Bir dönem adı Burdur’la özdeşleşen Dikkuyruk Ördekleri kışladıkları Burdur Gölü’nü terk etti. Önceki yıllarda binlerce Dikkuyruk Ördeğinin kışladığı Burdur Gölü’nde bu tür son yıllarda uzmanlar tarafından gözlemlenemez oldu.

Yaklaşık 22 yıldır bu bölgede hem araştırma hem koruma çalışmaları yürüten Uzman Biyolog ve Ornitolog (Kuş Bilimci) Lale Aktay Sözüer, “Yaklaşık 22 yıldır bu bölgede hem araştırma hem koruma çalışmaları yürütüyoruz. Bunlardan bir tanesi de göllerimizi izlemek. Bu izleme çalışmaları sırasında kuş sayımlarını gerçekleştiriyoruz. Burdur Gölü’nde de 1967 yılından bu yana önce yabancı uzmanlar tarafından sonra Türk uzman ve araştırmacılar tarafından yapılan sayım çalışmaları var. Bu sayımların son 22 yılını düzenli bir şekilde biz bölgedeki uzmanlar ve kuş gözlemcileri gerçekleştiriyoruz” dedi.

Şu anda Doğa Koruma ve Milli Parklar Burdur 6’ıncı Bölge Müdürlüğü bünyesinde Bakanlığın envanter çalışması olarak gerçekleştirmeye devam ettiklerini kaydeden Sözüer şunları söyledi; “Burdur Gölü, Türkiye’de Ramsar statüsünü kazanmış ilk sulak alanlardan bir tanesi ve bu statüyü kazanmasındaki en önemli etkenlerden bir tanesi aslında Dikkuyruk ördeği. Yakın zamana kadar Burdur Gölü nesli tehlike altında olan Dikkuyruk ördeğinin en önemli kışlama alanlarından bir tanesiydi. Yakın geçmişe kadar popülasyonunun yüzde 70’i burada kışlıyordu. Bizler de her kış sayımlarımızda bunları gözlemleyip, sayıp kayıt altına alıyorduk. Son 7 yılda gölümüzde artık Dikkuyruk ördeği yok. Bu yedi yıl içerisinde sadece bir yıl (2019 yılı) 18 birey mevcuttu. Bölgedeki tatlı su göllerinde de üreme zamanlarında birer ikişer çift görüyorduk. Artık hiçbirinde Dikkuyruk ördeğini kayıt altına alamıyoruz. Hem Dünya genelinde hem ülke genelinde değerlendirdiğimizde popülasyonun düşüşte olduğunu görüyoruz.”


Özellikle son 50 yıl ele alındığında Burdur Gölü’nde pek çok değişim söz konusu olduğunu belirten Sözüer, “Mesela su kotuna baktığımızda 18 metre düştü, yüzeyinin yaklaşık yarıya yakını, yüzde 46’sı yok oldu. Bu da göldeki tüm canlıları, yaşamı etkiliyor, bunlardan bir tanesi de Dikkuyruk. Göldeki tuzluluk arttı, biyotada değişimler var. Besin tuzlarındaki oran arttı. Tüm bunlar gölde su kuşu tür sayısında da toplam sayıda da düşüşü açıklayan sebeplerden ama Dikkuyruk özelinde göldeki değişimler önemli olmakla birlikte bütüncül bir şekilde ele alınması gerekiyor. Ülkemizdeki ve dünyadaki ürediği ve kışladığı alanları birlikte değerlendirmek gerekiyor ama genel olarak düşüşten bahsedebiliriz. Üreme döneminde özellikle Doğu Anadolu ve İç Anadolu’daki küçük, sığ tatlı su göllerinde çok büyük sayılarda değil ama üreyen bir popülasyonumuz mevcut. Kışlama alanlarına baktığımızda toplamda bir düşüşten bahsedebiliriz ülkemiz genelinde. Özellikle son yıllarda Marmara Bölgesi’nde kışlayan popülasyondan bahsedebiliriz ancak Burdur Gölü’nde artık Dikkuyrukları göremiyoruz” diye konuştu.

Sözüer; “Burdur Gölü ve bölgede 22 yıldır çalışan birisi olarak bu durum çok üzücü. Burdur Gölü ile tanışmam aslında Dikkuyruk Şenliği ile olmuştu. Burdur’da dikkuyruk ördeği o kadar sembol bir türdü ki adına şenlikler yapıyorduk. O günlerden bu günlere gelmek, hiç kışlamadığını görmek, göle uğramadığını görmek aslında oldukça üzücü. Bunun için sadece Burdur Gölü özelinde değil tüm sulak alanlarımızda doğamız, yaban hayatımız için yapılacak çok şey var. Öncelikle yaşam alanlarının yok edilmesinin, kurutulmasının önüne geçmemiz gerekiyor, alınması gereken önlemler, acilen uygulanması gereken şeyler var.
Dikkuyruk örneğinden yola çıkarsak tüm yaban hayatımız, doğamız için atılması gereken çok önemli adımlar var. İvedilikle iyileştirmelerin yapılması gerekiyor. Türler için özellikle acil durumda olanlar için tür eylem planlarının yapılması ve uygulanması gerekiyor. Bunlarla birlikte eğitim ve farkındalık çalışmaları çok önemli. Bu konulardaki eğitimlerin daha düzenli ve daha geniş kitlelere ulaştırılarak yapılması gerekiyor. Ne kadar bilirsek o kadar koruruz. Umarım ülkemizde ve bölgemizde alanlarımızı daha iyi bir duruma getirip Dikkuyruk başta olmak üzere pek çok türümüzü yeniden eski yerlerinde iyi sayılarda görürüz.” ifadelerini kullandı.