Küresel pandemi, bulaşıcı hastalık koronavirüs (KOVİD-19) neredeyse 2020 yılının başında bu yana dünya gündeminde... Aralık 2019’da Çin’in Vuhan kentinde baş gösteren korona vakası, kısa bir sürede tüm dünyayı tehdit eden bir salgına dönüştü... Türkiye’de üç aydır korona belası ile etkin bir mücadelenin içinde... Yaklaşık üç aydır koronavirüs ile yatıp kalkıyoruz!.. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de koronavirüs salgını, en çok ekonomik hayatı etkiledi. Alınan tedbirler, kısıtlamalar, sınırlandırmalar dolayısıyla adeta hayat durma noktasına gelirken, ekonomiler, özellikle de hizmet sektörü çok olumsuz etkilendi!.. Ülkemizde 1 Haziran 2020 tarihinden itibaren ‘kademeli normalleşme süreci’nde ekonomik çarklar yeniden dönmeye başladı. Yeni tip koronavirüs (Covid-19) tedbirleri kapsamında geçici olarak kapanan restoran ve kafeler normalleşme süreci çerçevesinde 1 Haziran 2020 tarihi itibariyle hizmet vermeye başladı. Muhabirimiz Muhammet Fatih Başcı, “yeni normal, kontrollü sosyal hayat” olarak adlandırılan bu yeni dönemde iş başı yapan şehrimizdeki iş yerlerini, işletmeleri yakın mercek altına aldı. Burdur ekonomisinin nabzını tutmaya çalıştığımız bu özel çalışmada, yazı dizimizde; korona ile mücadele kapsamında alınan önlemler nedeniyle kapatılan iş yerlerinin neler yaşadığını yansıtmaya çalıştık... Restoran, kafe ve diğer işletmecilerinden pandemi sürecinde işletmelerinin kapalı olduğu süre zarfında yaşadıklarını ve normalleşme sürecinden beklentilerini dinledik... Burdur’da hizmet sektörü, korona tedbirlerinden en olumsuz etkilenen sektörlerin başında geliyor. Gazetemize konuşan işletme sahipleri, 17 Mart 2020 tarihinden itibaren 1 Haziran’a kadar iki buçuk ay boyunca iş yerlerinin kapanmak zorunda kaldığını hatırlatarak, zor günlerden geçtiklerini belirttiler. Özellikle kira giderlerini ödemekte zorlandıklarını dile getiren esnaflar, borçları çektikleri kredilerle ödemeye çalıştıklarını vurguladılar. BİRİNCİ BÖLÜM Cafe Piazza İşletme Sahibi Murat Onaran: “Bu pandemi tehdidi nedeniyle işletmemizi Mart ayının 17’sinde kapattık. Kapandıktan sonra da tabiki iş yerimizin temizliğini, bakımını yapmaya çalıştık. Çalışanlarımız elbette mağdur oldular. Çalışanlarımızdan bir kişi kısa çalışma ödeneğinden yararlanabildi, ama onun da sigortası değil genel sağlık sigortası yatmış oldu. Bu süreçte giderlerimiz de oldu, borçlandığımız yerler vardı. Onlar da bu süreçten dolayı sıkıntılı oldukları için geriye dönük alacaklarını tahsil etmeye çalıştılar. Biz işletme olarak ödeme yapmakta zorlandık. Açıkçası verilen destek kredisi geriye dönük borçlarımızı ödemekle geçti. Daha önce aldığımız krediler ise, faiziyle birlikte işlenmek kaydıyla ötelendi. Ama ötelenme olsa da tabi ki bunlar günü geldiğinde ödenecek. İlerleyen za- manlarda hem günü gelen hem ötelenmiş olan birikince yine ödeme yapmakta zorlanacağız. Bu kredilerin ötelenmesinden ziyade hiç olmazsa faizlerin alınmaması yönünde veya yeni verilen krediler faizsiz olarak devlet tarafından verilseydi, tam bir destek olurdu. Maalesef; biz onu beklerken krediler faizli olarak bize verildi ve hatta 6 ay ötelemeli olarak verilen ek krediler de ödemesi başladığı zamanda 6 ay toptan alınacak, bunun kredi alan esnaflara büyük bir yük olacağı kanaatindeyim.” “Zararına, sadece hizmet olsun diye çalışıyoruz” “Şu anda herkes tedirgin olduğu için evlerinde dışarıya çıkan sayısı oldukça düşük. Sadece paket servisiyle bir miktar işi götürmeye çalışıyoruz, ama bu iş giderlerimizi karşılayacak boyutta değil. Dükkânı açtığımız zamanda bunun elektrik, su ve tabiiki bu pandemi süreci dolayısıyla temizlik ve hijyen kuralları önem kazandı, temizlik giderleri katlanarak arttı. Bunlar da artı değer olarak maliyetlere yansıyor. İşletmemizde fiyatları artırmamamıza rağmen, tabiiki bunlar bize maddi külfet olarak karşımıza çıkıyor. Bu yüzden de şu anda zararına, sadece hizmet olsun diye çalışıyoruz. Müşterilerimiz sağ olsun alıştılar, gelen sabit bir kitle var, paket servisi bekleyen bir kitle var. Bu müşterilerimize hizmet edebilmek için açık tutuyoruz, ama dediğim gibi zararına çalışıyoruz. Herkeste bir tedirginlik var. Bu iş nereye kadar devam edecek kimse bilmiyor belirsizlik var... Genç kitlenin dışarıya çıkmaması yani kısıtlılık halinin devam etmesi bu tür hizmet sektörlerini etkiliyor. Açıkçası gelecekten, kendi açımdan karamsarım o bakımdan sektördekilerin büyük çoğunluğu aynı şeyleri yaşıyor. Kira giderleri, elektrik, su, stopaj giderlerini karşılamakta çoğumuz zorlanıyoruz. Hep konuştuğumuz esnaf arkadaşlarımız ile dertlerimiz ve problemlerimiz ortak. Biz işletme olarak temizlik ve hijyen açısından gerekli tedbirlerimizi aldık. Uyulması gereken kurallara riayet ederek hizmetimizi sürdürüyoruz. Periyodik olarak günlük temizliklerimiz sürüyor. Müşterilerimiz buraya geldiğinde, oturduğunda sosyal mesafe kurallarına uyuluyor. Müşterilerimizi bekliyoruz.” Yeşilçam Kahve evi İşletmecisi Uğur Öztürk: “Kafelerin kapalı olduğu 2,5 aylık o süreç bizler için baya zorlu geçti. Tek işimiz bu olduğu için fazlasıyla zorlandık, bu süreçte kiralar da devam etti. Krediler ile kendimizi toparlamaya çalıştık. Devletten kredi aldık, insanların güvenini kazanmak için masraf yaptık, personel de çalıştırmak zorundayız. Biz ne kadar masraf yapsak da insanlar güvenmiyor, bunu da normal karşılıyoruz, insan sağlığı sonuçta onlar da haklılar. Sanırım biraz daha zamana ihtiyacımız var, ama nasıl ayakta kalacağız onu da bilmiyoruz.” Kahvem Kafe İşletme Sahibi Sercan Çetiner: “Pandemi’nin koronavirüsün ülkemize de sıçraması dolayısıyla tedbir amaçlı işletmemizi kapatmıştık. Mekânımızın kapalı olması bizi etkiledi. Bu süreçte kira ve çalıştığımız firmalara karşı ödemelerimiz vardı, bunlar devam etti. Çalıştığımız firmalarda haklı, herkesin kendine göre haklı bir durumu var. Onlar da bizlerden para kazanıyor. Bu süreçte ödemelerimizi krediler ile halletmeye çalıştık. Kapalı olduğumuz sürede, devletin bize yapmış olduğu Devlet destekli kredi ve Esnaf Kefaletin verdiği kredi imkânları oldu, bu kredilerden faydalandık. Tabii bu kredilerin bir de geri ödemesi var, geri ödemek bizi fazlasıyla zorlayacak gibi görünüyor. Normalleşme sürecine girdikten sonra kafemizi tedbirli bir şekilde 1 Haziran’da yeniden açtık. Tüm önlemlerimizi aldık, ama işler tam istediğimiz gibi değil. Kafemiz MYO karşısında okulların da kapalı olması, öğrencinin olmaması bizi daha da etkiliyor. Öğrencinin gelmesi bizleri biraz da olsa rahatlatır diye düşünüyorum. Kısacası şu anda işlerimiz hiç iyi değil akşama kadar kafedeyim, 2-3 masa ile günü tamamladığım oluyor. İşler iyi olmadığı için eleman da çalıştıramıyorum. Vatandaşlarda bir tedirginlik var bunu da normal karşılıyoruz, sonuçta önemli olan insan sağlığı. Ayrıyeten söylemek istediğim bir şey de kafemizin olduğu alanda şu anda yapım aşamasında olan Diş Hekimliği Fakültesi var. Sezona yetişir mi yetişmez mi? Onu bilmiyoruz, ama Fakültenin yapılması hem Burdur için hem bizim için büyük bir avantaj olacaktır. Bu sokağın da kafeler caddesi gibi olmasını istiyoruz. Işıklandırma ve çevre düzenlemesi yapılmasını istiyoruz. Bu konuda yetkililerden destek bekliyoruz.” Gloria Jean’s İşletme Müdürü Uğurcan Akalın: “Çalışanlar olarak kafelerin kapatıldığı ilk gün açıkçası şok etkisi yaşadık. Çünkü; insanların can korkusu başladı. Bizlerde birer çalışan olduğumuz için kapandıktan sonra bu sefer de hayatlarımızı nasıl devam ettireceğimizi düşünmeye başladık. Allah razı olsun Ercan Bey işletmemizin patronu bize çok büyük destekler verdi. Bu süreçte maaş konusunda sıkıntı etmedi. Zaten burada çalışanlar olarak abi, kardeş gibi olduk. Kapalı olduğumuz sürede her gün buraya geldim, işletmemiz de her gün temizlik yapıldı. 2,5 aylık bu süreç ister istemez herkesi zorladı. Umarım tez zamanda bu süreci en iyi şekilde atlatırız. “İnsan sağlığını ön planda tutuyoruz” İşletmemize gelecek olan müşterilerimizin sağlık konusunda hiçbir sıkıntıları olmasın. İlaçlamalarımızı her gece iş yerini kapatmadan önce yapıyoruz. Gelen müşterilerimiz kalktıktan sonra oturduğu masa ve sandalyeler dezenfekte ediliyor, aynı şekilde lavabolar da öyle. Servislerimiz karton bardakla yapıldığı için tek kullanımlık. Merkeze bağlı olduğumuz için malzemelerimiz dışarıdan dezenfekte edilerek ve ayrıyeten burada da dezenfekte edilip bir gün bekletildikten sonra serviste kullanılıyor. Dışarıdan getirilecek olası bir virüse karşı giriş kısımlarımız ve ayak basılan yerler 1 saatte bir yine dezenfekte ediliyor. Bu süreçte insan sağlığını ön planda tutarak, inşallah daha güzel daha sağlıklı bir şekilde ilerlemeye çalışıyoruz. İlerleyen süreçlerde sıcaklar biraz daha artacağı için zaten insanların dışarıya çıkma potansiyeli de daha artıyor. Bunun için zaten hava sıcaklıklarının artacağını düşünürsek işletmelerimizde oturan sayısında artış olacak ya da al-git olayı fazlalaşacak. Oturan sayısının artması durumunda bi zde temizlik ve dezenfekte işlemlerimizi 1 saatte değil de yoğunluğa göre daha sıklıkla yapmaya başlayacağız.  Misafirlerimizin aklında kesinlikle bir şüphe kalmasın, çünkü biz de burada bir çalışanız bizim de sağlığımız önemli bu konuda biz kendimiz için yapmalıyız, misafirlerimiz için daha çok yapmalıyız. Bu konuda tereddüt etmelerine gerek yok.” Muhammet Fatih BAŞCI