Burdur şehir merkezinde son günlerde yerel gündemi meşgul eden, en öne çıkan konulardan biri olan Cumhuriyet Meydanı'ndaki İl Özel İdare binasının yıkılarak yerine yeni bir yapı, iş merkezi inşa edilmesi, böylelikle İl Özel İdaresi'nin borçlarını azaltma fikri ve girişimini Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Burdur Örgütü dün düzenlediği basın toplantısında kamuoyunun gündemine taşıdı. Bilindiği gibi; "Burdur'a yeni meydan, meydan düzenlemesi" uzun senelerdir şehir gündeminde... Bu noktada en somut adımlardan biri önceki dönem Belediye Başkanı Sebahattin Akkaya zamanında atılmış dönemin meclisi mevcut merkez Belediye binası ile İl Özel İdare binası ve lojmanlarının bulunduğu bölgeyi "özel proje alanı" olarak ilan etmişti. Buna göre; yapılacak meydan çalışmasında hem Belediye binası hem de İl Özel İdare binası yıkılarak meydan genişletilecekti... Hemen hemen her yerel seçim döneminde tüm Belediye Başkan adaylarının ortak vaatlerinden biri olan meydan düzenlemesi fikri bugünlerde yeniden gündemde. Geçtiğimiz günlerde Burdur Belediye Meclisine sunulan İl Özel İdaresi binası hakkındaki imar planı değişikliği, tadilat teklifi Burdur'da yerel gündemin önümüzdeki günlerde en sıcak konularından biri olacak gibi gözüküyor... CHP Burdur İl Başkanı İzzet Akbulut, dün İstasyon Park'ta CHP Burdur Milletvekili ve TBMM İdare Amiri Dr. Mehmet Göker, CHP Merkez İlçe Başkanı Serkan Şimşek, CHP İl Genel Meclisi Grup sözcüsü Hakan Açar ve diğer CHP'li İl Genel Meclisi üyeleriyle birlikte düzenlediği basın toplantısında, Belediye Meclisinde gündeme gelen İl Özel İdare binasıyla ilgili imar planı değişikliğine dair endişelerini getirdi. İl Özel İdare binasının Burdur'un en merkezi, stratejik yerlerinden biri ve Burdur halkının ortak değeri olduğunu vurgulayan Akbulut, Burdur İl Özel İdaresinin 90 milyon liraya dayanan borcunun azaltmak amacıyla böyle bir önerinin gündeme gelmiş olabileceği kaygısını taşıdıklarını dile getirdi. 'Ortak akıl' vurgusu yapan bu tür kararların kamuoyu önünde şeffaf bir biçimde geniş bir şekilde tartışılması gerektiğini savunan Akbulut, en büyük kaygılarının İl Özel İdare binasının satışı, kamu'dan özel sektöre geçişi olduğunu, bugünkü basın toplantısı ile bu kaygıyı Burdur kamuoyu ile paylaşmayı amaçladıklarını sözlerine ekledi. İl Başkanı Akbulut'un yanı sıra Milletvekili Göker, İlçe Başkanı Şimşek ve İl Genel Meclisi Grup sözcüsü Açar, İl Özel İdaresinin 18 yıl boyunca AKP iktidarları döneminde kötü yönetildiğini, gelinen noktada 90 milyon liraya varan borç yükünü azaltmak için İl Özel İdaresi binasıyla ilgili yeni bir hazırlık yapıldığını, burada en önemli hususun satış yöntemi olduğunu bu alanın mutlaka kamu'da kalması gerektiğini dile getirdiler. CHP'li yöneticilerin açıklamalarında öne çıkan pasajlar şöyle:

Cumhuriyet Halk Partisi Burdur İl Başkanı İzzet Akbulut; "Bugün Milletvekilimiz, Merkez İlçe Başkanımız, Kadın ve Gençlik Kolları Başkanlarımız ve İl Genel Meclisi üyelerimizle bazı gündem maddelerini  sizlerle görüşmek üzere bazı konuları da Burdur’da gündeme alınmasını talep etmek üzere sizlere böyle bir davet gerçekleştirdik.

Ülke olarak zor bir dönemden geçiyoruz. Tüm Dünya’yı sarsan pandemi süreciyle ülkemizde karşı karşıya. Bu pandemi sürecinin bir yandan sağlık boyutuyla vatandaşlarımız uğraşırken bir yandan da ekonomik anlamda vatandaşlarımız zor günler geçiriyor. Bizler 18 yıllık AKP hükümetinin ekonomik anlamda çok fazla doğru hamleler yapmadığını genelde yanlış adımlarla yürüdüğünü düşünen bir siyasi partiyiz ve bu mana da zor günlerden geçtiğimiz bu günlerde bunun acısını daha derin yaşadığımızı düşünüyoruz. Artık öyle bir noktaya gelinmiştir ki memleketin tüm yanı yangın yerine dönmüş durumdadır. Toplumun tüm kesimleri zor günler geçirmektedir. Bugün sokaklardayız, geziyoruz yine kurultayımız öncesinde 11 ilçemizi dolaştık, çiftçilerimizin sorunlarını, ne olduğunu saptamak, onlarla alakalı partimizden çözüm önerilerinin ne olduğunu onlara aktarmak amacıyla ziraat odalarını gezdik. Yine aynı şekilde esnaflarımızın, sanayicilerimizin dertlerini dinlemek, anlamak ve yine partimizden beklentilerini sormak için esnaf odalarını, sanayi ve ticaret odalarını gezdik. Büyük bir çoğunlu emekli olan nüfusumuzun emeklilerin sorunlarını biliyoruz onlarla sürekli iç içeyiz, halkın içerisinde olan bir  siyasi anlayış yürütmeye çalışıyoruz. Onlarla alakalı sorunları biliyoruz keza yine asgari ücretlilerimizin bugün açlık sınırının altında maaş aldıklarını biliyoruz. Yani sözün özü toplumun tüm kesimleri ekonomik anlamda zor günler geçiriyor ve yine aynı şekilde önlenemeyen bir döviz kurları var ve bunun önlenemeyeceğini  hatırlarsınız 24 Haziran seçimlerinde de üreten bir toplum olmadığımız sürece, tüketen bir toplum yapısı anlayışı hakim kılındığı sürece bunun önlenemeyeceğini dile getirmiştik. Doların o günlerde 4 lirayken bunun 6-7-8 liraya çıkacağınıda defalarca parti olarak dile getirmiştik. Ne yazıkki dolar bugün 7.30 bandında ve üzerinde seyrediyor. Ama öyle bir Ekonomi Bakanımız var ki “dolarla ne işiniz var?” diyebilecek derecede bir Ekonomi Bakanına sahibiz. Ekonomi Bakanımıza, mazottan, gübresine, gıdada kullandığımız bütün tohumlara,elektiriğin, doğal gazın bizim dolarla alım yaptığımızı birilerinin hatırlatması çok iyi olacak kanısındayız. Yine aynı şekilde bugün İletişim Başkanı sanki bir Merkez Bankası Başkanı gibi faizi açıklıyor, faiz hakkında görüş bildiriyor. Yine aynı şekilde Cumhurbaşkanı Sözcümüz, Dışişleri Bakanı gibi gidiyor Yunanistanla pazarlıklar yapıyorlar. Bugün ülkede kimin hangi görevi yaptığı, kimin hangi sorumluluğu üstlendiği  tam anlamda bizlerce kaygı ve muamma oluşturduğunu dile getirmiş olalım.

Bugün yıllardan beri dile getirdiğimiz liyakatsiz yöneticilerin var olduğunu, ortak aklın değil sadece tek bir akıldan yola çıkıldığını düşünüyoruz ve bunun illerde de aynı şekilde devam ettirildiğini düşünüyoruz. Bizler siyasette ortak akla çok önem veriyoruz. 18 yıldır AKP iktidarının yönettiği, tek başına karar aldığı bugün her kurumda gittiğimiz, baktığımız zaman borç batağında olduğunu görürüz. O yüzden ısrarla söylüyoruz ki ortak akıl ile memleketi, vatanı yürütmemiz ve yönetmemiz gerekiyor. İl Özel İdaresi'nin bugün baktığımız zaman 18 senedir yine aynı şekilde AKP tarafından yönetildiğini biliyoruz. Tek başına hiçbir partiye ihtiyaç duymadan karar alabilecek bir şekilde bir meclis yapısıyla 18 senedir İl Özel İdaresi, İl Genel Meclisi, AKP tarafından yönetiliyor. Bugün geldiğimiz noktada İl Özel İdaremizin 90 milyona yakın olan bir borcuyla karşı karşıyayız. Bunun araştırmalarını İl Genel Meclisi üyelerimiz soru önergeleri ile mecliste veriyorlar. Bunları da elde ettikçe sizlerle paylaşacağız. Bizim asıl gündeme getirmek istediğiniz konu bu borcun yüksekliğinden ziyade Sayın Valimiz Ali Arslantaş'ın şehrimize gelir gelmez böyle bir borç yükü ile karşı karşıya kalması kendisini de düşündürmüş olacak ki bazı kararlar almaya, bazı girişimlerde bulunmaya çalışıyor kendisi bizler bu konu hakkında sizleri bugün buraya davet ettik.

Ağustos ayı Belediye Meclisi'mizin gündem maddelerinden bir tanesi şöyleydi; "Burdur Merkez Burç Mahallesi, 1563 ada 1 ve 2 parsel tapu kayıtlı taşınmazlarda imar planı değişikliği yapılması hususunun görüşülmesi" gündem bunu içeriyor yani diyor ki bu bahsedilen yer bu ada ve parsel tapu kayıtlar kent meydanı'mızda bulunan İl Özel İdaresi'nin lojmanlarıyla ile beraber bulunduğu büyük alandan bahsediliyor. Buradaki amaç ne? burada diyorlar ki bir imar değişikliği yapılsın, yani burası ticari alana çevrilsin. Bunun yapılmasındaki sebep ne?  İl Özel İdaresinin bugün sahip olduğu 90 milyonluk borç yükünün bir nebze olsun azaltılması, yani buranın ticari alana çevrildikten sonra elden çıkartılması. Açıkcası ticari alana çevrilme sebebinin buranın satışı ile alakalı olup olmadığı konusunda bazı tereddütlerimiz var. Bu manada bugünden itibaren buranın mutlaka kamuoyunda tartışılması gerektiğine inanıyoruz. Çünkü burası ilimizin en stratejik noktalarından bir tanesinde, kent meydanında bulunuyor. İller için kent meydanları çok önemlidir. Buralar mutlaka stratejik noktalardadır. Devlet kurumlarının olması belki halka güven verir ama özelleşip oranın yarın bir gün bir satışa çıkması konusunda bazı sakıncalar doğurabileceğini düşünüyoruz. Bu anlamda kesin bir hüküm vermek de istemiyoruz. Sadece bunun tartışılması gerektiğini artılarıyla, eksileriyle iyi bir şekilde irdelenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Eğer keza böyle bir düşünceye sahip değilsek yani bizim bu kuşkulandığımız gibi yarın birgün buranın ticari alana çevrildikten sonra bir satışı ile alakalı bir konu gündeme gelmeyecek ise tabii ki bu söylediklerimiz şu an itibarıyla boşa düşüyor. Ama böyle bir konu gündeme gelecekse Burdur halkının da bugünden itibaren bu konuyla alakalı bilgi sahibi olması gerekiyor, fikir sahibi olması gerekiyor ve görüş bildirmesi gerekiyor. Bunu mutlak ve mutlak böyle bir şey var ise ortak akıl ile hareket etmemiz gerekiyor. Bu hiçbir siyasi partinin tek başına alabileceği bir karar değil ya da hiçbir yetkilinin, hiç bir bürokratın tek başına keyfiyetine ya da iyi niyetle bile olsa kendi başına alabileceği bir karar asla ve asla olmadığını düşünüyoruz. Sayın Valimize ilk geldiğinde bir sözümüz vardı. Sayın Valimize ortak akıl ile hareket edeceğimiz tüm konularda size desteğimiz tam olacaktır diyerek bir söz vermiştik. Parti olarak bu sözümüzün de arkasında olduğumuzu tekrar yenileyelim. Buradan bir yanlış anlaşılma çıksın istemiyoruz. Bizim derdimiz mutlak ve mutlak ortak akıl ile hareket etmek. Buradaki imar planı değişikliğinin arkasında yatan sebebin eğer buranın özelleştirilmesi yoluyla, özel bir firmaya satılması ile alakalı bir düşünce var ise bunun çok iyi irdelenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü burası kent meydanı arkadaşlar. Kent meydanımızın hem güzelleştirilmesi hem de geliştirilmesi gerekiyor. Bu konuda hemfikiriz Belediye Başkanımızın da zaten projeleri arasında bu var. Çok yakın zamanda da burayla alakalı Burdur Belediyemizin de çalışmaları başlayacak. Şehrimize yeni bir meydan kavuşturmak için Burdur Belediyemizde bu çalışmaları başlatacak."

Cumhuriyet Halk Partisi Burdur Milletvekili  Mehmet Göker;

"Öncelikle Türkiye'de ve Burdur'da gündemi ilgilendiren malum 2 konumuz var. Bir tanesi gerçi açıklamasıyla birlikte bunun yüklenici firma tarafından yapıldığını beyan etmiş olmasına rağmen aktif siyasi hayatı devam eden bir kişinin bir kamu kurumuna isminin verilmesini biz üzüntüyle karşıladığımızı belirtmiştik. Bu yanlıştan dönülmüş olması da bu anlamda sevindiricidir, kaldı ki açıklanan mazeret bize göre abeste iştigaldir. Çünkü buradan çıkıp Devlet Hastanesine gidip oranın üstüne yüklenici firma Mehmet Göker Devlet Hastanesi yazamaz. Bunun kuralları vardır. Eğer hükümet devlet kuralları ile yönetiliyorsa bu oradaki taşeron şirketin ehliyetine bırakılacak yada isteğine bağlanacak bir durum değildir. İkincisi az önce İl Başkanımızın da ifade ettiği üzere şehrin planlaması anlamında, meydan düzenlemesi anlamında daha önceki seçimlerde de yaşandığı üzere bütün adayların hemen hemen ortak projesi, meydanın genişletilmesi üzerineydi. Şimdi buranın borç yükünü azaltmak üzere tadilat girişiminde bulunması ve herhangi bir firmaya tevdi edilerek bunun plan değişikliğinde ticari alana çevrilmesi Burdur'un meydan projesi, şu anda yapılır ya da yapılmaz ona bir şey diyemem yani Belediye Başkanının bilgisi altında olduğu için önümüzdeki 50 yılı kapatacağı aşikardır. Hesap edilen ya da bahsedilen borç yaklaşık 90 milyon. Bu da bugünki kur dövizi üzerinden 12 milyon dolara gelir. Devlet bu parayı ödemekten aciz değildir. 90 milyon liralık yatırımın nerelere yapıldığının Burdur halkına açıklanması lazım ki bunun karşılığında sizden bu bedeli istiyoruz denilebilmesi lazım. Biz öngörü olarak bunu şöyle ifade ediyoruz biz eminiz ki bu yapılan harcamaların hepsi seçim dönemlerindeki biliyorsunuz son 5 döneminde bir hayli seçim geçirdik. Seçim yatırımı olarak AKP yönetimi ve kişileri tarafınca kullanılmıştır ve sonradan Burdur halkının kendi malı olan binanın satışına kadar gelmiştir. Öncelikle bu borçlanmanın ayaklarının açıklanması ve buna göre bir sağlam temele oturtulması lazım. Eğer gerçekten kamu yararına yapılan yatırımlar sonucunda bu harcama oluşmuş ve bu borç birikmiş ise sadece buradaki meydanı değil Belediyenin arsaları üzerinden burada bir takas gerçekleştirilip İl Özel İdaresi ile bu takas karşılığında meydan yapımı çerçevesinde oradaki binanın Belediyeye devri bence Burdur halkının, Burdur'da yaşayanlar için daha uygundur. Bunun kamuoyunda tartışılması lazım. Satıldı demek işin en kolayı, en kestirme yolu. Bir firmanın ya da bir şirketin eline geçtikten sonra bunun geri dönüşümünün imkansız olduğunu hepimiz biliyoruz. Bana göre Devlette olan Devlette kalmalı."

Cumhuriyet Halk Partisi Burdur Merkez İlçe Başkanı Serkan Şimşek;

Gündem belli. Üzerinde uzun uzun konuşulabilecek bir gündem en kısa olarak şöyle açıklayabiliriz. Atalarımızı hep sevmişizdir, güvenmişizdir onların söyledikleri sözler de bizim için geçerli. Hesapsız kasap elde ne masat koyar ne bıçak. Yani 18 yıllık AKP hükümeti döneminde Burdur İl Özel İdaresi ortalama yaklaşık bir bedelle 90 milyon liraya yakın borçlandırılmış. Her konuşmalarının başında güçlü iktidar sloganınıda söylemeyi asla ihmal etmiyorlar. Cumhuriyet Meydanı'nda bulunan İl Özel İdare binasının imar değişikliği ile ticari alan olması talep edildi. Ticari alan olur, meydan alanı olur, özel proje alanı olur bunlar sıkıntı değil bunları elbette konuşacağız. Ama buranın bir müteahhite satışı ise bunu bize yaptırmaya çalışan biz bunun karşısındayız neden? bu işlem Burdur'un önündeki 50 yılı ipotek altına alır. Şimdi şöyle düşünün orayı bir müteahhide verdiniz adam sadece para kazanmak için oraya metruk bir bina yaptı, bir ucube çıkardı ortaya bu ortalama görev süresi Burdur'da 2 sene olan bir bürokratın ve o bürokratın arkasına sığınan AKP yöneticilerinin tek başına alacağı bir karar değil. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak en başından beri halkın istek ve talepleri bizim için önemli diyoruz, biz bu konuyu halkın tartışması gerektiğine inanıyoruz. Ayrıca bütün Siyasi Partilerin, Belediye seçimlerinde Belediye Başkan adaylarının Cumhuriyet Meydanı için bir meydan projesi olduğunu da biliyoruz. Bununla ilgili birçok takas teklifi olabilir veya değişik koşullarla o yapı yine Burdur'da Burdur'un, Devletin ve Burdur halkının kullanabileceği bir alan olarak bizim elimizde kalır.

Onun için biz bu konunun kesinlikle Burdurlular tarafından karar verilmesini istiyoruz. Çünkü 90 milyon lira borç Burdur'a yapılmamıştır. İşte Bakanlar gelirken yapılan harcamalar, Cumhurbaşkanı gelirken yapılan harcamalar, falanca köy muhtarı işte orada bizim adımıza çalışma yapacak senin evinin önüne kaç metrekare kilit parke lazım onu oraya gönder, bunu buraya gönder ilçelerle beraber yapılan yatırım 90 milyon lira ve bunu 18 yıldır güçlü iktidar diyen hükümet ödeyemiyor. Daha sonra iktidarın yöneticileri efendim Cumhuriyet Halk Partisi yöneticileri bize hiç gelmiyor. Önce Burdur İl Özel İdaresi'nin 90 milyon liraya yakın borcunu ödeyin o zaman. Bunun yanında geçtiğimiz günlerde İl Başkanımız, Milletvekilimizin de katılımıyla burada Belediye Başkanımız, Muhtarlarla bir toplantı yaptı. Orada bu dillendirildi bir gün önce yaptıkları toplantıda bizim hiç yanımıza gelmiyorsunuz falan demişler. O gün Belediye Başkanımız dediki madem Burdur için bir şeyler talep etmemizi istiyorsunuz Devlet Su İşleri'nin müteahhitliğini yapmış olduğu içme suyunu AKP hükümeti güçlüyse Burdur'a hibe etsin. Bu konuda Belediyeyi borçlandırmasın biz de o borçlanacağımız parayı Burdur'a yatırım yapalım dedi. Bu da ekstra olarak bilginiz olsun. Biz hem Cumhuriyet Halk Partisi olarak, Belediye olarak, halk olarak bunu talep ediyoruz. Yani kısacası şu güçlü iktidar değiller. Güçlü iktidar olsalar İl Özel İdaresinin 90 milyon lira borcu için Devletin, Burdur'un, Burdur halkının olan bir noktayı satış noktasına kadar getirmezler.

CHP Burdur İl Genel Meclisi Üyesi ve Grup sözcüsü Hakan Açar;

"Bizler İl Özel İdaresinde görev yapan insanlarız. İl Özel İdaremiz 5302 sayılı yasayla kurulmuş mahalli müşterek nitelikteki ihtiyaçları karşılamak için kurulmuş bir kurum. Biz orada dört arkadaş olarak görev yapıyoruz. Ben, Sayın Hasan Yalçın, Nurettin Korkmaz ve Celal Saygın olarak Cumhuriyet Halk Partisi'nin temsilcileriyiz. İl Özel İdaremizin son günlerde 90 milyon lira olan borcu ile ilgili konuşuyoruz. En başta bu borç neden oluşmuştur onu da bir tespit etmek lazım. Biliyorsunuz son yıllarda birçok seçim geçirdik. AK Parti'nin İl Genel Meclisi üyesinin de kendi itirafıyla biz bunları seçim çalışmaları oldu, seçimlerde kullandık dercesine bir itirafta bulundu yani 7 seçim geçirdik ama bu seçimler için yatırım yaptık anlamında konuştu. Şimdi İl Özel İdare bütçeleri yapıldığı zaman İl Özel İdare bütçesinin yüzde 20'lik kısmı Milli Eğitim ve Sağlık Müdürlüğüne ayrılmaktadır. Borcun bir kısmı buradan kaynaklanmaktadır. Seçim vaatleri yüzünden, herkese vaat ettikleriniz yüzünden, yaptığınız yüksek bütçeler ister istemez oranı da yükseltmektedir. 80 milyon lira bir bütçe yaparak 16 milyon bir pay almak dururken, 100 milyon 110 milyon bir bütçe yaptığınız zaman artan oran otomatikman artıyor. Kurumlara ayrılan pay. Bunun dışında yapılan yanlışlar bu duruma getirmiştir. Biraz önce Sayın Başkanımızın, Merkez İlçe Başkanımızın ve Vekilimizin değindiği bütün konular bütçenin bu kadar yıllarca açılmasına ve üst üste yığılmasına sebep olmuştur. Sadece şu anda gözlerini belki İl Özel İdaresinin binasına dikmişlerdir. Ama biz son yıl bir İl Özel İdaresinin mallarını araştırma komisyonu kurduk. Bütün ilçelerde ve ilimizde atıl duran işe yaramayan veya bilmediğimiz birçok mülk hakkında bilgi sahibi olduk. Birçok mülk tespit ettik, hiç haberimiz yok belki İl Özel İdarenin de haberi yok. Mesela gözünüzün önünde bir olimpik yüzme havuzumuz duruyor. Yıllardır atıl durumda. Bugün yapımı belki milyonlarca lira olacak. Bu herhangi bir kuruma mesela Milli Eğitim'e borcumuz var. Bu İl Özel İdareye ait olan bu havuz tamir ettirilip, onarılıp onlara borcumuz karşılığı verilebilir zaten işletemiyoruz. Kızılkaya'da büyük bir arazimiz var bomboş duruyor, hiç kullanılmıyor. İnanın Ağlasun'da son anda tapusunu neredeyse üzerine geçirecek şahıslarla karşılaştık, devlet malını. Son anda oradaki bir İl Genel Meclisi üyemiz bunu tespit etmiş ve durdurmuştur. Yani Devletin malı sahipsizdir arkadaşlar. İl Özel İdare evet bir borç oluşmuş o şekilde, bu şekilde ama çözüm yöntemi önce atıl duran mallarımızı, atıl duran işe yaramayan ama kıymetli mallarımızı değerlendirmektir. Zamanında duyuyoruz bu havuz yapılırken İstanbul'da Vatan Caddesi'nde bir arazimizin satıldığını duyuyoruz, biliyoruz.  Fatih Oteli yani böyle çok değerli mülklerimiz satılmış ve nerelere harcandığı bilinmemektedir. Biraz önce söylediğim gibi öncelik Devletin bu meydandaki Belediyenin de ihtiyacı olabilecek, ilimizin güzelliğine güzellik katacak bir binanın satılmasından yana değil önce atıl duran değerlendirilmemiş mallarımızı bulup, çıkarıp bunları değerlendirip en iyi şekilde kullanmaktan geçeceği inancıyla, yarım bırakılan bütün işlerin tamamlanması dileğiyle."