Burdur’da Camiler ve Din Görevlileri Haftası dolayısıyla program düzenlendi.

Bu sene ‘Cami, Din Görevlileri ve Vefa’ temasıyla kutlanacak olan Camiler ve Din Görevlileri Haftası açılış programı saygı duruşunda bulunulup İstiklal Marşı okunmasıyla başladı.

Program Kozluca Aşağı Mahalle Camii İmam-Hatibi Celalettin Sevimli’nin Kur’an-ı Kerim tilaveti ile devam etti.

Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından Burdur İl Müftüsü Enver Türkmen ile Burdur Valisi Ali Arslantaş, konuşma yaptı.

İl Müftüsü Enver Türkmen; “Camiler ve Din Görevlileri Haftası 1986 yılında Camiler Haftası olarak başladı. 2003 yılında Camiler ve Din Görevlileri haftası olarak kutlanmaya başlandı ve her sene bir tema belirlenerek o hafta o tema çerçevesinde programlar yapıldı. Bu yıl da Camiler ve Din Görevlileri Haftası teması ‘Cami, Din Görevlileri ve Vefa’ olarak belirlendi. Değerli davetliler, İslam medeniyeti mabet merkezli, mescit merkezli bir medeniyettir. Camiler sadece ibadetlerin ifası için değil topluma istikamet vermek için inşa edilir. Adının cami olması yalnızca insanları topladığı için değil insanı dağılmaktan ve insanı dağıtmaktan koruyup kendinde topladığı içindir. Din görevlileri deyince biz sadece imamları değil hem imamlar hem müezzinler hem de kur-an kursu hocalarımızı anlıyoruz ve bu şekilde hayatımıza devam ediyoruz. İmam ana yürekli, şefkatli adam demektir. İmamın asli işi ölüleri yıkamak değil ölü ruhları yıkamaktır. Eğer diriler Cami’ye gelmiyorsa imamlarım, müezzinlerimiz, kur-an kursu hocalarımız kahvelerde, kıraathanelerde, iş yerlerinde, evlerinde onları ziyaret edecekler ve onları manen diriltmek için ellerinden geleni yapacaklardır. Bu vesileyle hepinize saygılar sunuyorum. Haftamızın hayırlara vesile olmasını cenabı haktan niyaz ediyorum.” dedi.

Burdur Valisi Ali Arslantaş ise konuşmasında; “Çok hızlı bir dönüşümün yaşandığı ve sınırsız bir tüketim güdüsüyle hareket eden insanların şekillendiği dünya da bizi biz yapan değerlerimizi kaybetmemek ve torunlarımıza bırakacağımız mirasın beton yığınlarından ziyade insan duyarlılığını taşıyan sanat eserleri olması için eskisinden çok daha yoğun bir çaba göstermek mecburiyetindeyiz. Bugün yerleşim yerleri değerleriyle kendi kimliklerini kazanırlar. Çünkü geçmişi olmayan bir şehir, bir belde benliğini yitirmiş bir insana benzer. Orta Asya’dan Balkanlara, Çin’den Orta Doğu’ya kadar 3 kıta da ecdadımızın ortaya koyduğu zarif, heybetli, abideli eserlerin sanat tarihine yaptıkları paha biçilmez hatıralardır. Kendi kültürünü, tarihini koruyamayan ve yaşatamayan toplumlar, gelişen uygarlıkları yakalayamazlar. Tarihi süreç içerisinde kimliğimizi ve medeniyetimizi oluşturan değerlerimizi bugün tekrar hayatın içerisine çekerek yaşanılır kılmayı amaçlayan Valiliğimiz ata yadigarı ve mirası olan birçok tarihi eseri korumak, yaşatmak, gelecek nesillere aktarmak ve tanıtmak amacıyla kapsamlı ve programlı olarak çalışmalarımızı sürmektedir. Mimari ve ilmi dehanın yanı sıra gönül ve ruh zenginliğini de yansıtan vakıf eserlerinin ihyası konusunda özellikle son yıllarda Valiliğimiz ve Vakıflar Genel Müdürlüğümüzün yürüttüğü çalışmalar sonucunda birçok camimizin restorasyon çalışması yapılmıştır. Camilerin bizim dinimizde ayrı bir yeri var. Bizim dinimizde camiler sadece Allaha ibadet edilen yerler değil aynı zaman da birer kültür, eğitim, sağlık müessesesi. Bu mana da toplumun hizmet aldığı her yere elimizden geldiği sürece yasal çerçevede destek vermeye gayret ediyoruz. Başta eğitim kurumlarımız, sağlık teşkilatlarımız, ibadethanelerimiz her zaman bizim hizmet noktasında en önde tuttuğumuz yerler. Camilerimiz ve ezanlarımız aynı zaman da hürriyet ve istikbalimizin de birer sembolü. Camiler İslam tarihi boyunca insanlık için önemli hizmetler görmüş, İslam dinini anlatma, öğretme ve yayma hizmeti Cami’den başlamıştır. Hz. Peygamber döneminden itibaren camiler dini ve dünyevi işlerin konuşulduğu, eğitim-öğretimin yapılıp ilim haftalarının kurulduğu, askeri işlerin görüşüldüğü ve elçilerin kabul edildiği mekanlar olmuştur. Bugün de camilerimizi inşa ederken bu fonksiyonları yerine getirebilecek kütüphane, derslikler, sohbet odaları ve aşevi gibi unsurlarıyla camilerin milletimizin acı, tatlı zamanlarına ev sahipliği yapabilecek, dertlerini ve sevinçlerini paylaşabilecekleri sosyal müesseseler olarak inşa edilmesine özen gösterilmelidir. Camiler rütbe ve makamın anlamını ortadan kaldırır, herkesi aynı safta yan yana getiren, kardeşlik duygularını pekiştiren, vatan sevgisinin milli bütünlüğün telkin edildiği, şehitlik, gazilik ruhunun benliğimize nakşedildiği, çalışma azminin güzel ahlakın işlendiği dini ve milli kültür ocağımızdır. Camiler ve Din Görevlileri haftası münasebetiyle d,n hayatımızda ve kültürümüzde çok önemli bir yer işgal eden camilerimizi yaptıranlardan, ahirete intihal edenlere rahmet, hayatta olanlara sağlık ve afiyet diliyorum. Din hizmetinin ana uygulayıcısı olan din görevlilerimize yaptıkları hizmetlerden ötürü teşekkür ediyorum.” ifadelerini kullandı.

Konuşmaların ardından 19 Mayıs Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Mustafa Kara, katılımcılara konferans verdi.

Program müftülük hizmetlerinde özverili çalışma gösteren bazı personellere, cami ve kur-an kursu inşaatlarına bağışta bulunan hayırsever iş adamlarına plaket takdimi yapılarak sona erdi.