Jeoloji Mühendisleri Odası İl Temsilcisi Hüseyin Tarhan, "Sularımız sonsuz ve sorunsuz değildir. Ülkemizde son yıllarda yoğun olarak dünyada da küresel ısınmaya bağlı olarak yaşanan kuraklık neticesinde yeterli ve kaliteli suya ulaşmada güçlük çekilmektedir. Yer kürenin ¾ ü su ile kaplı olmasına rağmen tatlı suların miktarı ancak % 2,5-3.0 kadardır. Sağlık için su, Sürdürülebilir Kalkınma için Su, İklim, Dayanıklılık ve Çevre için Su diyerek tüm insanlığın bu konuda duyarlılığa davet ediyoruz." dedi. Jeoloji Mühendisleri Odası İl Temsilcisi Hüseyin Tarhan, 22 Mart Dünya Su Günü dolayısıyla bir basın açıklaması yaptı. Jeoloji Mühendisleri odası Burdur İl Temsilciliği'nden yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi; "SULARIMIZ SONSUZ VE SORUNSUZ DEĞİLDİR" "Jeoloji Mühendisleri odası Burdur İl Temsilciliği olarak Dünya su günü olarak Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda 1993 yılından itibaren başlamak üzere her yıl 22 Mart'ın Dünya Su Günü olarak ilan edilen bu günü Sağlık için su, Sürdürülebilir Kalkınma için Su, İklim, Dayanıklılık ve Çevre için Su diyerek tüm insanlığın bu konuda duyarlılığa davet ediyoruz . Başlığımızda da bahsettiğimiz gibi sularımız sonsuz ve sorunsuz değildir. Ülkemizde son yıllarda yoğun olarak dünyada da küresel ısınmaya bağlı olarak yaşanan kuraklık neticesinde yeterli ve kaliteli suya ulaşmada güçlük çekilmektedir. Yer kürenin ¾ ü su ile kaplı olmasına rağmen tatlı suların miktarı ancak % 2,5-3.0 kadardır. Dünyadaki tatlı suların dağılımı
Atmosferde % 0,036
Kar ve buzullarda % 77,2
Göl ve Nehirlerde % 0,322
Yeraltı Suları % 22,442
TOPLAM % 100
  İYİ BİR İÇME SUYUNUN 11 ÖZELLİĞİ – Hastalık yapıcı mikroorganizmalar içermemelidir. – Kokusuz, renksiz, berrak ve içimi hoş olmalıdır. – Sularda fenoller, yağlar gibi suya kötü koku ve tat veren maddeler bulunmamalıdır. – Yeterli derecede yumuşak olmalıdır. – Hidrojen sülfür, demir ve mangan gibi elementleri ihtiva etmemelidir. – Suda sağlığa zararlı kimyasal maddeler bulunmamalıdır. Bazı kimyasal maddeler zehirli etki yapabilir; arsenik, kadmiyum, krom, selenyum, kurşun, cıva gibi. Bunun yanında baryum, nitrat, florür, radyoaktif maddeler, amonyum, klorür gibi maddeler sınır değerlerinin üzerinde sağlığa olumsuz etkileri olan maddelerdir. – Nitrit, amonyak bulunmamalıdır. Bunlar, suyun organik maddelerle kirlendiğini gösterir. Nitrat ise kirlenmenin aşırı düzeylere yükseldiğini gösterir. Bu maddelerin içme suyunda bulunmaları tehlikelidir. Hele çocuklar için daha tehlikelidir. – Suda 200 miligramdan fazla klorür bulunması kirlenme işareti sayılabilir. – Flour 1 litrede 1 miligramdan az, 2 miligramdan fazla olmamalıdır. – Demir 1 litrede 1-2 miligram bulunmalıdır. – Suya sertlik veren en önemli maddeler kalsiyum , magnezyum ve klorür bileşikleridir.
  • Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması 2010 verilerine göre ülkemizdeki su tüketiminin miktarı ve toplumda suyu yeterli alım miktarına (AI) göre durumu aşağıdaki tabloda ve şekilde gösterilmektedir.
Yaş Grubu Erkek ml Kadın ml
15-18 947,5 906,5
19-30 1055,51 913,62
31-50 1098,88 957,23
51-64 1088,91 984,06
65-74 875,15 861,41
75↑ 797,03 791,31
Sonuç Olarak;  
  • Yeraltısuları rezervini doğru ve sağlıklı olarak belirleyebilmek için ülke çapında yeraltısuyu havzalarının hidrojelojik çalışmaları hızlı bir şekilde yapılmalı, havzaların yeraltısuyu potansiyeli belirlenmeli, yapılan yeraltısuyu tahsisleri izleme sistemi kurularak takip edilmelidir.
  • 167 Sayılı Yeraltısuları Hakkında Kanun ve ilgili mevzuatında değişiklikler yapılarak özellikle yeraltısularının korunmasına yönelik ciddi ve caydırıcı önlemler getirilmeli, kontrolsüz kuyu açılması önlenmelidir.
  • Batı Anadolu ve Akdeniz bölgesinde doğrudan denize boşalan yeraltısuları araştırılmalı, bu bölgelerde her geçen gün artan talep de dikkate alınarak bu sular kullanılabilir hale getirilmelidir.
  • Ülkemizde tatlı su kaynaklarının %70 gibi büyük kısmının kullanıldığı tarım alanlarımızda aşırı sulama sebebiyle tuzlanma ve çoraklaşma yaşanmasına karşı, tarımsal faaliyetlerde toprağın jeolojik yapısına uygun sulama yöntemi seçilmeli, çiftçi sulama konusunda etkin bir şekilde eğitilmelidir.
  • Suların da bir gün çeşitli nedenler ile tükenebileceği gerçeğinden hareketle insanlarda “su tasarrufu” bilinci oluşturulmalıdır. Bu kültürü oluşturma ve geliştirme adına İçme, kullanma, sulama, endüstri vb. her alanda, toplumsal eğitime önem verilmelidir. Bu amaçla öncelikle tarımda salma sulama yöntemleri bırakılıp yağmurlama hatta damlama sulama yöntemlerine geçilmelidir."