro kuru şu an 7.8 ilaç yokluklarının en büyük temeli bu. İthalatçı artık ilaç bulamıyor. En büyük kayıp oradaki düzeltilmesi gereken noktalarda. Bir ilacın karlılığının oranı 28 diyoruz ama öyle bir 28 yok. Hepsi için ayrı bir barem var.

“Bir vatandaş atacand alıyorum dese de fark ödüyor, müadilini alsa da fark ödüyor”

İlaç fiyat farklarıyla ilgili de en büyük problem; eskiden referans fiyat uygulaması vardı. Şimdi bunun baremi yüzde 5’e düşürdüler. Buradaki problem yüzde 5’e düşmesi değildi. Bir vatandaş cadesartan etken maddeli ilaç alıyorum dese de fark ödüyor, müadilini alsa da fark ödüyor. Bu ilaçların ödeneni kalmadı. En büyük problem burada. Yani bir vatandaş ortalama 3 ilaç kullanıyorsa 250 lira fark ödüyor. Bu çok ciddi bir orana geldi. Bu noktada biz bunu da istemiyoruz. Vatandaşa referans fiyatı ve fiyatı belirleyen nokta Sağlık Bakanlığı, ona göre belirlesin. Ödenenini koysun ortaya. Ki insanlar ben bunu tercih edeyim desin.

“3 bin 500 kişiye bir eczane devam ettiği sürece Burdur kapalı. 24 tane merkezde fazla eczane var. O 24 kapandıktan sonra yeni mezunlarda yeni eczaneler açılabilir”

Üniversiteler konusunda da; 7 tane üniversitemiz vardı. Yetip artıyordu. Şu anda Türkiye’de 50’nin üzerinde öğrenci alan üniversite var. Bunların kaçı akredite? 13 tanesi. Bu 13 üniversite akredite ve gerçekten eczacılarla, hocalarla eğitim görüyor ve onlardan mezun oluyor. Diğerlerinde böyle bir mezuniyet yok. Bu konuda da çok kötü bir durumdayız. O yüzden artık kontrolsüz şekilde ve nüfus sınırlaması var. Yani 3 bin 500 kişiye bir eczane devam ettiği sürece Burdur kapalı. 24 tane merkezde fazla eczane var. O 24 kapandıktan sonra yeni mezunlarda yeni eczaneler açılabilir.

“Eczacılar yok sayılıyor”

Eczacıların yok sayılması; biz yok sayılıyoruz. Nasıl yok sayılıyoruz; bir ilaç fiyat kararnamesi çıkıyor. Bakanlık bizden kimseye bir şey sormuyor. Üniversite kontenjanları değiştiriliyor kimse bize bir şey sormuyor. Sonuçta biz Türk Eczacılar Birliği olarak 28 bin 700 serbest eczanemiz, 46 bin üyemiz var. Kamuda çalışan yaklaşık 4 bin - 4 bin 500 personelimiz var. Tamamı neredeyse odalarımıza, üst birliğimize üye. Hastanelerde eksi 2’de morg yanında olması. Üstündeki zimmetlerin ortalama 1 milyonun üzerinde olması. İlaçlar, sarf malzemeler tamamı eczacıların üstüne kayıtlı.

“Biz hakkımızı istiyoruz”

Sesimiz sosyal medyada duyulmaya başladıktan sonra İFK 2 kere değişti. Ama hala yeterli değil. Bütün problemimiz genellikle bu noktada. İFK’nın değiştirilmesi mitingimizi değiştirecek mi? Hayır. Katılımcılarımızın sayısı daha da arttı. Demek ki bir şeyler yapılabiliyormuş. Bununla ilgili sesimizin duyulması için, ne bir eksik ne bir fazla kimseye bir haksızlık olmamasını istiyoruz. Haklarımızı alana kadar biz mitinglerimize devam edeceğiz. Kapatma sürecine kadar da gidebiliriz. Kapatmayı hiç istemeyiz ama o noktaya doğru gidebiliriz. Biz pandemi döneminde en önde durduk, çalışmaktan, koşturmaktan hiç gücenmedik. Şu anda biz hakkımızı istiyoruz. Yarın Burdur’daki eczanelerin yüzde 40’ı oranında Ankara’da mitingde olacağız.”

MUHAMMET FATİH BAŞCI