Burdur Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Veteriner Hekim Ömer Faruk Gündüzalp, TÜİK Dış Ticaret Verileri’yle ortaya çıkan gıda ve içecek sektöründeki ithalat tablosunu değerlendirdi. Gündüzalp, Türkiye’nin 2023 Yılının 10 aylık döneminde gıdada 21.29 Milyar Dolar ihracat, 18.26 Milyar Dolar ithalat gerçekleştirdiğini paylaşıp, “Türkiye’nin gıda ve içecek sektöründe 3 Milyar Dolar kârda olduğu görülse de bu rakam, tarım ve hayvancılıkta iddialı bir ülkeye yakışmıyor. Türkiye gibi zengin ve verimli topraklara sahip, genç nüfusu dünya ortalamasının üzerinde olan, tarım ve hayvancılık ülkesi olduğunu iddia eden bir ülke, gıda sektöründe ithalat-ihracat dengesini korumaya çalışan konumda değil, yalnızca ihracat yapan bir ülke konumunda olması gerekiyor. Bu rakamları önüne koyan hiç kimse Türkiye’nin tarım ve hayvancılık ülkesi olduğunu söyleyemez. Türkiye’nin gıda sektöründe katma değeri yüksek ihracat geliri elde eden konuma gelmesi gerekiyor. ” dedi.

TÜİK verilerine göre Türkiye’nin gıda sektöründe en çok ihracat yaptığı kalemlerin başında Makarna ve Un Sektörü olduğunu belirtip, Rusya’nın izlediği milli tarım politikasıyla bu sektörlerle birlikte yaş sebze ve meyve sektörünün de tehlikeye gireceğini ifade eden Gündüzalp,“Türkiye, şu an Rusya’nın en büyük buğday pazarı konumunda. Biz ise ithal ettiğimiz buğdayları un ve makarna olarak işleyip ihraç ediyoruz. En büyük ihracat kalemimiz de bunlar. Ama Rusya kendi buğdayına bizim katma değer yaratmamızdan rahatsız, ülkede Makarna ve Un fabrikaları kuruyor. Önümüzdeki yıllarda hem buğday satışını yavaşlatacak hem de makarna ve un sektörüne girecek. Rusya bir yandan da ülkesinde örtü altı yetiştiriciliğini artırma çabasında. Bu alanda da başarılı olurlarsa yaş sebze ve meyve ihracatımızda büyük oranda düşecek.” dedi. Başkan Gündüzalp, Eylül ayında 705.5 Milyon Dolar’ı bulan sığır ithalatının, Ekim ayında büyük bir rekorla 154 Milyon Dolar artarak 859.5 Milyon Dolar’a yükseldiğini, hayvan yemi sektöründe ise 4.6 Milyar Dolar ithalat yapıldığını da açıklamasında paylaştı.

Rusya ve Ukrayna’dan ithalata devam ediyoruz

Burdur Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Faruk Gündüzalp, verileri paylaştığı açıklamasında, en fazla gıda ithalatının Rusya ve Ukrayna’dan yapıldığını belirtip, “2023’ün 10 aylık döneminde yapılan ithalatta ilk sırayı 3 Milyar Dolar’la buğday aldı. Rusya ve Ukrayna buğdayının en fazla ithal edildiği ülke olmaya devam ediyoruz. Bu dönemde, Rusya’dan 2.2 Milyar Dolar, Ukrayna’dan ise 710 Milyon Dolar buğday ithalatı yaptık. Yılın ilk 10 ayında buğdaydan sonra 1.5  Milyar Dolar tutarında soya fasulyesi ve 1.2 Milyar Dolar tutarında ham ayçiçeği yağı ithal edildi. Soya fasulyesi ithalatında ilk sırayı 935 Milyon Dolar’la Brezilya alırken, bu ülkeyi Ukrayna ve ABD takip ediyor. Ayçiçeği yağında ise 760 Milyon Dolar değerinde ürün Ukrayna’dan, 393 Milyon Dolar değerinde ürün Rusya’dan ve 15,7 Milyon Dolar değerinde ürün ise Bulgaristan’dan ithal edildi.” dedi.

Makarna’da ihracat artıyor, et ve sütte azalıyor

Başkan Gündüzalp, TÜİK Dış Ticaret Verileri temel alınarak hazırlanan TGDF Dijital Veri Paneli’ne göre gıda ve içecek sektörüne dair bazı rakamları aktararak, “Bu yılın Ocak-Ekim döneminde geçen yıla göre kıyasla ihracatı en fazla artan sektörlerin başında %58’lik oran ve 515 Milyon Dolar’la Makarna sektörü geliyor. Verilere göre Makarna sektörünü 230 Milyon Dolar ile Hayvan Yemi sektörü takip ediyor. Fakat hayvan yemi sektöründe ithalatımız 4.6 Milyar Dolar. Öte yandan TÜİK verilerine göre belirtilen dönemde 214 Milyon Dolar Şeker ve Şekerli Mamuller sektöründe, 213 Milyon Dolar Yaş Meyve Sektöründe ve 202 Milyon Dolar Sebze sektöründe ihracat yapıldı. İhracatı en fazla düşen sektör ise 250 Milyon Dolar ve %30’luk oranla Beyaz Et sektörü oldu. Ayrıca Süt ve Süt Ürünleri sektörü 234 Milyon Dolar ihracat gerçekleşti ve geçen yıla göre %45 oranında düşüş tespit edildi. Canlı Hayvan sektöründe ise %50’lik düşüş meydana geldi ve 53 Milyon Dolar ihracat gerçekleşti.” dedi.

Rusya’nın tarım politikaları tehlikeyi artırıyor

Açıklanan verilerle tahıl sektöründe Rusya ve Ukrayna’ya olan bağımlılığın ortaya çıktığını sözlerine ekleyip, 2014’e kadar Rusya’nın gıda ithalatçısı ülkeyken, artan siyasi ve askeri gerilimlerin ardından oluşabilecek ambargo tehdidine karşı tarımsal üretimde milli bir politika izlediğini hatırlatan Başkan Gündüzalp, “Rusya özellikle SSCB’nin yıkılmasının ardından yaklaşık 25 yıl tahıl başta olmak üzere birçok kalemde gıda ithal eden bir ülke olarak yaşadı. 2014’te Kırım’ı işgalinden sonra oluşabilecek ambargo tehdidine karşı tarımsal üretimde büyük bir reform yaparak milli bir politika izleme kararı aldı. Üretim alanlarını genişletti, seralar kurdu, sebze üretimini artırdı, doğru hamlelerle hayvancılıkta da gelişti. 5 Yılda gıdada ithalat ve ihracat dengesini sağladı. 2023’e gelindiğinde ise Rusya’nın gıda ithalatı 45 Milyar Dolarlardan 30 Milyar Dolar’ın altına indi. İhracatı ise 15 Milyar Dolarlardan 40 Milyar Dolarlara kadar yükseldi. Şimdi ise geliri daha da artırmak için Türkiye’ye un ve makarnalık buğday satmak verine, Rusya’da un ve makarna fabrikaları kuruyorlar. Rusya’nın bu hamleleri, Türkiye’nin hem un ve makarnada, hem de yaş sebze ve meyvede ihracatını büyük oranda tehlikeye sokmaktadır. Türkiye’nin bu konuda önlem alması gerekiyor.” dedi.

Yerel gıda üretimini artırmalıyız

Açıklamalarında, gıda güvenliğinin stratejik bir öneme sahip olduğunu sıkça vurgulayan BTB Yönetim Kurulu Başkanı Gündüzalp, bir kez daha Türkiye’nin üretim gücüne sahip olduğu tüm sektörlerde milliyetçi bir yaklaşım gözetmesi gerektiğini hatırlatıp, “ Rusya, bundan ortalama 8 yıl öncesine kadar gıdada ithalatçı ülke konumundayken bugün ihracatçı ülke haline geldi, her defasında Konya kadar diye örneklediğimiz Hollanda, 100 Milyar Dolar’ı bulan bir gıda ihracatı yapıyor. Düne kadar ekonomik kriz nedeniyle halkın sokaklara döküldüğü Brezilya’nın gıda ihracatı 120 Milyar Dolar seviyelerinde. Biz ise ithalatımızı artırıyoruz. Türkiye’nin 2022’de 18.5 Milyar Dolar olan ithalat rakamı, bu yıl 10 ayda gerçekleşti. Türkiye Ekonomisi ne yazık ki kötü gidişatını sürdürüyor. Dönemsel iyileşmeler olsa da mevcut yaklaşımlarla bu sarmaldan çıkmak kolay değil. Ekonomide iyileşmenin en hızlı yolu Brezilya ve Rusya başta olmak üzere birçok ülkede gördüğümüz gibi tarımsal üretimden geçiyor. Yerel gıda üretimini artırmalıyız. Özellikle et, süt ve süt ürünlerinde yerli markaların önünü açmalı, ulusal markaların yerli markalarla iş birliğini sağlamalıyız. Yerinde üretimle aracı ve lojistik giderlerini en alt seviyeye indirebiliriz. Bu sayede vatandaşlarımızın gıdaya ulaşımı kolaylaşacaktır ve yerel ekonomi güçlenecektir. Sermayenin adil dağılımı da sağlanmış olacaktır.” dedi.

Kaynak: HABER MERKEZİ