Cumhuriyet Halk Partisi Burdur Milletvekili İzzet Akbulut, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla, son günlerde Burdur siyasetinde yaşanan gerilimlere ilişkin açıklamalarda bulundu. Akbulut, partisine ve partililere yönelik eleştiriler ile söylemler karşısında sert bir tepki gösterdi.
Akbulut açıklamasında şunları söyledi;
“Birbirimizle değil, iller arasında rekabet yapmamız gerekiyor”
“Malumunuz, iki gündür Bursa'da genel merkezimizin görevlendirmesiyle saha çalışması yaptık. Dün gece itibarıyla şehrimize döndük. Şehrimizde çok istemediğimiz bazı tartışmaların olduğunu biliyoruz. Duyduk, izledik, takip de ettik. Milletvekilliği boyutunda, aslında... Dün akşam Adem Bey'in açıklamasını görmeseydim, çok fazla müdahil olmayı düşünmüyordum. Çünkü il başkanı bir açıklama yaptı, diğer il başkanı da bir açıklama yaptı. Yani karşılıklı mevkidaşlar bir açıklama yaptıktan sonra bizim kendi işimize bakmamızın daha doğru olduğunu düşünüyorum. Her zaman söylediğimiz gibi, birbirimizle değil, iller arasında rekabet yapmamız gerektiğini düşünüyorum. Örneğin, Adem Bey'in Antalya, Isparta, Afyon, Denizli, Muğla'nın AK Parti milletvekilleriyle bir yarış halinde olması gerekir. Keza benim için de aynı şey geçerli. Birbirimizle değil, diğer illerle yarış halinde olmamız gerekiyor.
“Dalga geçermiş gibi, ciddiyetten uzak açıklamalar yapılmaz”
Ama şehrin abisi gibi çıkıp da bizim partililere dönüp üslup konusunda bir uyarı yaparsan, orada “hop deriz” Döneceksin, önce kendi partililerine diyeceksin ki: "Ne yapıyorsunuz böyle? Ağzınızı geve geve açıklama yapılmaz." Böyle, sözüm ona üsluplu, sözüm ona kibar ama dalga geçermiş gibi, ciddiyetten uzak açıklamalar yapılmaz. “Yok, belli bir saatten sonra belli şeyleri ima edermiş gibi açıklamalar sertleşiyormuş” falan. “Yok Burdur Gölü’ne gidiyormuş da su döküyormuş” da onunla Burdur Gölü’nü doldurmaya mı çalışıyor.. Bilmiyor musun orada ne yapılmaya çalışıldığını? Burdur Belediye Başkanı, kuruyan Burdur Gölü’nün sesine, çığlığına dikkat çekmeye çalışıyor. Anlamadın mı sen? Anladın ama işine gelmiyor. Yaptığın açıklama bu. Döneceksin, kendi partililerine söyleyeceksin: “Nasıl böyle açıklama yapıyorsunuz oğlum? Bu işi biraz ciddi yapın” diyeceksin.
“Yapacaksak açıklamaları, efendi gibi, adam gibi yapalım”
Yukarıya çıkmış, oradaki TOKİ’yi, dağ başında yaşayan insanlar gibi küçümsemeye kalkmış. Ya dağın başını üniversite yaptınız! Dünyanın en güzel üniversitesi olmaya aday bir üniversitemiz var ama yerinden dolayı ne yazık ki tercih edilmeyen bir üniversitemiz var. Yalan mı söylüyorlar? Doğru söylüyorlar. Al, Karasenir Mahallesi, Sinan, Tepe… Bir sürü yerin ihtiyacı var. Necati Bey Mahallesi, TOKİ konutları… İhtiyaçlarımız var. Bunları tartışalım. Ne öyle ağzını geveleye yukarıdaki insanları aşağılamışlar da falan. Yapacaksak açıklamaları, efendi gibi, adam gibi yapalım. Birbirimizi eleştireceksek, adam gibi eleştirelim. Doğru. Ama öyle, ayar verip benim partililerime dönüp “üslup” konusunda kimse uyarıda bulunmasın. Önce herkes kendi önüne bakacak. Önce herkes önündeki pisliği temizleyecek.
“Burdur’da bir sürü eksiğimiz var, bunlara kafa yoracağız”
Bakın, Burdur’da bir sürü eksiğimiz var. Hâlâ tamamlanmayan bir sürü eksiğimiz var.
Bunlara kafa yoracağız. Birbirimizle değil, diyorum tekrar, yatırımlar konusunda diğer illerle yarışacağız. Bir açıklama yapacaksak adam gibi yapacağız. Öyle ağzını geve geve konuşarak yapmayacağız. Varsa bir uyarımız, döneceğiz kendi partimize, partililerimize yapacağız. Sakın bir daha kimse, benim partililerime başka bir milletvekili gelip de had bildirmeye, adap bildirmeye, üslup bildirmeye kalkmasın.
“Pazar yerlerinde insanlar, bir emekli maaşının dörtte birini, belki de yarısını pazar alışverişine bırakıyor. Gel bunları konuş!”
Bu şehrin abisi yok! Bu şehrin 3 tane milletvekili var, bir tane belediye başkanı var, bir sürü bürokraside çalışan insan var, memurlar var… Hep beraber bu şehri kalkındırmak için mücadele etmeliyiz. İşimizi yapmalıyız. Bakın, sokakta insanlar bugün ellerinde 3 tane torbayla, 3 sene önce bir pazar çantasını dolduracak parayı bırakıyorlar pazar yerlerine. Dün Bursa’ya gittik, yine aynıydı. Pazar yerlerinde insanlar, bir emekli maaşının dörtte birini, belki de yarısını pazar alışverişine bırakıyor. Gel bunları konuş!
Yoksa burada şehrin yapılması gerekenlerini yaparken, kimse kalkıp da hat, usul, üslup bildirmeye kalkacaksan bize değil, kendi partililerine bildir.”