Doğal güzellikleri, kültürel zenginliği ve sakin coğrafyasıyla Burdur, kültürel çalışmaların da zaman zaman yer aldığı bir şehir olarak önem kazanıyor. Dijital dünyanın hayatımıza armağan ettiği sinema ve televizyon, birçok sinema ve TV yapımının sevenleri tarafından kendi şehirlerinde olup olmaması konusunda merak uyandırıyor. Öyle ki zaman zaman Burdurlu oyuncuların olup olmadığı, dizi-filmlerin Burdur'da çekilip çekilmediği bile sıkça arama motorlarının da sıkça sorulan soruları arasında yer alıyor. Öyle ki Burdur'un sinema dünyasındaki varlığını duyunca şaşıracağınız bilgileri de sizin için derledik. Bu bilgilerle birlikte Burdur artık yalnızca bir arka plan değil; kimi zaman hikâyenin merkezine oturan, kimi zamansa atmosferiyle anlatının ruhunu güçlendiren bir öğe olarak karşımıza çıkıyor.
İşte Burdur’da çekilmiş ya da Burdur’dan ilham alan yedi dikkat çekici film:
Burdur, sahip olduğu doğal güzellikler ve otantik köy yaşamıyla Türk sinemasının da ilgisini çeken şehirlerden biri oldu. Bu ilgiyi en iyi yansıtan yapım ise kuşkusuz 1962 yapımı "Yılanların Öcü" filmidir.
Metin Erksan yönetmenliğinde çekilen bu önemli film, Burdur'un Yeşilova ilçesine bağlı Akçaköy'de çekildi. Film, aynı adı taşıyan romanın yazarı Fakir Baykurt’un doğup büyüdüğü köyde hayat buldu. Sosyal gerçekçiliğin önde gelen örneklerinden biri olan “Yılanların Öcü”, yalnızca dönemin toplumsal yapısını değil, Burdur taşrasının da gerçekçi bir portresini sunuyor.
Aynı roman, 1985 yılında bu kez Şerif Gören tarafından ikinci kez sinemaya uyarlandı. Ancak zaman zaman bu iki versiyon karıştırılabiliyor. Oysa sinema tarihimizde ilk ve en özgün olanı, 1962 yılında Burdur’da çekilen versiyon.
Bir başka çekilen film Derviş Zaim’in "Devir" (2012) filmi ise Burdur’un Hasanpaşa köyünde geçen bu yapım, geleneksel bir çoban yarışmasını merkezine alırken, köy yaşamı ile doğanın tehdit altında oluşunu çarpıcı şekilde yansıtıyor. Film, görsel dili ve sade anlatımıyla Burdur’un taşra dokusunu etkileyici biçimde beyaz perdeye taşıyor.
"Locman" (2016) ise Burdur Şeker Fabrikası lojmanları ve tren garında çekilerek şehrin mimari belleğini perdeye yansıtan bir yapım olarak öne çıkıyor. Serdar Gözelekli’nin yönettiği film, Burdur'da geçen sıradan bir ailenin yaşamını konu alırken, kente dair özgün detaylara da yer veriyor.
Yerli komedi sinemasından bir örnek olan "Ne Çıkarsa Bahtına Gari" (2016), Yeşilova ilçesinde çekildi. Burdur şivesiyle konuşan karakterleri, tefeci kovalamacası ve gömü hikayesiyle izleyiciyi güldürürken aynı zamanda yöresel sıcaklığı hissettiriyor.
Daha eski bir yapım olan Halit Refiğ’in "Murat ile Nazlı" (1971) filmi ise, 1971 Burdur Depremi sonrasında yaşanan toplumsal yaraları sinemaya taşıyan önemli yapımlar arasında yer alıyor. Başrollerinde Cüneyt Arkın ve Fatma Girik’in yer aldığı film, gerçek bir felaketin ardından kurulan yeni yaşam alanlarını anlatıyor.
Burdur’un Bucak ilçesinin Uğurlu köyü uluslararası bir yapım olan “Jason ve Argonotlar” (1999) filmine ev sahipliği yaptı. İngiliz yönetmen Nick Willing’in çektiği ve NBC televizyonu için hazırlanan bu yapımda, Burdur’un taşlık doğası mitolojik bir hikâyeye fon oluşturdu.
Bir diğer önemli yapım ise 1993 yılında Zülfü Livaneli'nin yönettiği "Şahmaran" filmi. Türkan Şoray’ın başrolünde yer aldığı bu film, Mersin-Tarsus kökenli meşhur Şahmaran efsanesinden esinlenerek hazırlandı. Filmin bazı sahneleri ise Burdur’daki İnsuyu Mağarası’nda çekildi. Mağaranın mistik atmosferi, filmdeki efsanevi anlatıya görsel bir derinlik kattı.
Bu filmler, Burdur’un sadece tarihi ve doğal mirasıyla değil, aynı zamanda sinemasal estetiğiyle de ne kadar güçlü bir potansiyel taşıdığını gösteriyor. Şehir, önümüzdeki yıllarda daha fazla yapımcının radarına girerse, sinema dünyasında kalıcı bir yer edinmeye aday görünüyor.