Burdur’da genç girişimci bir kadın kendi imkanlarıyla açtığı dükkanda organik ürünler satmaya başladı. ‘Burdur Hasat Yöresel Ürünler Marketi’ adında açtığı markette, ürettiği ürünleri Türkiye’nin dört bir yanına gönderiyor. Organik ürünlerin satıldığı dükkan büyük ilgi görüyor.

Burdur’da koronavirüs pandemisinden etkilenerek iş değişikliği yapmak zorunda kalan aşçılık mezunu 25 yaşındaki Buse Kiraz, kadın girişimci olarak ailesi ile beraber imal ettiği organik ürünleri sattığı yeni bir iş yeri açtı.

Açtığı iş yerinde pandemi öncesinde lokanta işleten Buse Kiraz, lokanta işletmeciliği yaparken koronavirüs döneminden kötü etkilenerek iş değişikliği yapmak zorunda kaldı. Kiraz, ailesi ile kendileri için organik imal ettikleri zeytinyağı ve reçel ürünlerini açacakları iş yerinde satmaya karar verdi.

Burdur Kışla Caddesi’ne açtığı Burdur Hasat Yöresel Ürünler isimli iş yerinde ev yapımı reçeller, Burdur ceviz ezmesi, sad eve sebzeli erişteler, doğal çam ve çiçek balları, soğuk ve sıcak sıkım zeytinyağları, ev yapımı domates ve biber salçası gibi birçok çeşit yöresel ürünler satan Kadın girişimci Buse Kiraz, gazetemiz muhabiri Muhammet Fatih Başcı’ya girişimcilik hikayesini anlattı.

Kadın Girişimci Buse Kiraz’ın girişimcilik hikayesinden pasajlar şöyle;

“Pandemiden kaynaklı acil iş değişikliği yapma kararı aldık”

Ben Buse Kiraz. 25 yaşındayım Aşçılık mezunuyum. Şu anki iş yerimizin olduğu yerde restaurantımız vardı. Pandeminin kötü etkilerinden dolayı kapatmak ve acil iş değişikliği yapmak durumunda kaldık. Eşim Muğla Köyceğiz’li, zeytinyağı ve reçelimizi kendimiz  imal ediyorduk zaten. Böyle bir iş yeri açma fikrinden yola çıkaraktan dedik ki bizde de el yeteneği var, Burdur’a tamamen doğal ürünler sunabileceğimiz bir işletme açalım. Burayı tadilata soktuk ve biz bu işe karar verdikten sonra ilk 3 ay bir imalat sürecine girdik. O dönemde burası açık değildi. İmalat süreci bittikten sonra da iş yerimizi açtık. Yaklaşık 40-45 reçel çeşiti yaptık. Çam balımız, çiçek balımız, zeytinyağımız zaten Köyceğiz’den kendi imalatımız. Bunların yanında erişte yaptık, erişteye farklılık olsun diye sebzeli erişte de yaptık. Hem renk olarak daha albenisi var hem de çocukların sebze tüketmesi için gerçekten çok vitaminli. Güneşte kurutulmuş domates, biber salçası yapıyoruz. Bunları sergileyebileceğimiz bir işletme açtık. İşletmemizi yaklaşık 10 ay once açtık. Pandeminin etkilerinden kurtulup işlerimizin daha hızlı olmasını bekliyoruz.

“Burdurluların ilgilisinden memnunuz”

Burdurluların ilgilisi güzeldi. Burdur’da şarküteri ile beraber olan bizim gibi iş yerleri var. Ancak biz şarküteriye girmek istemedik. Dükkanımızın konumu olsun, çevremizdeki şarküteri dükkanları olsun yani biz o konuya girmek istemedik. Biz tamamen reçel, zeytinyağı, bal olarak bu işe girdik ve her şeyin en doğalını yaptığımız için, tadanlar gerçekten beğendiği için devamlı müşteri kapasitemiz oluştu. Alış-veriş yapan daha sonra tekrar geliyor. Bu konuda da Burdurluların ilgisinden memnunuz.

“Tüm ürünleri kendiniz mi üretiyorsunuz”

Tüm ürünleri kendimiz üretiyoruz. Sadece beyorganik diye bebek markamız var, bebek ürünlerini hazır alıyoruz. Ancak bebek ürünlerinde de kendi imal etttiğimiz irmiğimiz olsun, bebek tarhanamız olsun, alerjen içermeyen ilk gıdaya geçen bebeklerin ürünlerinin içinde kendimizin de ürettikleri var. Onun haricinde her şeyi kendimiz üretiyoruz.

“Böyle bir iş yeri açmaya nasıl karar verdiniz?”

Pandemi döneminde bir şeylerin zor ilerlediğinin farkına vardık. Zor ilerleyince bir iş yerini de kapatmak kolay değil, açarken çok çok daha zor. Ama kapatmak da bir o kadar zor. Yani bizim acilen bir şeyler yapmamız lazımdı. Zaten evde kendimize organik ürünlerden yapıyorduk ve çevremizden gelen misafirlerimiz de çok beğeniyordu. Burdur’da bunun bir eksiklik olduğunu fark ettik. Yani insanlar Burdur’a geldiği zaman memleketlerine sadece ceviz ezmesi alıp gidebiliyorlar. Biz de kendi yerli cevizimizden ceviz reçeli yapalım, muz reçeli, ıhlamur reçeli, domates reçeli yapalım dedik. Bunlar Burdur’da bulunan cinsten değil ve zeytinyağı ve bal da aynı şekilde. O yüzden acilen böyle bir karar verdik. Iyi ki de vermişiz. Tabi pandeminin de olması bizim için biraz daha zorlu oldu. Bir yerin kapanıp, tadilata girip tekrar imalat aşamasına girip, tekrar iş yerimizi açmak çok çok zor. Ama yaptık, başardık. İnşallah da herkes başarır.  Herkesin de işi yolunda gider.

“Kadının işi sadece işte değil evde de devam ediyor, böyle bir zorluğu var. Ama bunlar tatlı zorluklar”

Kadın olmanın şöyle zorluğu var; aslında çok güzel, iyi ki kadın olarak doğmuşuz ama iş ortamlarında kadın olmanın birçok zorluğu var. Kadının işi sadece işte değil evde de devam ediyor, böyle bir zorluğu var. Ama bunlar tatlı zorluklar. Bu sadece bu sektör de değil bütün sektör de çalışan kadınlar için geçerli. Tabi zamanın erkeklerinden de kaynaklı olarak birazcık çalışan kadına evde daha fazla yardım olanağı var. Çok şükür bizde öyle idare ediyoruz.

“Bir kadının gerçekten kendi ayaklarının üzerinde durabilmesi kadar güzel bir şey yok”

Kadınlara söylemek istediğim, ben bu işletmeyi açarken yanımda sadece ailemin desteği vardı. Maddi anlamda çok da varlıklı ailelerin ya da çok da varlıklı insanlar olarak kesinlikle gelmedik. Bir şeye inandığınız zaman evet çok zor oluyor, belki aylarca, yıllarca o zorluğun altına girmek zorunda kalıyorsunuz, omuzlarınıza çok büyük bir sorumluluk yükleniyor ama insanın kendi maddi özgürlüğünü sağlaması ve bir kadının gerçekten kendi ayaklarının üzerinde durabilmesi kadar güzel bir şey yok. Hayatta erkekten korkacağınıza işten korkun. Kesinlikle hangi kadın hangi işi istiyorsa o işin peşinden koşsun ve gerçekten bence artık dünyayı kadınlar yönetecek. Kadınlarımızı yükseklerde görmeyi, çalışırken görmeyi çok istiyorum. Çünkü gerçekten çok başarılılar, çok yetenekli yaratılmışız. Yani her konuda her sektör de kadınların olduğunu görmeyi çok isterim. Herkes hayallerinin peşinden koşsun. Tabiki de zorluklar, sıkıntılar karşınıza çıkıyor ama hiçbir sıkıntı da zorlukta kendilerinden vazgeçmesinler. Her zaman devam edebilmek için bir çıkar yolu bulsunlar.

“Aşçı olmam bana kolaylık sağlıyor”

Aşçılık mezunu olmam bana ayrıca bir kolaylık sağladı. Evlerde herkes tabiki de kendi reçelini kendi yapıyor. Ama her reçel çilek reçeli gibi yapılmıyor. Yani meyvenin sonradan şerbeti eklendiği reçel çeşitleri var, meyvenin 21 gün ıslatıldığı reçel çeşitleri var, kireçli su da bekletilen reçel çeşitleri var. Yani bunların hepsini bilmek gerekiyor. Meyvenin su oranına göre şerbetin su oranı değişiyor, içindeki şeker oranı meyvenin ne kadar tatlı olmasına göre değişiyor. Tabi aşçı olmak meyveleri tanıdığım için, sebzeleri tanıdığım için bana kolaylık sağlıyor. Yani daha kolay yapıyoruz. Belki normal bir vatandaş bu işin başına geçse belki o da yapar ama biz daha kolay yaptık. Tabi bu bahsettiğim kolaylık imalattaki kolaylık değil, sadece meyve ve sebzeyi tanımaktaki kolaylık. Gerçekten bütün ürünlerimizde emek emek el emeği var. Siz kavanozda hazır halini görüyorsunuz ama mesela bir turunç reçeli bahçeden toplanıyor, yıkanıyor, dışları rendeleniyor, dilimler haline ayrılıyor, içi alınıyor, kabuktaki beyaz kısım alınıyor, tek tek ipe diziliyor. Yani kasalarca meyve rendelemek gerçekten hiç kolay değil. Daha nice reçel çeşitleri var, çok zor olan. Ama hepsi de çok lezzetli oluyor. Alıp yiyenlerin memnuniyetini gördükten sonra bizde çok mutlu oluyoruz.

“İşletmemizde 130 kadar ürünümüz var”

İşletmemizin şöyle de bir ayrıcalığı var, dışarıda zeytinyağı satan çoğu işletme zeytinyağını tattırmaz ya da dükkanda sattığı ürünleri tattırmaz. Bizim yaklaşık 130 kadar ürünümüz var. Hangisini isterlerse, raftan hangi kavanozu beğenirlerse onu açıp deneyebiliyorlar. Müşteri o kavanozu almazsa biz daha sonra o açılan kavanozu yerine koymuyoruz, kendimiz tüketmeye gayret ediyoruz, sevdiklerimiz ile paylaşıyoruz. Demek istediğim bütün ürünlerin tadına bakabilirler. Ürünlerimizden alan müşterilerimiz evde  memnuniyet sağlanmazsa bizim kapımız onlara da açık ürünleri geri iade edebilirler. Eleştirilere de açığız. İşletme olarak böyle de bir özelliğimiz var.

“Çam kozalağı pekmezi ciğer yıpranması tedavilerinde kullanılıyor”

Bizim en özel ürünümüz çam kozalağı pekmezi. Çam kozalağı pekmezi astım, bronşit, öksürük, koah hastalığında, sigara kullanımında ciğer yıpranmasında tedavilerinde kullanılıyor. İçerisinde bizim farklı olarak çam pekmezi de koyuyoruz. Hem yemesi daha kolay olsun, daha güzel bir tad olsun, herkes tüketebilsin diye hem de çam kozalağı pekmezinin yanında çam balı da gerçekten birbirlerine çok yakışan iki ürün. Bizim çam kozalağı pekmezimiz de kovid geçirdikten sonra kesilmeyen öksürüğü olan vatandaşlarımız  fark ettikten sonra gelip aldılar, çok memnun kaldıklarını söylediler. Düzenli kullanımda da gerçekten çok faydasını görmüşler. Tabi bu birazcık da doğru kullanım ile alakalı. İşte metal kaşık kullanmamak, hergün sabah akşam kullanmak bunların hepsi birer etken. Nasıl doktor ilaç verdiği zaman bir tane atıp gerisini atmazsanız iyi gelmez, aynı şekilde bu da öyle. Bu bizim kovid ile alakalı ürünümüz. Tabi bunlar kovid olmazsınız, kovidi geçirir gibi ürünler değil. Sadece bünyeyi, bağışıklık sistemini güçlendiren, takviye eden ürünler. Yani bizde şu ürünümüz var, kesinlikle koronavirüsten korur diyebileceğimiz bir ürün yok ama kovidden sonra yıpranmalarda ve normal soğuk algınlıklarının yıpranmalarında kullanılabilecek ürünlerimiz mevcut.

“İnternet üzerinden satışlarımız pandemi de çok iyi ilerledi”

İşlerimiz tabiki şu anda çok da iyi değil, ama şükür diyelim. Ama aşılamalar hızlandıkça, vaka sayıları düştükçe insanlar kendilerini  daha fazla dışarıya attığı sürece işlerimiz daha iyi olacak. İnternet satışımız pandemi sürecinde çok iyi ilerledi ve iyi bir şekilde devam ediyor. Tabiki de bizim dükkana da beklediğimiz müşteri kapasitemiz var. Ona da ulaşmamıza az kaldı. İnşallah vaka sayıları düştükten sonra onlara da ulaşırız.  Bizim ürünlerimiz pandemi döneminde internet üzerinden alış-verişte çok rağbet gördü. Biz trendyolda varız, bir de kendi sosyal medya hesaplarımız var. Türkiye’nin her yerine kargo gönderebiliyoruz. Hatta ücretsiz kargo imkanlarımız çok yüksek. Belli bir aşamaya geldikten sonra zaten halk size tanımaya başlıyor. Bu konu da sosyal medyanın etkisi çok fazla. İlk olarak sosyal medyaya reklam verdik, daha sonra trendyola girdik. Bunun da faydası oldu. Pandemi de çalışma saatlerimiz çok değişti. İşte akşam 5’te kapanma geldi, sokağa çıkma yasağı geldi. Şimdi biz işletmelerimiz açtık, açılış saatlerinde açtık ama vatandaşlara sokağa çıkma yasağı olduğu için, bir zincir market olmadığımız için müşteri potansiyelimiz çok düştü. Biz de bunu internet üzerinden alış-veriş ile kapatmaya çalıştık. Burdur içinde evlere servis yaptık, şehir dışına kargo ile gönderdik. Pandemiden dolayı insanlar dışarıya çıkamadıkları için internet alış-verişi önceden hiç kullanılmadığı kadar revaçta. O yüzden bizde bunun olumlu yönlerini gördük.

-Muhammet Fatih Başcı