Market etiketleri tartışılırken çiftçinin, besicinin çığlığını duyan yok…

Tarım enflasyonu yüzde 121’i aştı, tarlayı yakan ateş mandıraya sıçradı. Saman fiyatları patlayınca hayvanlar kesime gönderildi. ‘Besiciler parayı faize veya KKM’ye koydu’ açıklaması ise dikkat çekti. Dövize karşı gösterilen ‘hassasiyetin’ sofraya karşı da gösterilmesi gerektiği bir kez daha gözler önüne serildi.

Türkiye’de yaşanan ekonomik kriz hem üretici hem de tüketiciyi vurmaya devam ediyor. TL’deki değer kaybı rekor seviyelere ulaşırken, enflasyondaki önlenemeyen artış üretimde krizi zillerinin çalmasına neden oldu. Artan maliyetlerle beraber üretici tarlada üretim yapamaz hale gelirken, besiciler de hayvanlarını tek tek kesime yollamak zorunda kaldı.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı Kasım ayına ilişkin Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi’ni (Tarım-GFE) üreticinin maliyetlerindeki vahim artışı göz önüne serdi. TÜİK’in Kasım ayına ilişkin açıkladığı tarımsal girdi enflasyonu yıllık bazda yüzde 121,4 yükseldi. Endekste, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 101,69 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 112,49 artış gerçekleşti.

Ana gruplarda bir önceki aya göre tarımda kullanılan mal ve hizmet endeksinde yüzde 2,12, tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmet endeksinde yüzde 4,37 artış gerçekleşti. Bir önceki yılın aynı ayına göre göre tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmet endeksinde yüzde 101,22, tarımda kullanılan mal ve hizmet endeksinde yüzde 124,51 artış gerçekleşti. Maliyetlerini üretimle karşılayamayan üreticiler, üretimden çekilirken besicilerde de durum farklı değil. Artan yem, saman ve ot fiyatları besicileri düşündürürken, yem ve saman tedarikçileri ise para kazanamamaktan yakınıyor.

Yem satan ve aynı zamanda besicilik yapan Artvinli Fuat Salan, “Yük çok ama kazancımız hiç yok. Geçen yıl besi yapan arkadaşların bu sene hiçbiri ahıra bir tane hayvan bağlamadı. Hepsi çekildi, hazır parayı kenara atıyor. Belki de faizden daha çok kazanıyor belki de kur korumadan daha fazla para kazandığı için hayvancılık yapana kadar orada parayı değerlendiriyor” dedi.

ENERJİ VE YAĞLAR YÜZDE 172 YÜKSELDİ

TÜİK’in açıkladığı yıllık Tarım-GFE’ye göre 7 alt grup daha düşük, 4 alt grup daha yüksek değişim gösterdi. Yıllık artışın düşük olduğu alt gruplar sırasıyla, yüzde 37,93 ile veteriner harcamaları ve yüzde 65,59 ile makine bakım masrafları oldu. Buna karşılık, yıllık artışın yüksek olduğu alt gruplar ise sırasıyla, yüzde 172,05 ile enerji ve yağlar ve yüzde 151,15 ile bina bakım masrafları oldu.

Aylık Tarım-GFE’ye göre 6 alt grup daha düşük, 5 alt grup daha yüksek değişim gösterdi. Bir önceki aya göre azalış gösteren alt gruplar sırasıyla, yüzde 1,95 ile enerji ve yağlar ve yüzde 0,53 ile gübre ve toprak geliştiriciler oldu. Buna karşılık, aylık artışın yüksek olduğu alt gruplar ise sırasıyla, yüzde 8,77 ile diğer mal ve hizmetler ve yüzde 6,12 ile malzemeler oldu.

‘ÇİFTÇİ BORCUNA BORÇ KATARAK ÇİFTÇİLİKTEN VAZGEÇİYOR’

CHP Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu, Macaristan’dan ithal edilen beş bin dananın kesim için Edirne’ye geldiğini söyledi. Gaytancıoğlu; “Süt ineklerinin kesilmesiyle birlikte Türkiye’de et sıkıntısı baş gösterdiği için yeniden ithalata başvurdular. Beş bin hayvanı Macaristan’dan ithal etmeye başladılar.

Dokuz buçuk milyar dolar vererek tam altı yılda, hayvan ithal ettik. Sonunda ne oldu, yerli besiciyi öldürdük. Süt hayvanlarını kaybettik. Şimdi de ihtiyacımızı yine başka ülkelerin çiftçilerinden karşılıyoruz. Ülkenin çiftçileri de borçlarına borç katarak maalesef çiftçilikten vazgeçiyorlar” ifadelerini kullandı.

KURAKLIK ÜRETİMİ VURDU TAHIL KRİZİ KAPIDA

Türkiye’de kışın ortası olmasına rağmen Meteorolojiye göre, yağışlar mevsim normallerinin altında, sıcaklık ise mevsim normallerinin çok üstünde. Sıcak havalardan dolayı yaşanan kuraklık tarım sektörünü de vurdu. Uzmanlara göre kuraklığa bağlı tarımsal üretimin zarar görmesi riski çok büyük. Buğday, arpa ekimi yapan çiftçiler daha önce görülmemiş şekilde Ocak ayında sulama yapmaya başladı. İlkbaharda yetersiz yağış düşmezse buğday hasadı bu yıl kurtarılamayabilir. Bu da ülke çapında yeni bir tahıl krizini beraberinde getirir.

Meteoroloji Genel Müdürlüğü “2022 Yılı Aralık Ayı Ortalama Sıcaklıklarının 1991-2020 Normallerine Göre Mukayesesi” başlıklı analizde: “Uzun yıllar Aralık ayı ortalama sıcaklığı 4,8 °C(derece) olup 2022 Aralık ayı sıcaklığı da 8,0 °C olarak gerçekleşmiştir. Aralık ayında en düşük sıcaklık -18,5 ºC ile Ardahan’da, en yüksek sıcaklık ise 24,8 °C ile Ordu’da gözlenmiştir. Doğu Anadolu Bölgesi’nde 2022 yılı Aralık ayı ortalama sıcaklığı, uzun yıllar ortalamasının 3,9 °C üzerinde olup sıcaklıklarda en fazla artışın olduğu bölge olarak dikkat çekmiştir. 2022 yılı Aralık ayı sıcaklıkları ülke genelinde mevsim normallerinin üzerinde geçen bir ay olmuştur.

2022 yılı Aralık ayı ortalama sıcaklığı, uzun yıllar ortalamasının 3,2 °C üzerinde gerçekleşmiş olup, 2022 yılı Aralık ayı son 52 yılın en sıcak Aralık ayı olarak kayıtlara geçmiştir” denildi. Kuraklığın en fazla etkilediği sektör olan tarımda en büyük endişe ise ilkbaharda yağışların yetersiz kalması. Çiftçiler, uzmanlar yağışlardaki azalmanın devam etmesi durumunda ilkbaharda mısır, patates, şekerpancarı, yem bitkileri, sebze başta olmak üzere birçok üründe ekim yapılamayacağını ifade ediyor.

Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürü Ahmet Güldal, kuraklık nedeniyle çok büyük riskle karşı karşıya kalındığını bu nedenle Ofis olarak her türlü tedbiri aldıklarını söyledi.

‘KİMSE ARTIK HAYVANCILIK YAPMAK İSTEMİYOR’

Artvin’in Ardanuç ilçesinde hayvancılık yapan üreticiler, artın fiyatlardan yakındı. Besicilik ve yemçilik yapan Fuat Salan, ‘’Kendime ait hayvanlarım var ve besicilik yapıyorum. Üretici tarafında bakarsak eğer 110-120 liraya mal ettiğimiz bir kilo karkas eti 95-100-102 bandında, 102 lirayı geçmiyor. Yani her halükârda üretici en az 15 lira karkas ette zararı var. Kimse hayvancılık yapmak istemiyor, geçen yıla göre yem satışlarımız bayağı düştü çünkü vatandaş alıp yedirip kestirmek istemiyor hayvanını. Daha çok elinden çıkarmanın peşinde herkes. İneğini satıyor, ne varsa elinde satmaya çalışıyor.

10-11’inci aylarda 160-170 bandında aldığım yemi ben kendi hayvanlarıma, bu yıl 340-350 bandında kendim aldım. Vadelide değil peşin fiyatı yemin 2,5 katına çıkmış nerdeyse. Ot olarak 3 katına çıkmış, saman 900 liralık şimdi ise 2 bin 700 lira şimdi. Et maliyeti geçen yıl 60 liraya kestiriyordum şimdi 95 lira. Yani girdilerin maliyeti hesaplarsan bir de kestirdiğin maliyeti, ikisi arasında yine bir fark var. Yine 20-30 lira zarar var ki kalem olarak hesaplarsak. Yani her türlü zarar çiftçinin işi’’ dedi.

‘DESTEK BÜTÇESİNİN DAHA DA ARTIRILMASI GEREKİYOR’

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, tarım sektöründe bu yıl, girdi fiyatları başta olmak üzere, çeşitli sorunların çözülmesi çağrısında bulundu. Bayraktar, çiftçilerin, bütün zor şartlara rağmen üretimlerini sürdürdüklerine işaret ederek, Türkiye’de girdi fiyatlarının üreticilerin alım gücünün çok üstünde olduğuna dikkati çekti. Bayraktar, sektöre yönelik 2023 destek bütçesinin 54 milyar olarak planlandığını hatırlatarak, “Her ne kadar destek bütçesi (2022’ye göre) artsa da girdi fiyatlarındaki artışlar ve enflasyon dikkate alındığında bunun daha da artırılması gerekir. Organik tarım ve iyi tarım uygulamalarında destek miktarları artırılmadı. Genelde hayvancılık desteklerinde artış sağlanırken, yem bitkileri destekleri aynı kaldı.

Tarımsal üretimi planlamada önemli bir rolü olan kalem bazında destek miktarlarının doğru belirlenmesi tarımsal üretimin sürdürülebilirliği açısından önemlidir’’ dedi. Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerinin çiftçinin düşük faizli kredi ihtiyacının tamamını karşılaması gerektiğini aktaran Bayraktar, “Tarım Kredi Kooperatifleri, faizlerini Ziraat Bankası seviyelerine çekmelidir. Devlet desteği her iki kurumda da eşit şartlarda çiftçiye ulaşmalıdır” ifadesini kullandı.

DEVLET TARLADAN KAÇIŞI ÖNLEYECEK TEDBİRLERİ ALMALI

Türkiye’nin can yakıcı başlığında sorunlar büyüyor. TÜİK verilerine göre tarımsal girdi fiyatlarındaki yıllık artış yüzde 121’i aştı. Ziraat Odaları Birliği Başkanı Şemsi Bayraktar, maliyetlerin düşürülmesi gerektiğini belirtti. Bayraktar, tarımda dış ticaret fazlasının da 6 milyar dolardan 5 milyar dolara gerilediğini hatırlattı. “Tarladan kaçış önlenmeli. Tarım Kanunu’ndaki gibi milli gelirin yüzde 1’i destek olarak ayrılmalı” dedi.

BESİCİLİK YAPAN KAZANDIĞI PARAYI BU YIL FAİZE KOYDU

Tarladaki sıkıntı mandırayı da vurdu. Besici Fuat Salan “900 liralık saman 2 bin 700 lira oldu. Geçen yıl besi yapan arkadaşların hiçbiri bu yıl ahıra hayvan bağlamadı. Hazır para kenara atılıyor. Faizden, kur korumasından daha fazla kazandığı için parayı değerlendiriyor” dedi. Macaristan’dan 5 bin dana ithal edildiğini söyleyen CHP’li Okan Gaytancıoğlu “Yerli besici öldü hâlâ çözüm ithalatta aranıyor” tepkisini gösterdi.

(kaynak:karar.com)