Cumhuriyet’in ilk on yıllarında Burdur’un en heyecanlı gündemlerinden biri demiryoluydu; o günlerin gazeteleri “Demiryoluna Burdur da kavuştu” manşetleriyle şehirdeki sevinci anlatıyordu.

Kupürlere göre Afyon–Antalya ana hattına bağlanacak Baladız–Burdur arasındaki 24,5 kilometrelik kesim “perşembe günü işletmeye açılacak” denilerek duyurulmuş, Türk şimendiferciliğinin milli şebekesine yeni bir halka ekleneceği vurgulanmıştı.

Whatsapp Image 2025 08 13 At 09.57.04

Hatta, yeni hatla birlikte İzmir–Karakuyu–Afyon ve Karakuyu–Isparta yönlerinden gelen yolcu trenlerinin Baladız’da birleşeceği, Burdur–Baladız arasında her gün düzenli “muhtelit katar” çalıştırılacağı yazılmıştı. Bu ifadeler, yalnız ulaşımdaki bir kolaylığı değil, Burdur’un ticaret yollarına bağlanmasıyla doğacak ekonomik hareketliliği de müjdeliyordu. Demiryolu yalnız yolcu taşımayacak, şehrin tarımsal ürünlerini ve hammaddesini limanlara ve iç pazarlara daha hızlı ulaştıracaktı. O günlerin diliyle “münakale” artık raylar üzerinden yapılacak, Burdur kendi hinterlandını genişletme fırsatı yakalayacaktı.

Aynı kupürlerde “Burdur garı: İlk tren 30 Haziranda Burdur’a gelecek” başlığı da dikkat çekiyor; haber, Afyon–Antalya demiryolu inşasının hummalı şekilde sürdüğünü ve hattın çok yakında şehre ulaşacağını yazıyor. Burdur İstasyonu’nun, o dönem örnek kabul edilen Eskişehir Garı ile aynı tip projeyle yapılacağı, şantiyede “çok sayıda amele ve mühendisin” çalıştığı aktarılıyor.

Whatsapp Image 2025 08 13 At 09.57.05

Bu detaylar, demiryolunun yalnız bir hat değil, mimari bir mekân ve modernleşmenin sembolü olarak tasarlandığını gösteriyor. Bir istasyon binası, yolcu salonları, peron düzeni ve lojistik alanlarıyla şehrin yeni buluşma noktası olacaktı. Tren düdüğünün sesi, kent takvimine yeni bir ritim katacak; tarım takvimi, pazar günleri, asker uğurlamaları ve gurbet dönüşleri bu ritme göre şekillenecekti. Kupürlerde verilen “30 Haziran” tarihi, Burdur’un raylarla kavuşacağı ilk gün için şehirde kurulan heyecanı bugüne taşıyor.

İlginç bir ayrıntı da, o yıllarda otobüslerin ucuzluğu nedeniyle raylı sisteme ciddi bir rakip oluşturduğunu gösteren haber: “Burdur’dan İstanbul’a 5 liraya gidiliyor.”

Metinde, yol boyunca kalınacak otel masrafı ve Yalova–İstanbul vapur ücretinin dahi bu tutara dâhil olduğu, yolculuğun zahmetine karşın uygun fiyat yüzünden halkın otobüsü tercih ettiği yazıyor. Bu karşılaştırma, erken Cumhuriyet döneminde ulaşım ekonomisini ve vatandaşın tercihlerini berrak biçimde ortaya koyuyor. Bir yanda devlet eliyle örülen demir ağlar, diğer yanda karayollarının esnekliği ve bilet fiyatlarının cazibesi…

Burdur’un geçmişine ışık tutan bu iki küçük kupür, şehrin ulaşım hafızasını, iktisadî tercihlerini ve modernleşme serüvenini aynı çerçevede buluşturuyor.

Kaynak: Hatice Kübra Atız