Isparta-Burdur Tabip Odası, 14 Mart Sağlık Haftası yaklaşırken 10 maddelik acil önlem çağrısı yaptı.

Isparta-Burdur Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Nermin Karahan, "14 Mart Sağlık Haftası’na doğru giderken taleplerimizin acilen karşılanmasını istiyoruz. Oyalama değil, hakkımız olanı istiyoruz. Yaşama adanmış bir mesleğin mensupları olarak hakkımızın gasp edilmesine, kötü çalışma koşullarına, sefalet ücretlerine karşı “Sağlıklı Bir Gelecek Ellerimizde, Emek Bizim Söz Bizim” diyerek mücadelemize devam edeceğiz. Herkesi bu mücadele de yanımızda olmaya çağırıyoruz." dedi.

Isparta-Burdur Tabip Odası, 14 Mart Sağlık Haftası yaklaşırken basın açıklaması yaptı. '14 Mart’a Giderken 10 Acil Talebimiz' başlığıyla yapılan açıklamada konuşan Isparta-Burdur Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Nermin Karahan şunları söyledi;

YAŞADIKLARIMIZIN KADER OLMADIĞINI BİLİYORUZ: "Dünyada ve Türkiye’de, milyarlarca insanın çalışma ve sosyal hayatını etkileyen, sağlığını bedenen ve ruhen sarsan, hepsinden önemlisi milyonlarca kişinin yaşamına mal olan bir pandeminin iki yılını geride bıraktık. Covid-19 pandemisi döneminde yönetme yetkisine sahip olanların yapamadıklarından kaynaklanan önlenebilir ölümler yaşanırken hekimlerin ve sağlık çalışanlarının özverili çalışmaları sonucunda pandeminin daha da yıkıcı olmasının önüne geçildi. Pandemi herkese hekimlerin ve sağlık çalışanlarının ne kadar yaşamsal ve önemli bir iş yaptıklarını gösterdi. Bizler böylesi önemli bir alanda, nitelikli hizmet üretmeye çabalarken pandemi ile birlikte ekonomik krizin derinleşmesi, çalışma koşullarımızda yaşadığımız zorlukları artırmış, ekonomik haklarımız giderek gerilemiştir. İşlemeyen ve sağlıksızlık üreten sağlık sisteminin tüm yükünü bizler çekiyor ve emeğimizin karşılığını alamadan her geçen gün umutsuzluğa sürükleniyoruz ancak yaşadıklarımızın kader olmadığını biliyoruz.

ŞİDDETE TEK BİR GÜN BİLE TAHAMMÜLÜMÜZ KALMADI: 81 ili temsil eden 65 tabip odamız ve 180 bin hekimin meslek örgütü Türk Tabipleri Birliği olarak sağlık emek- meslek örgütleri ile birlikte uzun süredir sağlık alanında yaşanan, bizi umutsuzluğa sürükleyen bu karanlık tabloya karşı haklarımız için, daha iyi bir sağlık ortamı için mücadele ediyoruz. Beyaz Yürüyüş, Beyaz Forum, Beyaz G(ö)REV, Beyaz Nöbetlerle bizi yok sayanlara, kulaklarını tıkayanlara karşı taleplerimizi dile getirdik. Bir kez daha tabip odalarımızla birlikte başta TBMM olmak üzere etkili, yetkili olan herkese sesleniyoruz: Emeğimizin karşılığını alamadığımız, tüketen çalışma koşullarına, sağlık alanında yaşanan şiddete tek bir gün bile tahammülümüz kalmadı. Emeğimiz için, haklarımız için, acil taleplerimize yönelik adım atılmaz ise 14-15 Mart Pazartesi ve Salı günleri tüm Türkiye’de, bütün sağlık kurumlarında G(ö)REV’de olacağımızı ilan ediyoruz.

EYLEMİMİZİN YASALLIĞI AÇIKTIR: Sağlık Bakanlığı’nın görev eylemlerimiz hakkında 81 ile gönderdiği yazı baştan sona talihsiz bir içeriğe sahiptir. Özellikle pandemi döneminde önlenebilir ölümlere sebep olanlar bizlere sağlık hakkının gerekliliklerinden bahsedemez. Görev eylemlerimiz daha sağlıklı bir toplum, halk sağlığının öncelendiği sağlık politikaları içindir. Tek bir meslektaşımız hakkında dahi işlem başlatılmasına göz yummayacağımızın bilinmesini isteriz. Eylemimizin haklılığı da meşruluğu da yasallığı da açıktır. Tıpkı 15 Aralık ve 8 Şubat’ta olduğu gibi G(ö)revimizi en güçlü şekliyle gerçekleştireceğiz.”

HEKİMLERİN ACİL 10 TALEBİ

Isparta-Burdur Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Nermin Karahan tarafından açıklanan hekimlerin acil talepleri şöyle:

“- TTB’nin önerdiği ‘Sağlıkta Şiddet Yasası’ acilen yasalaşmalı; cezalar tutuksuz yargılanma ve ‘hükmün açıklanmasının geri bırakılması’ düzenlemelerinin uygulandığı sınırların üzerine çıkarılmalı.

- Kamu hastanelerinde göreve yeni başlayan pratisyen ve asistan hekimler için temel ücret (maaş sabit ek ödeme) yoksulluk sınırının en az iki katı, uzman hekimler için yoksulluk sınırının en az iki buçuk katı olmalı; sabit ek ödemeler genel bütçeden karşılanmalı.

- Özel sağlık sektöründe çalışan hekimlerin sosyal güvenlik primleri ‘prim ödeme tavanı’ üzerinden çalıştıkları kurumlar tarafından ödenmeli; ücretleri en az yoksulluk sınırının iki buçuk katı olmalı.

- Aile hekimi maaşları en az yoksulluk sınırının iki katına yükseltilmeli; tüm ASM binaları kamu tarafından inşa edilmeli, aynı standartlarda donanımı kamu tarafından sağlanmalı, bütün giderleri Sağlık Bakanlığı’nca karşılanmalı; Aile Hekimliği Ceza Yönetmeliği geri çekilmeli.

- OSGB’lerde çalışan iş yeri hekimlerinin ücretleri Türk Tabipleri Birliği’nin belirlediği asgari ücret üzerinden ödenmeli.

- Emekli Sandığı, SSK, BAĞ-KUR farkı gözetilmeksizin bütün emekli hekim maaşları (25 yılda emeklilik baz alınarak) pratisyen hekimler için asgari 15 bin TL, uzman hekimler için asgari 18 bin TL’ye çıkarılmalı.

- Çalışma ortamlarımız ve koşullarımız iyileştirilmeli, başta asistanlar olmak üzere bütün hekimlere nöbet ücreti kesilmeden nöbet ertesi izin hakkı tanınmalı, intörn hekim ücretleri en az asgari ücret düzeyine çıkarılmalı.

- Covid-19 ‘illiyet bağı’ aranmaksızın meslek hastalığı sayılmalı, pandemide çalışılan her yıl için 120 gün yıpranma payı uygulanmalı, hekimler için ek gösterge 7 bin 200 olmalı.

- Sağlık sistemi ve kurumsal sorunlar kaynaklı malpraktis davaları ile hekimleri ödeyemeyecekleri tazminatlara mahkûm eden uygulamaların önlenmesi için yasal düzenlemeler yapılmalı.

- Hekimleri de hastaları da mağdur eden, hekimlere karşı şiddet kaynağı olan, halkın sağlığını tehlikeye atan 5 dakikada muayene dayatmasından vazgeçilmeli, hasta randevuları her hastaya en az 20 dakika ayrılacak şekilde düzenlenmeli.”