Burdur'un Bucak ilçesindeki evlerinde 69 yıldır aynı yastığa baş koyan Kore Gazisi Mustafa ile Yaşar Gök çifti, ilk günkü gibi birbirlerine büyük sevgi ve saygı duyuyor.

Mustafa (89) ile Yaşar Gök (86) çifti, ekonomik imkansızlıklara rağmen tüm sıkıntılarını birbirlerine destek olarak sevgilerinin gücüyle aştı.

Küçük bir Yörük köyü olan Anbahan'da 69 yıl önce hayatlarını birleştiren Gök çifti, köylülerin sığır ve koyunlarına çobanlık yaparak, tarlalarda çalışarak bir ekmeği paylaştı.

Kore Savaşı yıllarında 20 günlük kundaktaki bebeğini ve eşini bırakarak askerlik görevi için İstanbul'a giden Mustafa Gök, 1952'de gemiyle 48 günlük deniz yolculuğunun ardından asker arkadaşlarıyla Güney Kore'ye ulaştı.

Güney Kore'deki cephelerde bir yıl güvenliği sağlamak için askerlik görevini yapan ve okuma yazma bilmeyen Gök, gurbette her 15 günde bir eşine ve ailesine mektup yazdırdı, gelen mektupları okuttu. 

Ailesine hasretini mektuplarla gideren Gök, Kore'deki görevini tamamlayınca yurda döndü.

Köyünde "Koreli" diye bilinen Gazi Mustafa Gök, iyi günde kötü günde, yoksullukta bollukta eşi Yaşar ile omuz omuza vererek birbirlerini hiç incitmedi.

İlerleyen yaşlarına rağmen ilk günkü gibi birbirlerine sevgiyle bakmayı başarabilen 4 çocuklu çiftin, zaman içinde 9 torunu, 12 de torunlarının çocukları oldu.

Altı ahır, iki odalı kerpiç evlerinde gazilik maaşıyla geçinen Gök çifti, çocuk ve torunlarının yardımıyla yaşamlarını sürdürüyor.

- "Eşim bu hayattaki en büyük destekçim oldu"

Vefa, fedakarlık ve zahmetle geçen ömürlerinin hikayesini AA muhabiriyle paylaşan çiftten Gazi Mustafa Gök, "ölürsem şehit, kalırsam gazi olacağım" diye Kore'ye gittiğini söyledi.

Askerde bebeğinin boyaya batırılan elinin kağıda çıkarılan izini mektubun arkasında görünce gözyaşlarına hakim olamadığını aktaran Gök, "Kore'de ailem aklıma geldikçe ağlardım. 'Onlar aç mı, tok mu?' diye hep merak ederdim." dedi.

Kore'yi de vatan toprağı gibi müdafaa ettiklerini vurgulayan Gök, Türk askerinin cesur olduğunu, kimseden korkmadığını belirtti.

Gök, Kore'den köyüne döndüğü gün eşini görünce dünyaların kendisinin olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

"Eşimle ikimiz çok zorlu günler geçirdik. Bu toprak evi yaptırdık, her şeyi bu bileklerle yaptık. Bir yandan hanım, bir yandan ben çalıştım. Varlıklı bir aile değildik. Anadan babadan bir şey kalmadı. Eşim bu hayattaki en büyük destekçim oldu. O olmasaydı ben bugünlere gelemezdim. İki öküzümüz vardı onları sattık, 26 koyun aldık, birlikte çobanlık yaptık. Yeri geldi eşim yaylada davar güttü, ben ovada orakla ekin biçtim. Böyle çalışarak tarla aldım, ev yaptırdım, 3 kız, bir oğlumu evlendirdim. Bundan 15 yıl öncesine kadar hep çalıştık, şimdi ikimiz kendi yağımızda kavruluyoruz."

- "Bizden mutlusu yok"

Eşiyle bugüne kadar birbirlerini hiç kırmadıklarını anlatan Gök, şöyle devam etti:

"Eşim çok iyi bir insandır, misafirperverdir, bugüne kadar beni hiç üzmedi, kırmadı. 69 sene göz açıp kapatıncaya kadar geçti. Her şeyin başı sabır ve sağlık. Şimdi bizden mutlusu yok. Evlilik benim için dürüstlüğü ifade ediyor, hanımım çok dürüst bir kadındır, iyi ki onunla evlenmişim. Sevgi, saygı, çiftler arasındaki anlayış ve birbirini dinleme çok önemli. Birbirimize hep güzel sözlerle hitap ederiz, ben ona hep "Hanım" derim o da bana "Koreli" der." 

- "Bizim sevgimiz dilde değil gönlümüzde"

Yaşar Gök de kocasının iyi bir eş olduğunu, kendisine hep güzel davrandığını söyledi.

Birlikte varlıkta da yoklukta da hep ellerindekine kanaat ettiklerini dile getiren Gök, "Kore'deyken onun için hep dua ettim. Cenabı Allah onu bize bağışladı, döndü geldi. Birbirimizi hep sevdik, hiç gücendirmedik. Bizim sevgimiz dilde değil, gönlümüzde." ifadesini kullandı.

Çiftin torunu Tahir Dayanç (42), dedesi ve ninesinden çok şey öğrendiklerini vurgulayarak, "Onlardan dürüstlüğü, yalan söylememeyi, sevgiyi ve saygıyı öğrendik. Çok samimi şekilde birbirlerini seviyorlar. Bugüne kadar birbirlerini kırdıklarını ve üzdüklerini biz görmedik. Sadece biz ailesine değil, herkese örnek oluyorlar." diye konuştu.