2022 yılı üniversite sınav sonuçları, Yüksek Öğretim Kurumları Sınavı (YKS) ve tercih dönemi, eğitim ve eğitimle ilgili sorunların gündeme gelmesine, dile getirilmesine de sebep oluyor. Yeni Gün’de hazırladığı özel eğitim dosyalarıyla eğitim meselelerini ve çözüm önerilerini kamuoyuna taşımaya devam ediyor. Burdur Gazi Kurs Merkezi kurucusu Alper Ay, pandemi döneminde eğitim süreci, pandeminin eğitime etkileri ve YKS sonuçlarını gazetemize değerlendirdi. Ay, “Bu süreçte öğretime dair en büyük endişelerden birini öğrenme kayıpları oluşturdu. Okulların kapalı kalması ve yüz yüze öğretim faaliyetlerine ara verilmesi sonucu öğrencilerde oluşan öğrenme kayıpları, eğitim sisteminde mevcut diğer sorunların arka planda kalmasına neden oldu.” dedi.

Burdur Gazi Kurs Merkezi kurucusu Alper Ay şunları söyledi;

“Pandemi döneminde eğitim süreci nasıl geçti? Olumsuz etkileri neler oldu?”

“2020 yılının ilk aylarında tüm dünyayı etkisi altına alan corona virüs salgını, Türkiye’de de ilk vakanın tespit edildiği 11 Mart 2020 tarihinde Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi olarak ilan edilmiştir. Eğitim öğretim hizmetlerinin ciddi bir kesintiye uğradığı bu dönemde birçok okul belirsizlik içinde kısmi zamanlı olarak ve çoğunlukla çevrimiçi dersler yoluyla krize karşı mücadele göstermek durumunda kalmış ve uzaktan eğitim sürecine geçilmiştir. Ancak uzaktan eğitimlerin başlaması eğitimde eşitsizlik tartışmalarını gündeme taşımıştır. Başta uzaktan eğitim sürecinde kullanılacak teknolojik araçlara erişimdeki eşitsizlikler ve özellikle dezavantajlı kökenden gelen çocuklar için okulların sağladığı çeşitli desteklerden öğrencilerin yararlanamama ihtimali bu süreçte çokça tartışılmıştır. Okul; sadece bilgi aktarımının yapıldığı bir kurum olarak değerlendirilmemeli, içerisinde görgü ve kültürel aktarımları barındıran, ahlaki disiplinleri düzenleyen çok boyutlu bir kurum olarak değerlendirilmelidir. Uzaktan eğitim sürecinde okulun çok boyutlu yapısının olumsuz etkilendiği, uzaktan eğitim sürecinde okulun tamamen çevrimiçi ortamlara taşınamadığı görülmüştür. Ayrıca salgın sürecinde evde geçirilen zamanın uzaması, sosyal izolasyon, öğrencilerin akran etkileşimlerinden uzak kalması, ekran bağımlılığını tetikleyecek kadar ekranlara maruz kalınması gibi günlük yaşam ritüellerindeki değişiklikler sebebiyle öğrencilerin ve velilerin kaygı ve stres düzeyleri artmıştır. Bu süreçte öğretime dair en büyük endişelerden birini öğrenme kayıpları oluşturdu. Okulların kapalı kalması ve yüz yüze öğretim faaliyetlerine ara verilmesi sonucu öğrencilerde oluşan öğrenme kayıpları, eğitim sisteminde mevcut diğer sorunların arka planda kalmasına neden oldu. Yapılan araştırmalarda öğrencilerin özellikle matematik ve okuma becerisinde öğrenme kayıplarıyla okullara döndüğü görülmüştür. Covid-19 pandemi dönemi eğitimde sorunlar yaşanmasına neden olmakla birlikte eğitim sistemlerinin yeniden gözden geçirilmesi, temel felsefesinden uzaklaşmış ve geçerliliği tartışılan yöntemlerin güncellenmesi için bir fırsat olarak değerlendirilmelidir.

“YKS sonuçlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?”

Üniversiteye giriş sınavı YKS sonuçları açıklandı ancak adaylar aldıkları puana göre sıralamada çok geriye düşünce hayal kırıklığı yaşadı. Sınavın geçen yıllara göre kolay olması, barajın kaldırılması ve aday sayısının çokluğu puanlar ve sıralamalar arasında uçurumlara yol açtı. Eğitim uzmanları bu yılı, matematik netlerinin en etkisiz olduğu yıl olarak tanımladı. ÖSYM tarafından paylaşılan verilere göre Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) Temel Yeterlilik Testi’ne (TYT) başvuran 3 milyon 234 bin 318 adaydan, 3 milyon 8 bin 287’si sınava girdi. Alan Yeterlilik Testi’ne (AYT) başvuran 2 milyon 56 bin 466 adaydan ise 1 milyon 852 bin 678’i sınava katıldı. Yabancı Dil Testi’ne (YDT) başvuran 168 bin 418 adayın 35 bin 933’ü sınava girmedi. Böylelikle TYT’ye başvuran adayların yüzde 93’ü, AYT’de yüzde 90’ı ve YDT’de yüzde 78’i oturumlara katıldı. Bu yıl TYT’de 350 puanla 190 puan arasında bir yığılma var. Geçen yıl en çok yığılma 300 ile 180 puan arasında olmuştu. Diğer yandan katılım sayısı yükseldikçe sıfır çekenlerin sayısı da arttı. Geçen yıl 42 bin aday sıfır çekmişti, bu yıl bu rakam 96 bin 518 oldu. Adaylar sınav sonucunu öğrenmeden, alacakları puana göre tahmini bir sıra düşünüyordu. Ancak geçmiş yılları baz alan tahminler tutmadı. Bu sonuçlarla adaylar tercihlerini değiştirmek zorunda kalacak. Sonuçlar üzerinde matematiğin etkinliğinin azalıp, Türkçe’nin etkinliğinin artmasıyla eşit ağırlık bölümlerine yönelim artacak. Yani sayısaldan sınava giren adayların eşit ağırlık bölümlerine yönelmesine neden olacak bir tercih süreci olabilir. Bu sene daha heterojen bir grup olacak.”

MUHAMMET FATİH BAŞCI