Jeofizik Yüksek Mühendisi Abdurrahman Arıkan; "Salda Gölü on binlerce yıl öncesinin bugüne yansımasıdır. Nasıl güneşteki ışık 8 dakika sonra bize geliyorsa Salda Gölü'ne bakıyorsak şayet biz aslında 10 binlerce yıl öncesini görüyoruz burada" dedi. Salda Gölü kenarındaki Salda Köyü halkından olan ve Burdur merkezde Jeofizik Mühendisliği yapan Arıkan, Salda Gölü'nün eriyen kayaç boşluklarına elementlerce zenginleştirilen suların dolmasıyla oluştuğunu söyledi. Arıkan; "Salda Gölü bu oluşum biçimiyle karstik bir özellik taşımaktadır. Aynı zamanda Salda Gölü'nün oluşumunda tektonik hareketlerde söz konusudur. Özellikle son yirmi yıldaki dip ölçümlerine bakarsak Salda Gölü'nde sürekli olarak bir farklılık söz konusudur. Benim 2016 yılında şahsi olarak yaptığım çalışmalar sonucunda gördüğüm husus, dip oluşumları tektonik açıdan çökeltilerle beraber sürekli olarak değişmekte. Salda Gölü'nü şu şekilde özetleyebiliriz. Salda Gölü tektonik hareketlerin de etkilediği karstik bir göldür. Gölümüzün çevresi 44 Km dir ve alkali özellik taşımaktadır. İçinde Magnezyum ve Sodyum elementleri mevcuttur. Göl içerisinde bu elementlere adapte başarabilmiş bitkiler ve hayvanlar yaşamaktadır. Bu adaptasyon gitgide arttığı için şu anda gölün popülasyonu da ilk zamanlara göre daha fazladır" dedi. Salda Gölü'ndeki en önemli özelliklerden birisininde sahilindeki beyaz kumlar olduğunu söyleyen Arıkan "Bu beyaz kumlar göldeki bakteriler tarafından Magnezyumun emilmesi suretiyle Hidromenyezit minerali olarak çökelmesi sonucu oluşmuştur. Bu yapı taşları hidromenyezit minerali olan bakteriler stromatolitleri (sığ sularda oluşan genişleme eğilimli katmanlı yapılar) oluşturmuştur. Çevrenin ve zamanın etkisi ile bu stromatolitler ayrışarak bu beyaz kumu meydana getirmiştir" diye konuştu. Salda Gölü doğal laboratuvar Salda Gölü'nün aslında doğal bir laboratuvar olduğunu vurgulayan Abdurrahman Arıkan; "Yani insanların gelip bir dakikada fotoğraf çektirdikleri yer aslında binlerce yılın bir görsel şöleni, jeolojik tarihidir. Salda Gölü'nü bu şekilde değerlendirmek gerekir" ifadelerini kullandı. Salda Gölü'nün çamurunun sağlığa iyi geldiği iddiaları ile ilgili olarak ise Arıkan; "bu konuda bir çok dermatolog buraya gelerek bununla ilgili çalışmalar yaptığını biliyorum ama şu anda net bir şey çıkmadı ama Magnezyum ve Sodyum minerallerinin özellikle Sedef ve kapanmyan yaralar üzerindeki etkisi şu anda konuşulmaktadır" dedi. Arıkan, NASA'nın Salda'nın Marsta'ki Jezero kraterine benzerliği yolunda yaptığı açıklama ile ilgili olarak "Salda Gölü'nün Fiziksel özelliği Mars'a benzemekle birlikte eğer Kimyasal özelliği Mars'a benziyorsa yani bu beyaz stramotolitlerin kimyasal özellikleri de Mars'a benziyorsa şayet bir zamanlar Marsta bakterilerin yaşadığı da düşünülmelidir. Yani fiziksel açıdan bir nebze ama kimyasal ve biyolojik açıdan daha önemlidir" diye konuştu. Salda Gölü'ndeki tektonik hareketlerin devamlı olacağını anlatan Arıkan; "bu hareketlerin tarihi veya neticesi yoktur. Bu yüzden kırıklı yapılar, faylanmalar sürekli olarak devam eder. Şu anda Salda Gölü 190 metre civarında. Tektonik hareketler nedeniyle çökelmeler oluştuğu için önceleri 170 metreydi şu anda 190 metre civarında. Zaten göl alttan kaynaklarla besleniyor. Beslenmesindeki ana neden bu atlaklı yapılar. Aşağıdan su nesıl çıkabilir. O çatlaklı yapılardan çıkarak gölü beslemektedir. Salda Gölü'nü besleyen ana unsur aşağıdaki kaynaklardır." bilgisini paylaştı. Salda Gölü ve çevresinin geçen yıl Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edilmesinin olumlu olduğunu belirten Arıkan şunları söyledi; "Salda Gölü geçen yıl Mart ayında Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edildi. Bakanlık tarafından çalışmalar yürütülmekte. Biz bu konuda müteşekkiriz aslında. Salda Gölü çevresi 3 yıl öncesine kadar insanların hayvanlarını ötlattığı bir yerdi. Bu yeni yapıya, bu turizm yapısına da insanlar zamanla adapte olacaklardır. Bununla alakalı bugün yüksek sesle çıkabilir. İnsanlar buraya yazın tatile geliyorlar, kışın tatile geliyorlar. Ev yapıyorlar. Şu anda 1,5 seneden bu yana çivi dahi çakılmıyor. Ticari amaçlı olmayan konteynerler bile kaldırılmış durumda. Bu güzel bir şey. Şu anda konuşulan Salda'da bundan sonra yapılacak yapılar için tek tip yapıların kullanılacağı yönünde." "Gölü besleyen bir tane akarsu kaynağı var ve bu kaynak gölü yeteri kadar doyuramıyor açıkçası" diyen Arıkan; "alttan, kırıklardan gelen su da eğer doyuramazsa gölün yok olma tehlikesi var tabiki. Bunun için net bir tarih verilemez ama bir faylanma olur, bir kırıklanma olur yeni bir kırık oluşur oradan daha çok su yükselebilir. Yer altından su gelebilir veya çekilebilir ya da akış yönünü değiştirebilir yer altındaki su, onun için net bir tarih verilemez bununla ilgili. Dünyadaki her şeyin bir ömrü olduğu gibi Salda Gölü'nün de bir ömrü var. Salda Gölü on binlerce yıl öncesinin bugüne yansımasıdır. Nasıl güneşteki ışık 8 dakika sonra bize geliyorsa Salda Gölü'ne bakıyorsak şayet biz aslında 10 binlerce yıl öncesini görüyoruz burada" ifadelerini kullandı. Valilik ve Kaymakamlığın yaptığı çalışmaların Salda Gölü'nü korumaya yönelik olduğunu kaydeden Arıkan "Valilik ve Kaymakamlık Salda Gölü'nü korumak için ellerinden geleni yapıyorlar. Allah razı olsun. 3 yıl önce insanlar bu beyaz kumlar üzerinde kamp kuruyorlardı. Mangal yakıyorlardı. Pisliklerini bırakıp gidiyorlardı, biz çöpleri topluyorduk. Çöpler bizim değil ama göl bizim" dedi. Arıkan "son zamanlarda kil banyosu çıktı. Sahilde kumları götürmeyin. Burası bir miras. Burası doğal bir zenginlik. Salda Gölü'ndeki bu beyaz kum aslında fosil. Binlerce, onbinlerce yıl önce yaşamış bakterilerin kalıntıları. O açıdan bir maden özelliği göstermekte. O madeni buradan çıkartıp satışa sunmak, Google'da arattırdığınız zaman görüyorsunuz adamlar 'Salda Gölü kumları' diye satışa sunmuşlar bu tamamiyle hırsızlıktır. Buradan götürülüp bir kum dışarıda satılamaz" diye konuştu.