Burdur’da gerçekleşen GÖL ÇALIŞTAYI’nı YENİ GÜN MEDYA'ya değerlendiren bölgemizin önde gelen su uzmanlarından Erol Kesici, Yeni Gün için yine özel bir makale kaleme alarak görüşlerini dile getirdi. 14 Haziran 2023 Çarşamba günü Burdur’da yapılan, Burdur, Göller Yöresi ve Batı Akdeniz bölgesi’ndeki 6 gölü (Burdur Gölü, Yarışlı Gölü, Yazır Gölü, Gölhisar Gölü, Çorak Göl ve Avlan Gölü) yakından ilgilendiren Çalıştayı haberleştirmiş “GÖLLERİMİZ NE OLACAK?” sorusu üzerine kurgulamıştık. Başta; Burdur ve Salda Gölleri olmak üzere bölgemizdeki sulak alanları ve gölleri yakından takip eden, açıklamalarıyla medyada kamuoyu oluşturan, her fırsatta bilimi, bilimsel bakış açılarını öne çıkaran Erol Kesici, artık bu tür toplantılarda söylemlerden ziyade somut adımlara geçilmesi gerektiğini vurguluyor, altını çiziyor. Göl Çalıştayı haberimizin yayımlandığı sosyal medya hesabımız facebookta Kesici şu yorumda bulundu: “İNSANIN , KURDUN , KUŞUN AKLIYLA ALAY ETMEYİNİZ! NE KEŞFETTİNİZ! Hep aynı ne konuşuyorsunuz? Güzel de... Sonuçsuz toplantılar... Göllerin sorunları 30 yıldır belli... Bilimsel çözümleri de 30 yıldır belli uygulamaya niyetiniz yok.. BURDUR'A bence "ihanet " ve BURDUR İÇİN TARİHİ HATALAR İŞLENİYOR... Çevir çevir aynı toplantılar. Toplanmakla değil bilineni uygulamakla yol alınır... Sorun ve çözüm belliyse boşa kürek çekmektesiniz. ” Süleyman Demirel Üniversitesi, Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi emekli öğretim üyesi ve Su Enstitüsü kurucusu, Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) bilim danışmanı ve göl uzmanı, aynı zamanda 6 Şubat Depremleri sonrası oluşturulan Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli’nde ve çalışma gruplarında görev alan EROL KESİCİ makalesinde ise; Çalıştayı şöyle değerlendirdi... “GÖLLERİMİZ NE Mİ OLACAK?” BURDUR’UN GÖLLERİ İÇİN UYGULAMAYA GEÇMEYEN ÇÖZÜM YOLLARI; BURDUR İÇİN, YAŞAM İÇİN TARİHİ HATAYA DÖNÜŞMEKTE! BIKMADINIZ MI? Hep aynı ne konuşuyoruz! Güzel de… Sonuçsuz toplantılar... Göllerin sorunları 35 yıldır belli... Bilimsel çözümleri de 35yıldır belli uygulamaya niyet yok… Son dönemlerde “bu tür –aynı şeylerin konuşulduğu” toplantılara katılmama kararı almıştım. Aynı şeyler kayıt altında, neden halen konuşalım diye. Bilinenlerin tekrarı, “hep aynı” denilen bir araya gelmeler, değerli açıklamaların, uygulamaya geçmemesi BURDUR'A bence "ihanet " ve BURDUR İÇİN TARİHİ HATALAR İŞLENİYOR… Çevir çevir aynı toplantılar. Toplanmakla değil bilineni uygulamakla yol alınır... Sorun ve çözüm belliyse, “boşa kürek çekmek değil mi?” Toplantı ne kadar uzun olursa, o kadar az başarılı olur. AYNI TÜR TOPLANTILARLA, UYGULAMA YOKSA; BAŞARI BEKLENEMEZ! Lafla, Burdur’un Gölleri kurtulmadı! Benim bildiğim son 35 yılı aşkın süredir Burdur’da ve yöremizde neredeyse bir birinin aynı olan ( göller kurumasın) sayısızca toplantı ve konferanslar yapıldı. Basında yer aldı. Konu aynı, çözüm şeklide 35 yıl öncesinden de belli. Demek ki bu tip toplantılar, tekrarları, ne kadar uzarsa, o kadar az başarılı olunmakta. Sonuç ortada; Burdur Havza’sındaki su kaynakları ve ekosistem adeta göçmüş durumda. Üzgümüm, demek ki hep boşa kürek çekilmiş/ çekmişiyiz. Elbette bu yıllar içerisinde hep umut ettik, çünkü bizlere “haklısınız, dedikleriniz doğru, yapılmaması gerekirdi, bir an önce önlem alınmalıydı vb” çok sözler söylediler. Sonuç, Haziran 2023 “GÖLLERİMİZ NE OLACAK?” toplantısı. Toplantıya katılanlar, her toplantıdaki gibi yerel yöneticiler, bürokratlar, akademisyenler, basın, STK Göllerin yönetimi yeni mi bilinmekte, bu konuda o kadar çok çıkan yasa ve yönetmelik var ki; yeni stratejiler (neyse?) belirleme; hiçbir zaman radikal olarak başlanılmayan verilen sözlerin kararların UYGULAMAYA GEÇMEMESİ! NEDEN ACABA? ÜZGÜNÜM; BOŞA KÜREK ÇEKMEK, NAFİLE TOPLANTILARI! İnsanlarda, toplantı yapıldı mı yapıldı, hadi bakalım bir yıl daha böyle gider anlayışı var! Çünkü her yıl aynı şeyler konuşulmakta! Göller ve havzadaki kuraklık belli iken, “iklim krizi, küresel ısınma, yağmur yağmıyor…!” denildi yıllarca ama, hiçbir zaman, bilinmesine rağmen suyun çok aşırı israfı, göllerin her cepheden kuşatılmasına, beslenememesini görmezden gelindikçe, bu tür toplantılar artık tat vermiyor, boşuna kürek çekmek, nafile toplantıları! 35 yıldır! Elbette anlatacağız ama her yıl bu kez uygulamaya geçilecek umutlarının gerçekleşmediğini görmek! Hemşerimizin derki, “hocam onlarca yıldır uğraşırsınız Burdur’da bir gölü bile kurtaramadınız neden?” Haklı! Üzgünüm; keşke, uygulama yetkisi bilim insanlarında olsa, dediğimde ise… Herkes bilmekte BURDUR HAVZASINDA YAŞANANLARI ve “nafile toplantıları”. Bu toplantıya katılanlara-bakışlarına-emeklerine hiçbir şekilde” saygısızlık” edemem, öyle algılanmasını da istemem. Ama kral çıplak ama …! Sorgulamalıyız, sormalıyız, bunca yıl neden uygulamaya geçilmedi diye. UMUT VERİRKEN; ÇÖZÜM İÇİN MÜCADELE ETMEK GEREKİR… Umut vermek çok güzel ama, umut verirken emek harcamak, sözleri uygulamaya geçirmek gerekir. “Toplantı yapıldı mı yapıldı, hadi bakalım bir yıl daha böyle gider” anlayışının yerleşmemesi gerekir. Ama yerleşmiş durumda! Toplantılarda 35 yıl boyunca konuyla ilgili olarak çalışanların, konuşanların isimler değişmiş olsa da, önceki çalışmalar yokmuş gibi çözüme ulaşan sürdürülebilir çalışmaların unutulmaması- konulması gerekir. “KUTLARIM; BİZİM SÖYLEYEMEDİKLERİMİZİ…”   Yıllarca bu sözleri çok kez duydum, en sonuncusu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlık ettiği, Cumhurbaşkanlığı Ulusal Risk Kalkanı Modeli toplantısında; Burdur, Eğirdir, Beyşehir Göllerimiz, diğer su kaynaklarımız ve kuraklık konusundaki açıklamalarım sonrası, arada yanıma gelen-sohbet ettiğimiz, “hocam, kutlarım bizim söyleyemediklerinizi söylediniz” denmesi benim ve o sayın rektör ve akademisyenler için çok değerli ve işin özetiydi! 35 YILLIR NE Mİ SÖYLEDİK? Burdur’da da, Türkiye’de ve dünyada göllerin yok olmasına yol açan sebepler ortak: suyun korunamaması ve iyi yönetilememesi. Bilimsel öneriler yerine, politik-popülist bakış. Yarı kurak ve kurak iklime sahibiz. İklimimize göre, tarım(bitki deseni ve tekniği) yerine, çok su tüketen tarım politikaları ve suyun doğal döngüsüne göletlerle, barajlarla, sayıları binleri on binleri geçen çeşitli özellikteki kuyularla müdahale eden su politikaları. Hala göllerin kurumasına neden olduğu yarım asırdır bilinen “göletleri” müjdelerle, şölenlerle açmaya devam edilmekte! Bu nedenle yer altından, yer üstünden, yüzeyden göllere su gitmesine engel olan “insanlar” yağmurun yağmamasını, iklim krizini gerekçe olarak göstermeye devam etmekte. Gölleri sadece üzerine yağacak yağmura   “muhtaç edersen”, göl kurur, nem olmayınca iklim güvencesi ortan kalkar, kararsız yağışlarla, mevsim boyu yağacak yağışlar birkaç haftaya sığar ve onda da sel olur! Yine de bu tür toplantı için emek veren herkese teşekkür ederim, benim dileğim, meslek hayatımda yarım asra varan çalışmalarımda edindiğim ve karşılaştığım durumun lafta kalmayıp uygulamaya geçmesi. Hastanın masaya yatırılıp 'ameliyat' edilmesi" Saygılarımla... Dr. Erol KESİCİ
Editör: TE Bilisim