Burdur’un Kemer ilçesine bağlı Akören Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifinin genel kurul toplantısında konuşan Burdur Ticaret Borsası (BTB) Yönetim Kurulu Başkanı Veteriner Hekim Ömer Faruk Gündüzalp, üreticilerin artık hayvancılıktan para kazanamadıklarını belirterek, “Girdilerin yüksek olması, üretilen ürünün hak ettiği değerde satılmaması, köylümüzü giderek üretimden uzaklaştırıyor. Şuanda Akören köyünün süt ortalaması 13 litre. 13 litreye karşı 10 kg fabrika yemi yedirerek kimse para kazanamaz, bu şekilde hayvancılıkta yapılamaz” dedi. Akören Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifinin genel kurul toplantısına katılan Burdur Ticaret Borsası Başkanı Ömer Faruk Gündüzalp, üreticilerden gelen talepleri dinleyerek, çözüm önerilerini paylaştı. 2020 yılı başından itibaren artan girdi fiyatları, buna karşılık sabit kalan çiğ süt fiyatının üreticiyi hiçbir şekilde memnun etmediğini aktaran Başkan Gündüzalp, “Şuan içerisinde bulunduğumuz pandemi süreci, bizlere gıdanın en değerli malzeme olduğunu öğretti. Özellikle pandeminin yeni baş gösterdi zamanda, hepimiz sosyal dışarı çıkmaktan hatta hayattan vazgeçtik ama gıdadan vazgeçemedik. Hafta sonu sokağa çıkma yasağı olacak denildiğinde insanlar marketlere akın etti. İşte sizlerin ürettiği gıda böyle bir şey. Ama artık bunun karşılığını yeterince alamıyoruz” ifadelerini kullandı. Dövize bağlı girdi maliyetlerindeki artışlarının kontrol edilemediği bir ortamda, üretici fiyatlarının sabit kalmasının asla kabul edilemez olduğunun altını çizen Gündüzalp, “Süt fiyatı sabit olmasına rağmen yem, saman, mısır silajı, yonca otu fiyatları sürekli artış gösterdi. Maliyetlerdeki bu artışlar sizlerin zor durumda kaldığını açıkça ortaya koymaktadır. İnşallah 1 Ekim itibariyle, iki bakanımızda kabul ederse süt fiyatı revize olur ve sizleri mutlu edecek bir fiyat inşallah belirlenir” şeklinde konuştu. Türkiye’de yıllık süt fiyatı konuşulmasının son derece yanlış olduğunun altını çizen Gündüzalp, “Enflasyonun yükselişe geçtiği, yem fiyatının bu kadar değişken olduğu bir ortamda süt fiyatını yıllık olarak belirlenmesi doğru değil. Kasım ayında oluşan bir süt fiyatımız var, şuanda Eylül ayına girdik. Hiçbir üretici Kasım ayında belirlenen fiyattan memnun değil. Fiyatlar belirlenirken yemde meydana gelen artışlar dikkate alınmalı, ya da maliyet artışlarını durdurmaya yönelik tedbirler hayata geçirilmelidir. Girdi fiyatlarındaki artışı kontrol edemeyen fakat üretici fiyatlarını uzun süre sabitleyen bir sistem, ülke hayvancılığına ve üreticilerimize zarar vermektedir. Süt fiyatını dengede tutmak için en azından geçmişte olduğu gibi 3 veya 6 aylık dönemlerde tekrar belirlenmeli” ifadelerini kullandı. Üretici için en önemli sorunun maliyet olduğunu belirten Gündüzalp, “Ben eskiden böyle biliyordum, şöyle yapıyordu mu bir kenara bırakalım. Köyünüzdeki süt ortalaması 13 litre. 13 litreye karşı 10 kg fabrika yemi yedirerek kimse para kazanamaz. Kullandığınız fabrika yemini minimuma indirmeniz gerek. Bunu azaltmak içinde kaliteli kaba yem kaynağınızı arttırmanız lazım. Yani saman haricindeki her şey. Yonca, fiğ, yulaf, korunga protein kaynağı olarak, mısır silajını da enerji kaynağı olarak hayvanlarınıza verirseniz, fabrika yemi olmadan daha iyi besleme yapabilirsiniz” dedi. İçinde bulunduğumuz ortamda, fabrika yemi ile büyükbaş hayvancılığın yapılamayacağını vurgulayan Gündüzalp, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Kilosu 2 TL olan yemle bu iş kesinlikle olmaz. Bizler ancak çalışarak, üreterek ayakta kalabiliriz. Türk toplumu olarak üretmek zorundayız. Geçen yıl ülke genelinde üretilen kesif yem miktarı 26 milyon ton. Ne yazık ki kullandığınız 26 milyon hammaddenin 13 milyon tonu ithal geldi. Neden ithal ettik, üretemediğimiz için. Üretmeden tüketmek olmaz. Taşıma suyla değirmen dönmüyor, sizlerin fabrika yemi yerine alternatif yemler bulmanız gerek. Bu şekilde devam edilirse, süt üreticileri ve süt sektörünün geleceği büyük tehlike altında olacaktır.”