CHP Burdur Milletvekili Aday Adayı Süleyman Erman, eşi Mükerrem Erman ile birlikte kentte görev yapan basın mensuplarıyla bir araya geldi. İstasyon Park’ta gazetecilerle birlikte kahvaltı yapan Süleyman Erman, Burdur’un sorunları ve yapılması gerekenlerle ilgili bir konuşma yaparak gazetecilerin sorunlarını dinledi. CHP Burdur Milletvekili Aday Adayı Süleyman Erman konuşmasında şunları söyledi; “Burdur’un konularına, sorunlarına hakimim” “Malumunuz 14 Mayıs tarihinde Türkiye yeni bir seçim dönemine giriyor. Ben de geçen hafta Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekili Aday Adayı olarak parti genel merkezimizde müracaatta bulundum. Bugün de genel bir değerlendirme yapma bağlamında sizlerle bir araya gelmek istedim. 30 yıldır Burdur siyaset sahnesinin içindeyim. 1993 yılında Sosyal Demokrat Halkçı Parti Gençlik Kolları Başkanı olarak başladığım siyasi hayatıma, uzun dönem il yönetim kurulu üyeliği, CHP Merkez İlçe Başkanlığı, 2010 ve 2015 yılları arasında ise CHP İl Başkanlığı görevlerinde bulundum. 2015 yılında da milletvekili aday adayı oldum. Bu süreçteki tüm yerel ve genel seçimlerde aktif olarak yer aldım. Siyasi tecrübemde 49 yaşına geldim, siyaseten tecrübe anlamında en üst seviyeye geldiğimi düşünüyorum. Burdur’un konularına hakimim, sorunlara hakimim yine aynı şekilde 30 yıllık meslek hayatımda serbest muhasebeci mali müşavir olarak hayatımı sürdürmekteyim. Mesleğimin de verdiği tecrübe ile gerek sanayicinin gerek üreticinin gerekse esnafımızın tüm sorunlarına hakimim. “Burdur’umuzun kalkınması için yapılan tüm çalışmalara aktif destek vererek, üzerime düşeni yapmaya çalıştım” Burdur kentimiz Antalya, Isparta ve Denizli üçgeninde kalmış, yıllardır 300 bin nüfusu geçememiş, sürekli göç veren, sanayisinde belli bir noktayı aşamayan, tarım ve hayvancılıkta yine kendi ürettiğini kendi işleyemeyen, mermerde her ne kadar mermer ocaklarının yoğun olmasına rağmen çıkan blok mermerleri kendi şehrinde işleyecek kapasitede gerekli tesisleri kuramayan bir şehrimizdir. Katma değer yaratmakta zorlanıyoruz dolayısıyla istihdam yaratamıyoruz. İstihdam yaratamadığımız için de şehrimize göç alamıyoruz. Şehrimizin büyük bir çoğunluğu Antalya olmak üzere çevre illere ve farklı illere göç vermektedir. Tabi beni de bu şehirde doğmuş, büyümüş ve yaşamış bu şehrin çocuğu olarak, bu gelişmeler çok rahatsız etmektedir. Ben bugüne kadar bu süreçteki tüm oluşumlara sivil toplum örgütlerinin yapmış olduğu çalışmalarda, siyasi parti il başkanı olduğum dönemde de Burdur’umuzun kalkınması için yapılan tüm çalışmalara aktif destek vererek, üzerime düşeni yapmaya çalıştım ama tabi bunun bir konumu olma gerekiyor. Bu konumu da milletvekilliğimde 14 Mayıs’tan sonra Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında Burdur’umuza daha fazla hizmet etmek, Burdur’umuzun sorunlarına anında müdahil olmak, sanayicimizin bir rehberi olmak, sanayicimizin yaşamış olduğu bürokratik engellerin kaldırılması için her türlü destek ve çalışmayı sağlamak, bir nebze olsun tarım ve hayvancılığımızın gelişmesi bağlamında yine her türlü çalışmayı yapmak, gerekli teşviklerin kentimize getirilmesi ve kentimizin her türlü teşvikten faydalanması için gerekli mücadele ve çalışmayı yapmak adına milletvekili adayıyım. Beni yakinen herkes bilir. Ben meslek hayatımda günde 1 saatten fazla iş yerimde oturan bir mali müşavir değilim. Her gün sürekli gezen, mükelleflerimi, firmaları ve sivil toplum örgütlerini gezen, konu ve sorunları yerinde tespit eden bir mali müşavirim. Milletvekilliği ve siyaset hayatım süresince de aynı şekilde makamında oturan, Ankara’da nöbet bekleyen ya da sorunları uzaktan seyreden bir milletvekili değil, halkın içinde sanayici, esnaf ve çiftçimizin yanında olarak sorunları birebir çözümüne katkı sağlamak adına milletvekilliği görevine talibim. “Burdur’umuzun üçüncü ve dördüncü organize sanayi bölgelerine bir an önce kavuşması gerektiğini düşünüyorum” Burdur, hepimizin bildiği gibi yıllardır siyasi iç çekişmeden çok çekti. Maalesef kısır döngünün içinde ortak akıl üretemeyişimiz Burdur’un gelişiminin önünde her zaman bir engel teşkil etti. Ben bu göreve geldiğimde tüm siyasi yapı ile ilimizin tüm siyasi erkleri ile yakın temas içinde, ortak akıl çalışması ile şehrimizin hem sanayicileriyle hem esnaf hem de sivil toplum örgütleri ile bir iş birliği içinde Burdur’umuza hizmet etmek istiyorum. Burdur’umuzun sorunlarına hakimim dedim. Burdur’umuzun en başta istihdamın daha fazla yaratılması, şehrimizde doğan gençlerin daha büyük şehirlerde kendine iş aramak yerinde, kendi şehrimize katkı sağlamasını ve bu şehirde çalışacağı ortamları yaratmak gerekiyor. İlimizde merkezde iki tane organize sanayi bölgesi, bir de Bucak ilçemizde organize sanayi bölgesi var. İlimiz merkezinde bulunan organize sanayi bölgeleri şu anda tamamen dolmuş durumdadır. İkinci organize sanayi bölgemizin tamamının da yer tahsisleri yapıldı. Yeni yatırımlar sürüyor. Ben bunların dışında Burdur’umuzun üçüncü ve dördüncü organize sanayi bölgelerine de bir an önce kavuşması gerektiğini düşünüyorum. Üçüncü Organize Sanayi Bölgesinin özellikle Burdur Valiliğimiz ve BUTSO’nun da başlatmış olduğu çalışmanın devamı ile Çavdır-Gölhisar Bölgesinde üçüncü organize sanayi bölgesi, dördüncü organize sanayi bölgesinin ise Karamanlı-Yeşilova bölgesinde kurulması gerektiğini düşünüyorum. Çavdır ilçesi bildiğiniz gibi son zamanlarda başta Söğüt beldesi olmak üzere seracılık ve domates yetiştiriciliğinde ve buna benzer sebze yetiştiriciliğinde bölgede lider konumuna geldi. Yine hakeza Gölhisar ilçemizde de sera yatırımları çok hızlı arttı. Antalya gibi Türkiye’nin ve dünyanın önemli bir turizm kentine Burdur’un iaşe deposu haline getirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bunun içinde Çavdır ve Gölhisar ilçesinde kurulacak olan organize sanayi bölgesinin hem kuru meyve deposu, kuru meyve işleme tesisleri, hem de soğuk hava depoları ile Antalya’nın bir iaşe temin merkezi olacağını düşünüyorum.  Mermer ilimizde çok büyük bir potansiyele sahip, çok yüksek miktarda mermer ocağımız var ama bunların yüzde 80’ine yakını hazır blok mermeri ihraç etmektedir. Bir yerde yapılan yeni yatırımlarımız var ama yeterli mi değil, daha fazlasının yapılması lazımdır. Mermerciler Derneği Başkanımız Nasuh Ekinci’nin bu konuda yürütmüş olduğu MERİH Organize Sanayi Bölgesini önemsiyorum ve bununda Yeşilova ve Karamanlı bölgesi arasında kurulacak dördüncü organize sanayi bölgesinde daha işlevsel hale geleceğini düşünüyorum.  Her zaman söyleriz Burdur, Türkiye’nin Hollanda’sıdır. Günlük 750 ton civarında süt üretimi var ama bu süt üretiminin yüzde 10-15’ini kentimizdeki tesisler işleyebiliyor. Geri kalan kısmı yine değişik illerdeki üretim tesislerine naklediliyor. Bucak başta olmak üzere Burdur’da ve diğer yeni açılacak organize sanayi bölgelerimizde daha fazla süt üretim tesislerine kavuşmamız gerektiğini düşünüyorum. Burdur üçüncü bölge kapsamında teşvikte, bu üçüncü bölgeden Burdur’un bir an önce ikinci bölgeye geçirilmesi gerektiğini ve Burdur sanayicisinin diğer şehirlerdeki sanayicilerin faydalanmış olduğu her türlü teşvik ve yatırımdan, yatırıma katkı paylarından, yatırım kredilerinden daha fazla faydalanmasının önünün açılması gerektiğini de düşünüyorum. Tarım Bakanlığının ve TKDK İl Müdürlüğünün yürütmüş olduğu teşvik ve çiftçi destekleme çalışmalarında daha fazla ve gerçekleşebilir yatırımlarla üreticinin yapmış olduğu her yatırıma katma değer yaratarak ona daha fazla getiri sağlayabileceği bir sürecin ve desteğin sağlanması konusunda da gerekli çalışmaların yapılması gerektiğini düşünüyorum. “Burdur Gölü ile ilgili yapılmış gerçek ve kalıcı bir çözüm bugüne kadar üretilemedi” Burdur’umuzun en önemli sorunu olan Burdur Gölü giderek kurumaktadır. Maalesef son 30 yıldır herkes arada top çeviriyor. Burdur Gölü ile ilgili yapılmış gerçek ve kalıcı bir çözüm bugüne kadar üretilemedi ve her geçen gün de geri dönülemez bir yolun içinde yürüyoruz. Burdur Gölünün kuruması sadece bir gölün kurumasından ibaret değildir, Burdur’un yaşanabilir bir kent olmaktan çıkaracak, kuruyan bölgede üreten toz ve asitin çevredeki hem hayvanlara hem de insanlarımıza büyük bir sağlık sorunu yaratacağı aşikardır. Bu konuda da bir an önce Burdur Gölünün çekilen bölgelerinde gerekli rehabilitasyonların yapılarak, yeşillendirme ve sağlıklı bitkilerin oralarda yetiştirilerek, bu konudaki fizibilite çalışmalarının başlaması gerekiyor. Eğer daha fazla bekler ve top çevirmeye devam edersek, maalesef Burdur’da sağlık anlamında büyük sorunlar yaşayacağımız günler yaklaşmaktadır. “14 Mayıs’tan sonra CHP İktidarında da Burdur’un öncelikli sorunu olarak en kısa zamanda çözülecektir” Burdur’umuzun en önemli sorunlarından biri içme suyu sorunudur. İçme suyu sorunu da genel iktidar tarafından bir siyasi malzeme haline getirilip, yerel iktidar üzerinde baskı unsuru oluşturulmaya çalışılmaktadır.  Oysa ki Burdur’umuzun içme suyu hepimizin bildiği gibi yer altı kaynakları ile gerçekleşmektedir. Dünya küresel bir ısınma süreci yaşıyor ve yeraltı suları sadece Burdur’da değil, kuraklık bağlamında tüm bölgede ve tüm dünyada hızla ilerlemektedir. Ne yapılması gerek, bir an önce Burdur’un baraj suyu ile içme suyunu temin etmesi gerekiyor. Kim yapar barajı ebetteki DSİ yapar, genel iktidar yapar, Burdur için en önemli çözüm kaynağı şu anda Belkaya Barajının tamamlanarak Belkaya’dan itibaren Tefenni, Karamanlı, Kemer ve Burdur bölgesinin içme suyu ihtiyacının karşılanması çalışmasının gerçekleşmesi gerekiyor. Ama gördüğümüz gibi sadece yine sadece bir siyasi çekişme, küçük hesap ve Burdur’un her zaman önündeki en büyük engel olan bu iç hesaplaşma, Burdur’da çözümsüzlük haline getirmektedir. Belediyemizin bu konudaki yapmış olduğu çalışmaların üstüne genel iktidarla iş birliği halinde yine inşallah 14 Mayıs’tan sonra CHP İktidarında da Burdur’un öncelikli sorunu olarak en kısa zamanda çözülecektir.” CHP Burdur Milletvekili Aday Adayı Süleyman Erman açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Toplantı günün anısına hatıra fotoğrafı çekilmesi ile sona erdi. MUHAMMET FATİH BAŞCI