Ramazan Bayramı'na sayılı günler kala vatandaşlar, geleneksel bayram hazırlıklarına başladı. Ancak bu yıl, ikramlık ürünlerin fiyatlarındaki artış dikkat çekiyor. Şeker, çikolata, tatlı, lokum, kolonya ve kahve gibi bayramın vazgeçilmezi olan ürünlerin fiyatlarında geçen yıla göre önemli bir artış yaşandı.

Burdur'daki esnafların dükkânlarında yerini alan bu ürünlerin fiyatlarının bir önceki Ramazan Bayramı'na göre yükseldiği görülüyor. Özellikle şekerin fiyatındaki artış dikkat çekici. Geçen yıla göre şekerin fiyatı yüzde 100 oranında artış gösterdi. Kolonya ise en az yüzde 25 oranında zamlandı.

Eve gelen misafirler için alınan kahve ise geçen yıla göre 140 TL daha fazla para ödenecek. Çikolata fiyatlarında da dikkat çeken bir artış yaşandı. Geçen yıl en düşük fiyatlı çikolata 90 TL iken, bu yılki fiyatın 180 TL olduğu görülüyor. Çikolatadaki fiyat artışı da şekerdeki gibi yüzde 100 oldu. Burdur'da küçük esnafların çoğu ise şeker-çikolata fiyatlarında 300 TL satış fiyatından yüksek ürünü ne getiriyor ne de satıyor. Bunun sebebi ise Burdur'da daha yüksek fiyat skalasının talep görmemesi.

BURDUR'UN KOLONYA MARKASI BUR-KOK, ARTIK PİYASADA YOK

Burdur'da birçok kişinin hatırlamakta zorlandığı kolonya markası Bur-kok, artık imal edilmiyor. Bunun yanı sıra Burdur'da teknolojiye yenik düşmüş ve tükenmiş bir meslek olarak karşımıza çıkan kolonya imalatçılığı, yerini alım-satım ile ticarete bıraktı. Yukarı Pazar bölgesindeki kolonyacılardan artık faal olarak çalışan iki-üç dükkan kaldı. Bu dükkanlar da kolonyayı sadece alıp satarak paza kazanıyor. Burdur'un nadir markalarından biri olan koku markası ise böylelikle tarihe karışmış oluyor.

160092

Eskilerden hatırlanacak olursa eczanelerde veya kolonya dükkanlarından zinhinimize kazınan pompalı kolonya şişeleri, nostaljik kristal kesim cam şişeler, o eski limon, tütün ve gül kolonyaları neredeyse tarihe karıştı. Günümüzde alternatifleri olan ve belirli başlı markalardan tezgahlara çıkan kolonyalar koku yelpazesinin genişliğine rağmen eski kolonyaları ve haliyle de eski bayramları aratıyor.

NEREDE O ESKİ BAYRAMLAR?

2024 yılının Ramazan Bayramı'na da neredeyse saatler kalmışken, Burdur genelinde geçmişe, geçmiş bayramlara özlem havası inkar edilemez bir gerçek olarak yansıyor. Vatandaş ekonomik olarak da nispeten daha iyi günlerde geçirdikleri bayramları, özellikle 2019 pandemisi sonrasında zayıflayan ikili ilişkiler sebebiyle eski günlerden hatırda kalan birliktelikleri yad etmekten başka bir şey yapamıyor. Geriye Ramazan Bayramı'nın maneviyatını yaşamaktan başka bir şey maalesef kalmıyor.

nerede_kaldı_o-_eski_bayramlar

Tabiri caizse vatandaş artık geçim derdi olmaksızın mutluluklarını paylaşabilecekleri, deyim yerindeyse iki çift lafın belini kırabilecekleri zamanlar yaşamak istiyor. Esnafların çoğu satamamaktan yakınırken alıcı vatandaş ise alamamanın derdinde. Hal böyleyken bayram arefesinde herkes en çok bu sene "Nerede O Eski Bayramlar?"diye hayıflanıyor.

KIRMIZI PABUÇLAR DAMA ATILDI, AREFE ÇİÇEKLERİNİN TOPRAĞI KURUDU

Yetişkin vatandaşlar arasında yaşamdan duyulan sevinç; paylaşmaktan, muhabetten duyulan memnuniyet ekonomik sıkıntılara kurban gideli hayli zaman oldu gibi görünüyor. Öyle ki bayram alışverişi için çıkılan yolda 1000 TL'lik akaryakıt ibreyi çeyrek depoya dahi kaldırmıyor, ortalama bir ailenin bayram alışverişi minimum 7000 TL'den başlıyor.

20230423-eski-bayramlar-703208-827950552291afe6ac38

Ama ya çocuklar? Çocuklar da artık bayramları neşeyle, heyecanla karşılamıyor. Yetişkinlerin yaşamak derdinin evhamı çocuklara da sirayet etmiş durumda. Burdur'da hal böyle, kuvvetle muhtemel ülkenin birçok şehrinde de hal böyledir ki; kolonya kokularının, çikolata lezzetlerinin tarihe karıştığı bu dönemde, bayram namazından evin babasının dönmesini bekleme heyecanı, yeni alınmış kırmızı bir çift ayakkabı yüzünden göze girmeyen uykular, daha arefe gününden bayramlıkları giyinip kuşanma sabırsızlığı, arefe gününden ellere yakılan kınalar, bayram harçlıklarının hesabı, 90'ların ve milenyumun 'şeker bayramı' kavramı da artık tarihe karıştı. Bayramların şekerliği kalmamış gibi görünüyor. Yedinin de yetmişin de ağzının tadı ne yazık ki yok!

Nerede o eski bayramlar?

Kaynak: Hatice Kübra SAVAŞ