Yoğun bir hafta ve etkinlikler dizisinin yer aldığı Mart ayını geride bırakırken; 27 Mart’ta çok anlamlı, özel bir gün kutlandı, ‘TİYATRO GÜNÜ’ En etkili sanat ve kültür uğraşlarından biri olan tiyatroyu hatırlatan ‘Tiyatro Günü’ dolayısıyla Yeni Gün ekibi özel bir dosya hazırladı. Gazetemiz Muhabiri Muhammet Fatih Başcı, Burdur Sanat Tiyatrosu Genel Sanat Yönetmeni İlker Görkem ile görüştü. Görkem tiyatroyu, Burdur’da tiyatro kültürünü, yaptıkları çalışmaları anlattı. Yeni Gün’ün sanat, kültür hizmetlerinden bir kesiti daha iki gün sürecek özel yazı dizisinde sizlerle paylaşıyoruz...

Burdur Sanat Tiyatrosu Genel Sanat Yönetmeni İlker Görkem ile yaptığımız söyleşiden pasajlar şöyle;

Burdur Sanat Tiyatrosu Genel Sanat Yönetmeni İlker Görkem: “Çocuğuyla yetişkiniyle geniş bir aileyiz”

“Ben İlker Görkem, Burdur Sanat Tiyatrosu Genel Sanat Yönetmeniyim. 2013 yılından bu yana Burdur’da faal bir şekilde tiyatro yapmaya çalışıyoruz. Bu anlamda çalışmalarımız çocuk tiyatrosu, yetişkin atölyesi ve ana ekibin kadrosu ile çıkardığımız oyunlarla devam ediyor. Kendi sahnemiz olan ‘Ferhan Şensoy Sahnesi’ni 2016 yılında açtık. Bu sahnenin açılmasında birçok Sivil Toplum Kuruluşu, Burdur Belediyesi, Baro Başkanlığı, Ticaret Borsası, Ticaret ve Sanayi Odası destek oldu ve kendi sahnemize kavuştuk. Oyun anlayışımız Ferhan Şensoy’a çok yakın olduğu için ismini Ferhan Şensoy sahnesi olarak belirledik. Kendisiyle de bu konuda görüştük. Onunda icazetini almıştık, kendisi de çok sevindi. Hali hazırda pandemiden sonra oyun çalışmalarını hızlandırdık çünkü bu dönemde yaklaşık 2 senedir bir ara verme durumu oldu. Bu da bizim tiyatroyu çok etkiledi. Bu dönemde bağış kampanyası başlattık ve bu bağış kampanyasıyla tiyatromuzu ayakta tuttuk. Bundan sonra biraz daha rahatız, oyunlarımızı sergiliyoruz. Özellikle mart ayında sahneye çıkarak perdelerimizi açmaya devam edeceğiz. Bu anlamda ekibimiz çok çeşitlik meslek gruplarından oluşuyor. Ekibimizde öğretmen arkadaşlar var, akademisyen arkadaşlar var, öğrenciler, serbest çalışan arkadaşlar var. Çocuğuyla yetişkiniyle geniş bir aileyiz.

“Burdur’da da bir tiyatro kültürü var dedirtmek için bir ömür vermek gerekiyor. Arkadaşlarla buna karar verdik ve kolay kolay da pes etmiyoruz.”

Burdur Sanat Tiyatrosu olarak drama ve tiyatro eğitimleri veriyoruz. 6, 9, 12 yaş grubu olarak devam ediyor. Bu arkadaşlar yaklaşık 3,5 aylık bir çalışmanın sonrasında sahneye bir oyun çıkarıyorlar. Dolayısıyla hem kendileri bu yaşta tiyatro ile tanışmış oluyorlar hem de aileleri tiyatro ile tanışmış oluyor. Aslında bunu yaparken bizim amacımız, Burdur’da bir köklü tiyatro geleneği oluşturmak. Yani seneye 10. yılımızı kutlayacağız. Bu 10 yılda birçok öğrenci geldi ve mezun oldular, başka şehirlere gittiler ama tiyatro yapmaya devam ettiler. Lise ve üniversite hayatında tiyatro kulüplerine giren öğrenciler var. Burada olanlarda Burdur’a gelen bütün tiyatrolara katılıyorlar. Biz bu anlamda bunları gördüğümüzde çok mutlu oluyoruz. Çünkü ilk geldiğimiz zaman köklü bir tiyatronun olmaması bizi etkilemişti. Bütün o soğuk iklimi biz tiyatro yaparak ve öğrencilere ders vererek değiştirmeye çalıştık. Bu anlamda da değiştirdik. Mücadelemiz büyük. Belki insanın ömrünü vermesi gerekiyor. 25-30 sene tiyatroyu ayakta tutmak, bu sayede ulaşamadığımız birçok insana ulaşmak ve Burdur’da da bir tiyatro kültürü var dedirtmek için bir ömür vermek gerekiyor. Arkadaşlarla buna karar verdik ve kolay kolay da pes etmiyoruz. Çok sıkıntı günler yaşadığımız oldu. Burdur’un önde gelen insanlarından maddi, manevi yardım ve destek gördük. Özellikle manevi desteğe çok ihtiyacımız var. Çünkü maddi destek bir şekilde bulunabiliyor, sponsor olarak anlaşmalar yapılabiliyor ama manevi destek çok farklı. Sizin durumunuz ne kadar iyi olursa olsun sahnenize seyirci gelmiyorsa, biletiniz satılmıyorsa aslında yok oluyorsunuz. Biz daha çok bu manevi desteği görmek için çaba sarf ettik ve amacımıza da ulaşıyoruz. Şu an durumumuz 5 sene öncesine göre gayet iyi. Çünkü yavaş yavaş tanınırlık artıyor, şehirde ulaştığımız insan sayısı artıyor ve bu da bizi mutlu ediyor.

“10 sene öncesine göre çok daha iyi durumdayız”

Burdur Sanat Tiyatrosunu ilk açtığımız zaman 3 arkadaş Sinop’tan geldik ve geldiğimizde hiçbir şeyimiz yoktu. Kalacak yer dahi yoktu. Burdur’da tiyatro olmadığını biliyorduk. Sadece valizlerimiz alıp acaba Burdur’da tiyatro olsa ne olur sorusuyla çıkıp geldik. Ekip yeni kuruldu, hızlı bir şekilde bir oyun çıkardık. O dönemler gerçekten çok zordu. Sponsorluk anlaşmaları için çok uğraştık, bilet satmak için çok uğraştık, salonumuz yok, mekânımız yok. O dönem belediyeden Kültür Merkezi'nin iznini almıştık ve orada çalışıyorduk. Sonrasında Kültür Bakanlığı'ndan bir yun desteği aldık. Oyun desteğiyle şu an bulunduğumuz Ferhan Şensoy sahnesi, bu binanın kiralanması söz konusu oldu ve kiraladık. Binamızı kiraladıktan sonra işler biraz daha rahatladı. Çünkü başınızı sokacağınız bir yer yoksa sanatsal faaliyette sıkıntıya düşüyor. Şu an 10 sene öncesine göre çok daha iyi durumdayız. Bir kere ilk başlara göre bir tanınırlık var, ilgi var. Oyun mantalitesi anlamında çok ilerledik diyemem çünkü; maalesef böyle küçük şehirlerde yani sanatsal ortamın biraz daha zayıf olduğu şehirlerde şöyle bir problem oluyor, net bir kadronuz, profesyonellerden oluşan bir kadronuz olmuyor. Eğer eğitim verdiğiniz kişilerden verim almayı düşünürseniz bu kişiler üniversite öğrencisi ise mezun oluyor, lise öğrencisi ise üniversiteye gidiyor. Onun dışında bu kişiler çalışan kişiler olursa da yarı zamanlı tiyatroya geliyorlar ve tam anlamıyla büyükşehirlerde oluşan o sanat havası o sürekli çalışan, üreten kadroyu bulamıyorsunuz. Dolayısıyla biz de ekibin durumuna göre Burdur'daki tiyatro severlerin arzu ettiği, istediği duruma göre oyun çıkarmaya başlıyoruz. Amacımız bu aralar bunu yıkmak. Nasıl profesyonel yapıya kavuşuruz, şu an yarı amatör, yarı profesyonel görünüyoruz ama bunu nasıl sağlarız onu düşünüyoruz. Çünkü şöyle bir gerçek var, kişi çok yetenekliyse bir şekilde Burdur'dan gidip büyükşehirde kendisini göstermek istiyor. Zaten öğrenciyse ayrılıyor. Buna da şöyle düşünerek bir formül üretmeye çalıştık. Bizim ana kadromuzda olan ve başka işler yapan arkadaşlarımızı eğiterek, onlara görev vererek biraz daha onları profesyonel yapıya kavuşturup ana kadroyu bu şekilde güçlendirmeyi hedefliyoruz. Az çok bunu başardık. Çünkü yetişkin atölyesi ile bize katılıp o zamandan beri yaklaşık 6 yıldır tiyatro yapan öğretmen arkadaşımız var. Artık sahnenin arkasını, önünü, inceliklerini bilen bir yapıya sahip. Bu şekilde bu sayıyı artırıp profesyonel yapıya kavuşmak istiyoruz.

"Amacımız uzun vadede başarı"

Burdur'un tiyatroya ilgisi aslında iyi. Şehrin nüfusuna göre belli bir tiyatro kitlesi var. İzleyicimiz gerçekten bizi her anlamda her oyunda destekliyor. Sadece salon problemi var. Üniversite'nin salonunun kiralanması bizim gibi küçük çaplı tiyatrolar için biraz maddi açıdan sıkıntılı olabiliyor. Çünkü yaklaşık 100 bileti salon kirası için satmak durumunda kalıyoruz. Kendi sahnemiz fiziksel koşullar nedeniyle kısıtlı. 50 koltuk kapasiteli sahnemiz. Ama biz 500-600 kişiye ulaşmak için bir yola çıksak gerçekten 3-4 bin lira gibi salon kirası masrafı ortaya çıkıyor. Seyircimiz salonları dolduruyor. Yine de büyükşehirler gibi böyle biletler çıkar çıkmaz tükenen bir yapı da değil ama biz bundan memnunuz. Çünkü dediğim gibi amacımız kısa vadede başarı değil, uzun vadede başarı.  Bundan belki 20 sene sonra 'evet Burdur Sanat Tiyatrosu 30 yıldır perdelerini açıyor' dedirtmek. Umudumuzu sürdürüyoruz. Burdur'un öğrenci kenti olması bizim için önem arz ediyor. Eskişehir modeli Burdur'da da olmuş olsa bizi biraz daha olumlu anlamda etkileyebilir. Burdur'un yerel kişilerine de ulaşıyoruz. Onlarda sağ olsunlar oyunlara geliyorlar. Ama biz şunu da gördük, bizim öğrencilerimizin velilerini zamanla hiç tiyatroya gelmemiş kişiler olması sebebiyle çocuğunun tiyatroya gelip gitmesi, onlarında aslında bir süre sonra tiyatro sever olmasına sebep oluyor. Bunu görmek de güzel. Dediğim gibi amacımız uzun vadede başarı.

"Burdur'a sadece tiyatroların kullanabileceği özerk bir sahne istiyoruz"

Burdur Sanat Tiyatrosu olarak bizim en büyük sıkıntımız oyunlarımızın tanıtımlarını, reklamlarını yeteri kadar yapamıyoruz. Bu anlamda Burdur Belediyesi bize afiş desteği ve billboard desteği veriyor. Ama bakıyoruz ki bu bile yeterli olmuyor. Çünkü 'ya tiyatromuz vardı neden gelmediniz, sizi enden görmedik' dediğimizde 'afişinizi görmedik, haberimiz yoktu' gibi şeyler oluyor. Sponsorlu sosyal medya paylaşımları yapıyoruz bu belli bir ücret. Afişlerimizi Belediye karşılıyor ama bu afişler demek ki yeterli olmuyor. Daha nasıl büyük kitlelere ulaşırız onu düşünüyoruz. Birde şu sıkıntıyı yaşıyoruz, daimî bir sponsor bulamıyoruz. Tiyatro bir anlamda bir seferde 4-5 bin kişiye ulaşamadığı için yani bir salonu doldursanız 500 kişiye ulaşırsınız sponsor olacak kişilerde bunu göz ardı etmiyorlar tabi ki. Bize vereceği parayı başka bir alanda değerlendirmiş olsa daha çok kişiye ulaşacağı için dolayısıyla bizi tercih etmiyorlar. Biz de bir süre sonra bu sebepten sponsor araştırmalarına gitmiyoruz. Çünkü gittiğimiz yerden eli boş dönmek bizim gibi sanatla uğraşan insanları kırıyor. Ama ufak tefek sponsorluk çalışmaları oluyor. Günü kurtaran, o anki ihtiyaçlarımızı gideren çalışmalar oluyor. Bizim en büyük sıkıntılarımızın başlarında reklam ve tanıtım geliyor. Onun dışında salon. Burdur Sanat Tiyatrosu'nun güzel bir ayrıcalıklı olarak kullanabileceği salon olması çok önemli. Kültür Merkezi açıldı fakat Kültür Merkezi'nin bazı resmi sıkıntıları var. İşte tahsis konusu çözülmemiş, özel tiyatrolara tahsis edilemiyor şu anda. O çözülürse orada oynayacağız oyunlarımızı. O bizim için bir nefes olacak ama biz yine de şunu istiyoruz; bir tiyatro salonu fuayesi, bekleme alanı, kulisleriyle tam teşekküllü ve tiyatroya hizmet eden yani salonlar maalesef işte konferanstır, parti toplantılarıdır, kermes dahi tiyatro salonlarında yapılıyor. Birçok etkinlik buralarda yapıldığı için biz tahsis edemiyoruz, sıkıntı oluyor, takvim uyuşmuyor. Biz yetkililerden sadece tiyatroların, Burdur'a gelen tiyatroların, bizim, öğrencilerin kullanabildiği özerk bir sahne istiyoruz. Bu ne zaman olur bilmiyorum ama olursa sanırım bizim oyunların kalitesi de değişecektir. Çünkü bizim kendi sahnemiz 6 metreye 3 metre derinlikte. Bu sahnede prova yapıyoruz. Üniversite'nin salonuna ya da Kültür Merkezi'ne gittiğimiz zaman sahnenin boyutu 20 metreye 50 metre derinlikte. Dolayısıyla yaptığımız prova orada afallatıyor bizi. Dekoru kendi sahnemizde yapıyoruz, oraya uymuyor. Ama tiyatroya özel bir sahnemiz olsa bütün dekoru, sahne mizansenini, anlayışını oraya göre yapacağız. Bizde rahat edeceğiz ve oyunların kalitesi de artmış olacak. Bunu gerçekten çok isteriz.

"Tiyatro mücadelenin diğer adıdır. Yaklaşık 10 yıldır büyüyen çocuğu öldürmeyeceğiz. Büyümeye devam edecek."

Dünya Tiyatro Günü her senenin 27 Mart'ın kutlanıyor. Biz bugünde daha mutlu oluruz. Çünkü tiyatro bütün kötülükleri, yanlışlıkları sahnede gösterendir. Savaşın olmaması gerektiğini, barış içinde yaşamamız gerektiğini, insanın komedide zaaflarını, dramda acılarını göstererek gerçekten sahneden insanı anlatan, insanı düşündüren, sorgulatmaya sevk eden bir sanattır. Hep yaşamıştır. Antik yunandan bugüne kadar birçok savaş görmüştür, birçok kıtlık görmüştür. Salgının üstesinden gelmiştir. Depremler olmuştur ama tiyatrolar yine ayakta kalmıştır. İşte biz de pandemiyi yaşadık yani 2 yıl boyunca insanlar birbirleriyle görüşmediler ama yine tiyatrolar ayakta kalmayı sürdürdü, mücadele etti. Dolayısıyla tiyatro mücadelenin diğer adıdır. Biz de o yüzden Burdur'da bu mücadelenin peşindeyiz. Ne olursa olsun bu büyüttüğümüz çocuk diyeyim çünkü gerçekten az önce anlattığım gibi hiçbir şey yokken biz burada bir tiyatro kurduk. Yaklaşık 10 yıldır büyüyen çocuğu öldürmeyeceğiz. Büyümeye devam edecek ve diğer şehirlerde de bir ismimiz, adımız geçiyor. Onlarda Burdur Sanat Tiyatrosu'ndan haberdar. Yakın zamanda Muğla'ya, İzmir'e oyunlarımızla gitmek istiyoruz. Dolayısıyla tiyatro bir anlamda dostluğu, kardeşliği öğütler. İnsanlara yanlışlığı çekinmeden açık açık sahneden gösterir, iletir. O yüzden bir şehirde tiyatronun yaşıyor olması gerekir, güçlü olması gerekir. Biliyorsunuz Mustafa Kemal Atatürk'ün bir sözü var, 'Herkes siyasetçi olabilir, politikacı olabilir hatta Cumhurbaşkanı olabilir ama sanatçı olamaz' diyor. Ya da 'sanatsız kalmış bir toplumun hayat damarlarından biri kopmuş demektir' diyor. Bu kadar önem veriyor Mustafa Kemal Atatürk. Şöyle düşünelim Burdur'daki tiyatronun kapanması emin olun kimseyi mutlu etmeyecektir. Çünkü bir sanat kurumu bir yerde kapanıyorsa o yerde sıkıntı büyüktür. Biz de bunun olmaması için elimizden geleni yapıyoruz, gerçekten mücadele ediyoruz. Çocukları eğiterek, kendimiz oyunlar oynayarak, burada fazla mesai yaparak. Çünkü bu iş sadece çıkıp oynamak değil. Dekoru, kostümü, tanıtımı, anlayışı büyük emek isteyen bir iş. O yüzden tekrar tiyatroya emek vermiş yaşayan, yaşamayan tüm ustaların, üstatların tiyatro gününü kutlarım.

“Tiyatrolarımızın kapıları herkese açık”

Burdur Sanat Tiyatrosu'nun sanatsal faaliyetlerine devam edebilmesi için bizim tiyatromuzu ziyaret etmelerini, bizimle diyalogda olmalarını çok isterim. Biz kapalı bir anlayışa sahip değiliz. Her kesimden insanla görüşürüz. Kurumlarla bir şekilde çocuk oyunu ve yetişkin oyunu olmak üzere çalışmaktayız. Biz biraz daha aslında sesimizi yükseltmek istiyoruz. Bu sesimizi yükseltmeye destek olacak herkese kapımız açık ve bekliyoruz. Burdur'un tiyatro severlerine ayrıca teşekkür etmek lazım. Çünkü özellikle son dönemde çok tiyatro geldi Burdur'a ve gözlemlediğim kadarıyla çoğunu da doldurdular. Artık gelen tiyatroların kalitesi, oyun anlayışını eleştiren bir bilinçli yapıya ulaştı Burdur tiyatro izleyicisi. Bunu görmek de çok iyi. Belki buna katkımız da olmuştur belki olmamıştır bilmiyorum ama olduğunu düşünüyorum. Çünkü az değil 10 yıldır mücadele ediyoruz. Tiyatrolarımızın kapıları herkese açık. Gelsinler çayımızı içsinler, sahnemize baksınlar. Hiçbir şey beklemesek bile bir dost elinin sırtımızda olması bizi gerçekten çok mutlu eder. Bu arada 31 Mart 2022 Perşembe günü ana ekibin 'Kulaktan Dogma' oyunu MAKÜ Konferans Salonu'nda oynanacak. Bütün tiyatro severleri oyunumuzu izlemeye davet ediyorum.”

MUHAMMET FATİH BAŞCI