Burdur Ticaret Borsası (BTB) Yönetim Kurulu Başkanı Veteriner Hekim Ömer Faruk Gündüzalp, Venezuela’dan sıfır gümrükle peynir, pirinç, yulaf ve daha birçok gıda ve tarım ürününün bulunduğu ithalata tepki gösterdi. Türkiye’nin peynir ithalatına ihtiyacının olmadığını belirten Gündüzalp, “Artan maliyetlere rağmen üreticimiz, ülkemizin bereketli topraklarında her şeyin en iyisini en güzelini üretiyor. Türk çiftçisini görmezden gelenler, Güney Amerikalı çiftçiye destek veriyor” dedi. Burdur Ticaret Borsası Başkanı Ömer Faruk Gündüzalp, Resmi Gazete'de yayınlanan Cumhurbaşkanlığı Kararı ile Venezuela'dan sıfır gümrükle 16 bin 600 ton tarım ve gıda ürünü ithalatı yapılmasına tepki gösterdi. 2019 yılında, Türkiye'nin toplam peynir üretiminin 671 bin 500 ton, 2019 yılı peynir ihracatının ise 50 bin 190 ton olduğunu aktaran Gündüzalp, “Yine 2019'un ilk 6 aylık döneminde 2 bin 462  ton peynir ithal eden Türkiye, 2020 yılının ilk 6 ayında  4 bin 289 ton ithalat yaptı. Geçen yıl 6 ayda 9,5 milyon dolar ödenen peynir ithalatına, bu yılın ilk 6 ayında  14 milyon 788 bin dolar ödendi. Neden başka ülkelerin çiftçilerini doyurmaya çalışıyoruz” şeklinde konuştu. Türkiye’nin, gıda ve tarım ürünleri ithalatına ihtiyacı olmadığının altını çizen Gündüzalp, “Son zamanlarda sıkça dile getirdiğimiz girdi maliyetleri nedeniyle, süt fiyatlarında artış bekleyen Türk çiftçisi, sıfır gümrük vergisiyle Venezuela’dan ithal edilecek olan 1500 ton peynirle sarsıldı. Peynir, Pirinç, Yulaf, yer fıstığı, Ayçiçeği tohumu, susam tohumları, aspir, yağlı tohumlar gibi diğer ürünlerdeki ithalatın mantığı nedir? Yoksa üreticimizi küstürüp, üretimden kaçırmak mı isteniyor” sorusunu dile getirdi. Gerek coğrafyası gerekse iklimi açısından çok elverişli bir konumda bulunan, birbirinden farklı ekolojik bölgelere sahip, bitki çeşitliliği bakımından oldukça zengin olan Türkiye’nin, Avrupa’nın en büyük tarım arazisine sahip ülkesi olduğunu vurgulayan Gündüzalp, “Böylesine bereketli arazilere sahip olan Türkiye, neden ithalata gerek duyuyor. Yoksa tarımı köylümüzün elinden alarak, ithalat lobilerine mi teslim ediyoruz? Ülke nüfusunun her yıl ortalama bir milyon kişi arttığını göz önünde bulundurmazsak, tarım alanları ve meralarımızı koruyamazsak, üreticimizi yeterince destekleyemezsek, girdi maliyetlerini düşürmezsek, çiftçimizi ithalatla terbiye etmeye kalkarsak, tarımda ithalatçı olmaktan kurtulmamız imkânsızdır” ifadelerini kullandı. Türkiye’de, kişiye göre değişiklik gösteren tarım politikasının, biran evvel düzeltilerek şekillendirilmesi gerektiğini belirten Gündüzalp şu şekilde konuştu: “Orta ve uzun vadede kalıcı çözümler yerine, spot çözümlerle günü kurtarmaya çalışıyoruz. Türkiye’nin acilen doğru bir üretim planlamasına ihtiyacı var. Üreticimiz kazanamıyor, kazanamadığı için toprağını terk ederek, kentlere göç ediyor. Tarımsal girdiler sonucu artan ithalat bağımlılığı ve artan döviz fiyatları, üretim maliyetlerini son yıllarda oldukça arttırdı. Artan maliyetleri nedeniyle, çiftçimiz artık emeğinin karşılığını alamıyor. Tarımı geliştirmeden, üretimi arttırmadan güçlü bir ekonomiden bahsetmemiz mümkün değil.”