Ülkemizde 22 Kasım Dünya Diş Hekimliği Günü, içinde bulunduğumuz hafta ise Ağız Diş Sağlığı Haftası olarak kutlanmakta. Ağız ve diş sağlığı bireyin vücut sağlığını doğrudan etkilemektedir. Ağız ve diş sağlığı korunmadığında birçok hastalığı beraberinde getirmekte. Ağız ve diş yapısı iyi bir gülüş, estetik bir yüz açısından hepimiz için önemli. Kötü ağız ve diş sağlığı günümüzde tüm toplumları ilgilendiren önemli sağlık sorunlarından... Covid-19 ve mevsimsel nedenlerle meydana gelen enfeksiyon hastalıklarında da artışın gözlendiği şu günlerde vücut sağlığına ve bağışıklığa çok daha fazla önem vermek gerektiğini ifade eden Diş Hekimi Vedat Acar, gazetemize diş sağlığı hakkında önemli açıklamalarda ve tavsiyelerde bulundu. Burdur’da 2007 yılından bu yana Diş Hekimliği yapan Diş Hekimi Vedat Acar gazetemize konuştu: İçinde bulunduğumuz süreçte koronavirüs salgını nedeniyle Diş Hekimleri, muayenehanelerinde tedavi yaparken kendilerini yeniden şekillendirdiler. Herkeste olduğu gibi bizde muayenehanemizde bazı değişikler yaptık. Bunu zaten Sağlık Bakanlığı ve Türk Dişhekimliği Birliği, Diş Hekimleri Odaları'da bu konuda bizi yönlendirdi. Bu önlemlerden başlıcaları hastaları belli aralıklarla ve randevulu şekilde almaya başladık. Ben eskiden de randevulu şekilde çalışıyordum aslında ama bu süreç ile birlikte biraz daha bunu sıkılaştırdık. Hadi “köyden geldim, geriye dönmeyeyim” diyen hastayı da almamaya çalışıyoruz. Yani iki hasta bir arada, bekleme salonunda 4-5 hasta bekleme yapmıyoruz. En önemlisi çoğu kurum ve kuruluş gibi bizde HES Koduna geçtik. Diş Hekimleri Odası, Sağlık Bakanlığı ve Türkiye Dişhekimleri Birliği'nin önerileri doğrultusunda hastaları içeriye HES Kodu ile alıyoruz. HES Kodu sayesinde riskli, risksiz diye ayırt edebiliyoruz. Ne kadar tedbirlere uysak ta oradan temaslı ya da hastalıklı çıkıyor. Bunlara dikkat etmeye çalışıyoruz. Onun dışında hastalarımızı içeriye almadan her hastaya antisptik gargara yaptırıyoruz. Bu hastalık ağız yoluyla bulaştığı için ondan dolayı belki küçük kapsamlı bir önlem ama ilk etapta gelen insanı o an da hastalıklı mı? hastalık geçiriyor mu? bilmiyoruz. Çünkü test yapmıyoruz, herkesin ulaşabileceği bir test yok. Keşke test olsa da ben muayenehaneme gelen herkese test yapabilsem ve ona göre içeriye alabilsem. Bu şansımız şu an için yok. Ondan dolayı antiseptik bir gargara ile en azından ağzındaki virüs sayısını azaltma, bize bulaş oranını azaltmaya çalışıyoruz. Bir de hastalarımızın muayenehane içinde kesinlikle maskesiz bulundurmuyoruz. Kısaca hastalarımız sadece muayene sırasında maskeyi çıkarıyor, onun dışında bekleme salonunda otururken mas- keli bir şekilde bekletiyoruz. Kendi kişisel önlemlerimizi de alıyoruz. Kişisel ekipman olarak ben alta cerrahi maske onun üzerine N95 maske ve yine onun üzerine bir maske daha takıyorum. 3 katlı maskenin ardından siperlik ve gözlük takıyorum. Hijyen konusuna da dikkat ediyoruz. Her hastadan sonra dezenfekte ediyoruz. Tedavi sırasında kullandıklarımızı bir başka hasta da kullanmıyoruz. Hasta çıktıktan sonra ünit temizlenir, dezenfekte edilir ve odayı havalandırıyoruz. Çok acil olmayan hastaların tedavisini elimden geldi- ğince ertelemeye çalışıyorum. Ben estetik yaptırmak istiyorumun bir mantığı yok, çünkü bu hem hasta için risk hem de bizim için risk. Bunlar neye sebep oluyor? Diş Hekimlerinin maddi açıdan her sektörün etkilendiği gibi bizleri de etkilemiş oluyor. Hasta sayılarımızda azalma oluyor. Bu süreci düşündüğümüzde bunlar gayet normal. Yani herkesin etkilendiği gibi bizlerde etkileniyoruz. Önemli olan herkesin bu süreci sağlıklı bir şekilde atlatması diye düşünüyorum. "Çocuğumuzu, anne ve babamızı korumaya çalışıyoruz" Biz aile olarakta dikkat etmeye çalışıyoruz. Eşim Aile Hekimi, 4 yaşında çocuğum var hepimiz dikkat etmeye çalışıyoruz. Mesafemizi koruyoruz, maske takıyoruz. Çocuğumuzu mecburen anneme bırakıyoruz. Kendimize dikkat etmeye çalışıyoruz, çünkü ailemiz 65 yaş üstü riskli grupta olduğu için onlara bulaştırma riskimiz var. Maske, mesafe ve hijyen konusuna dikkat ediyoruz. Zaten yapabileceğimiz de başka bir şey yok. Apartmanımızda, yan dairelerimizde, artık her yerde temaslı vakalar var. Artık herkes diyor ya, ‘çember daraldı’. Herkes bunu hissediyor ve psikolojik olarak etkileniyor. Benim bile psikolojim etkileniyor. Çocuğumuzu, anne ve babamızı korumaya çalışıyoruz. Ben ilk pandemi başlangıç döneminde Diş Hekimler Odası ve TDB'nin tavsiyesi ile muayenehanemi 2 ay boyunca kapattım. Bu bir tavsiye kararıydı ve o ilk dönem virüsün alevlendiği anda hastalık hakkında da bir şey bilmediğimizden, vakaların artması ve ölümlerin artmasıyla bizde muayenehanemizi kapattık. Yaz döneminde vakaların biraz azalmasıyla birlikte muayenehanemi yeniden açtım. Şu an için kısıtlı da olsa belli aşamalarla çalışmaya çalışıyorum. "Tedavi seçeneklerinde metal desteksiz, daha estetik olan, şeffaf porselenleri öneriyorum" Onun dışında bu hastalığı bir kenara bırakamıyoruz, hayatımızda var. Diş Hekimliğinde uygulamalar çok geniş. Bu yıl ne oldu, nasıl gelişmeler oldu diye sorarsanız, me- sela bir fuar, diş hekimliği ilgili bir gelişme, çok büyük aşamalar olmadı. 2020 yıllarını asla hayatımızdan çıkarmayacağız da. Ama ‘ben fuara gittim mi, yeni bir gelişmeye katıldım mı’ derseniz olmada ama, uzaktan, internet üzerinden yapılan eğitimlere katıldım. Diş Hekimliği’nde bir sürü estetik seçilen tedavi yöntemleri var. Bunları uyguluyoruz elimizden geldiğince. Tabiki artık 2020'li yıllarda estetik olmayan bir tedavi seçeneği düşünülmemeli. Estetik önemli. İnsanlar da artık diş estetiğine, görünüşlerine daha fazla önem veriyor. Bu da 2000'li yılların getirdiği bir şey sonuçta ve bunu da gayet doğal görüyorum. Bunlarla ilgili bir sürü tedavi seçenekleri var. Mesela estetik dolgular var, beyaz dolgudan başka dolgu yapmamaya çalışıyorum artık. Eskiden kullanılan amalgam dolgularda bir tedavi seçeneğidir. Bu tedavi yönetimini yapan hekim arkadaşlarımız var, yanlıştır demiyorum yapılabilir. Ama estetik olarak bir yöne yönelmek adına, endikasyonuna göre her hasta da olmayabilir ama tedavi seçeneklerinde beyaz dolgu daha yüksek. Onun dışında estetik amaçlı yapılabilen kaplamalar var. Yani metal porselen şeklinde ve metal altyapısız porselenler şeklinde ikiye ayrılır. Metal alt yapılar daha eski zamanlarda tercih edilen şeyler ama hayır şimdi etrcih edilmiyor demiyorum. Tabiki bende uyguluyorum hala başarılı bir yöntem. Ama tabiki estetik uygulamalarda tedavi seçeneklerinde metal desteksiz, daha estetik olan, şeffaf porselenleri öneriyorum. Tedavi sürecini hastalarımıza internet üzerinden gösteriyoruz. Hastanın seçimine göre tedavi ediyoruz. Hastalarımızda daha bilinçli zaten ve tedaviyi bilerek geliyorlar muayenehanemize. İşte metal desteksizlerde zirkonyum porselen kaplamalar var, laminalar var sadece dişerin ön bölgesinden çok az bir aşındırma yaparak ön bölgesine yerleştirilen laminalar var. Bunlardan uyguluyorum ben tabi dediğim gibi hastanın tercihine bağlı olarak. En önemlisi tabiki de endikasyonuna göre, gerçekten ihtiyaç varsa yapıyorum. Porselen kaplama bir protezdir. Yani orjinal dişinde bir sıkıntı yoksa hastanın, gerçekten ben güzel olduğunu görüyorsam hastanın orjinal dişlerine dokunmamaya özen gösteriyorum. Hasta daha açık olsun, değiştirelim derse, bende beyazlatma yapılabilir, temizlenebilir gibi önerilerde bulunuyorum. Hasta ikna olmazsa tabiki bu yapılabilir. Ama, dişe bir şekilde aşındırma yapıyorsun ve dişin ömrünü az çok azaltmış oluyorsun. Bunlarda en az etki veren tabiki lamineler. Laminelere alternatif olarakta dolgularla da dişlerin görüntüsünü değiştirebiliyoruz. Bonding yöntemi deniyor medyada buna genel anlamda bilinen adı. Normal beyaz dolgu ile dişlerin aralarını, üzerlerini, eğri olan yerlerine koyarak, ekleyerek estetik bir görüntü elde edebiliyoruz. Bunu da uyguluyorum çünkü bunda aşındırma çok yapılmıyor. Aşındırmasız direk dişin üzerine uygulandığı için buda bir tedavi seçeneği. Genel anlamda estetik bakışlar bunlar. Bir sürü seçeneği var artık bunun estetik ortodonti, telli ortodonti, sabit telli, hareketli telli gibi seçenekler var. Şimdi en son çıkan invizilain böyle şeffaf plaklarla, tel görünmeden şeffaf plak takılarak gece plağı gibi şeffaf şey dişleri normal ideal seviyesine getiriyor. Tabiki ayda bir değişiyor o plaklar, sürekli değişim halinde. Yani tedavi yöntemlerinde hastalarımızı yönlendirmeye çalışıyoruz. Eksikliğin en kısa zamanda yani zararın neresinden dönersen kârdır hesabı. Bir an önce o eksikliğin tamamlanması esas olmalı. "Diş fırçalama alışkanlığı artık halkımızda gelişti" Bir Hekim olarak benim halkımıza önerim bir eksiklikte, ufacık bir çürükte ilerlemeden tedavinin yapılması. Genelde hastalarımız dişleri ağrıyıncaya kadar diş hekimine gelmiyor. Diş ağrısından uyuyamaz hale geldikten sonra geliyor ve bu aşamada artık kanal tedavisi aşamasına gelmiş oluyor. Ufak bir çürükte, dişimize bir şeyler kaçmaya başladığında hemen o küçücük bir dolgu ile tedavi olabilecekken geç kalındığı için, diş kaybına kadar gidiyor. Onun için mümkün olduğunca, belli aralıklarla diş hekimi kontrolü olması lazım, standart bir ağız bakımının olması lazım. Diş fırçalama alışkanlığı artık halkımızda gelişti. Fırçalamayanda var ama, genel anlamda baktığımızda diş fırçalama oluyor. Diş ipi kullanımı daha az. Dişlerimizin yüzeyleri sadece dış yüzeyleri değil. Dişlerimizin birleştiği ara yüzeyleri var. Bu ara yüzeylerin de diş ipi ile temizlenmesi lazım. Diş ipi kullanımı olmadığında da genelde bu aralardan başlayan çürükler bir anda ilerliyor ve bir anda yemek yerken, makarna veya sulu yemek yerken diş kırılabiliyor. Diş aralarındaki çürükler ilerleyince üstteki doku desteksiz kalıyor ve çok küçük bir basınçla dahi diş kırılabiliyor. Yani diş ipi kullanımı önemli. "Hastalık oluşmadan hastalığı önlemek de en önemli nokta" Beslenme şeklimizi de kontrol etmemiz lazım. Beslenmemizde asidik ürünler değil daha çok bazik ürünler tercih etmeye çalışmalıyız. Mesela bazik bir ürünle kahvaltı yaptık en son tuzlu bir ürünle bitirirsek ne olur? Tuz asidi tamponluyor ve böylelikle dişlerin çürümesini hemen fırçalayamasak bile bir nebze engellemiş oluyor. Genel anlamda benim halkımıza söylemek istediğim tedavi seçeneği oluşmadan koruyucu hekimlik de çok önemli. Tabiki onun dışında tedavi ettiklerimiz, tedavi seçeneklerimiz var. Ama, hastalık oluşmadan hastalığı önlemek de en önemli noktalardan biri. "Lamineler ve kompozit bondingler en çok istenen tedaviler" Estetik açıdan en çok istenen tedaviler diş beyazlatma, lamine ve zirkonyum. Diş beyazlatmayı ben yapıyorum kendim, ama tabiki onda da bir hasta seçimi var. Diş etleri iyi bakımlı olacak. Sonuçta diş’e bir kimyasal madde uygulanıyor. Bu uyguladığımız madde dişlere az çok zarar verebiliyor. Hastayı seçerek, herkese her istediği tedaviyi değilde yönlendirerek tedavi etmeye çalışıyorum. Genel anlamda trend olarak lamineler ve kompozit bondingler en çok istenen tedaviler. Dişe dokunmadan, diş aşındırılmadan yapılabilecek tedavi seçeneklerini insanlar talep ediyor. Ben de o yöne yönlendirmeye çalışıyorum. "Hamilelik diş kaybı sebebi değildir" En çok duyduğum yanlış yaklaşımlardan biri "hamilelik döneminde ben bir dişimi kaybettim" gibi söylemler olabiliyor. Bu yanlış. Hamilelik dönemi tabiki bir risk dönemidir, öğürme refleksi artıyor, hormanlar değişiyor daha çok mide asidimiz ağzımıza geliyor. Çürük oluşumunu tetikler, ama düzenli bir bakım olduğunda bunların oluşmadığı da kanıtlanmış. Yani asıl hamile bayanın ağız bakımı, ağız hijyeni, dişlerini fırçalaması, diş taşlarını düzenli temizletmesi, diş ipi kullanması bunun üzerine risk gruplarında ağız suları var florür içeren gargaralar var bunlar yapılabilir. Bu risk faktörlerinden dolayı hamilelikte dişler hassaslaşıyor. Ama diş kaybı sebebi değildir. Bu bir bahane değil. Bu yanlış bir inanış. "İnşallah daha güzel günlerde Diş Hekimliği Günümüzü kutlarız" Diş Hekimliği Günü’nü pandemiden dolayı buruk kutladık diyebilirim. Tüm meslektaşlarımın Diş Hekimliği Gününü kutluyorum. Hastalarımızdan da günümüzü kutlayanlara teşekkür ediyorum. Ayrıca Burdur Belediye Başkanımız Ali Orkun Ercengiz'e gönderdiği çiçek için ve gü- nümüzü kutladığı için çok teşekkür ediyorum. Ayrıca basınımıza da çok teşekkür ediyorum. Doğru bilgileri halkımıza ulaştırdığımız sürece daha iyi yerlerde olacağımızı düşünüyorum. Çok teşekkürler. İnşallah  daha güzel günlerde Diş Hekimliği Günümüzü kutlarız. -Muhammet Fatih Başcı