‘2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü’ dolayısıyla Yeni Gün okurları için özel bir makale hazırlayan Hidrobiyolog Dr. Erol Kesici’nin görüşleri yine gündem oluşturdu. Dün kutlanan, ‘Sulak Alanlar Günü’nde Burdur Gölü’nü geniş bir şekilde, tüm yönleriyle ele alan, göl’deki su kaybının nedenleri başta olmak üzere Burdur Gölü hakkında çok çarpıcı değerlendirmelerde bulunan Erol Kesici’nin açıklamaları geniş yankı uyandırdı. Gazetemize konuşan Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz de; Erol Kesici’nin Burdur Gölü ile ilgili yazısı ve Burdur Gölü hakkında çeşitli değerlendirmelerde bulundu.

“EROL HOCA’NIN YAZISINDA, SATIR SATIR HER BİRİNİN ALTINA İMZAMI ATARIM”

“Erol Hoca, tarihe not düşülecek bir yazı yazmış, bilimsel içeriğiyle ders alınacak bir yazı” diyen Başkan Ercengiz, “aslında Erol Kesici, her fırsatta vurgulamaya çalıştığımız, söylediğimiz yanlışlıkları uzman bir isim olarak çok doğru bir şekilde ifade ediyor. Asıl mevzu; yanlış tarım ve hayvancılık politikaları. Asıl neden; temel sorun, iklimlendirme, yağış rejiminin değişime uğraması. Göl’ün su varlığını yitirdiği, göl hacminin yarısını kaybettiği bir ortamda, yeterince nemlendirme olmayışının sıkıntılarını yaşıyoruz. Hep söylediğimiz gibi; göl çevresine inşa edilen baraj ve göletler, göl’deki su kaybına neden oldu” diye konuştu.

BAŞKAN ERCENGİZ’DEN BURDUR GÖLÜ DEĞERLENDİRMELERİ

Başkan Ercengiz Yeni Gün’e yaptığı ‘Burdur Gölü’ açıklamasında; “göl, su, sulak alanlar konularında uzman bir isim olan, bilim insanı Erol Kesici’nin görüşlerine, yazısına, satır satır her birinin altına imzamı atıyorum. Erol Hoca’nın yazısı yol gösterici bir çalışma. Burdur’da herkes dikkate almalı. Burdur’da tüm dinamikler, başta iktidar partisi yetkililileri olmak üzere bürokratlar, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları, kısıcası tüm dinamikler, Erol Bey’in tespitlerine, çağrılarına kulak vermeli” ifadelerini kullandı.

“YANLIŞLARDAN VAZGEÇMELİYİZ, DOĞRU KARARLAR ZAMANI”

Burdur Gölü’ndeki kuruma, su kaybı nedenleri hakkında görüşlerini yineleyen Başkan Ercengiz, “artık; yanlışlar net bir şekilde ortaya konmalı. Göl, eriyor! Nedenlerini doğru tespit ederek, yanlışlardan vazgeçme, etkin önlemleri hayata geçirme zamanı. İşte; görüyorsunuz, son yıllarda Burdur’un iklim yapısı değişmeye başladı. Burdur Gölü’ndeki su kaybının etkileri iklim değişikliğinde kendini gösteriyor. Burdur Gölü ve çevresindeki, bu bölgede geri dönülemez hasarlar karşısında, somut, sonuç almaya dönük önlemlerin, kararların tam zamanı, Artık, daha geç kalmayalım. Hep söylüyoruz, göl’ün siyaseti olmaz, olmamalı. Bu göl, hepimizin, Burdur’un ortak değeri, doğal varlığı...” şeklinde konuştu.

“YANLIŞ TARIM ve HAYVANCILIK POLİTİKALARINDAN ACİLEN VAZGEÇİLMELİ”

Burdur Gölü ile ilgili alınabilecek önlemlere ilişkin de konuşan Başkan Ercengiz, yanlış tarım politikaları ve hayvancılık yönteminden mutlaka vazgeçilmesi gerektiğinin altını çiziyor.

“AKILLI TARIM, BİLİMSEL HAYVANCILIK”

“Burdur Gölü’nun kurtuluş reçetesi; akıllı tarım, bilimsel hayvancılık” diyen Ercengiz, büyükbaş hayvancılık politikasından, özellikle de göl ve çevresinde büyükbaş hayvancılığın yeniden gözden geçirilmesi, köklü değişimlere gidilmesi gerektiğini vurguluyor.

İşte; Başkan Ercengiz’in hayvancılık uğraşına yönelik fark oluşturan sözleri;

“KÜÇÜKBAŞ HAYVANCILIĞA YÖNELMELİYİZ, ARAZİ’DE GEZİLEBİLECEK HAYVANCILIK MODELLEMESİ”

“Burdur’da öne çıkan temel geçim kaynağı büyükbaş hayvancılığı, süt inekçiliği’ni yeniden revize etmeliyiz. Sürekli artan girdi fiyatları, bu yem fiyatları ile büyükbaş hayvancılığın sürdürülebilir bir iş olmadığı da ortada. Böyle bir ekonomik gerçeği, fırsata dönüştürmeliyiz. Büyükbaş hayvancılık yerine, ‘Türkmen Yurdu, Yörük Obası, Teke Yöresi’nin merkezi Burdur’da küçükbaş hayvan yetiştiriciliğini güçlendirmeli, yaygınlaştırmalıyız. Küçükbaş hayvancılık daha rantabl bir sektör. Küçük baş hayvanların gezeceği alanları belirleyerek, artırmalıyız. Arazi’de gezilebilecek hayvancılık modellemesine geçmeliyiz. Bu gidişle, girdi maliyetleri büyükbaş hayvancılığı bitirecek. Yurttaşımızın, üre- ticimizin riskini azaltmak, kazancını artır- mak için de küçükbaş hayvancılığa yö- nelmeliyiz. Maalesef; büyükbaş hayvancılık’ta geldiğimiz nokta itibariyle, geleneksel hayvancılık yöntemlerimiz terk edildi, büyükbaş hayvan varlığımızı, adeta endüstriyel yaratıklara dönüştürdük. Böyle bir hayvancılık politikasının geleceği yok. Bu yanlış’tan dönme zamanı... Bölgenin bitki dokusunu yeniden kazandırmalıyız. Bölgenin toprak dokusuna uygun hububat üretimine (arpa buğday) ağırlık vermeli, tohum desteği vermeliyiz.”

TARIMA DAYALI HAYVANCILIK MODELİ

Başkan Ercengiz, tarım ve hayvancılık alanında ortaya koyduğu öneriler, tarıma dayalı hayvancılık modelini öne çıkarıyor. Şu an günümüzde Türkiye’de, bölgemiz ve ilimizde hayvancılığa dayalı tarım yapıldığını belirten Ercengiz, “ bu yanlış ısrardan, uygulamadan vazgeçmeliyiz, tarıma dayalı hayvancılığı geliştirmeliyiz. Yoksa; böyle giderse bu şekilde bir hayvancılığa yetecek ne suyumuz, ne toprak yapımızı bulunmakta!..” uyarısında bulunuyor.

ÇİFTÇİ’YE VERİLEBİLECEK DESTEKLER

Başkan Ercengiz, çiftçilere yapılabilecek destekleri ise şu şekilde sıralıyor:

 “Üretim, önce üretim. Çiftçi, mutlaka ekecek, yetiştirecek. Üretim yaptığı alanı belgelediğinde, mazot’ta vergi indiriminden yararlanmalı. Ürün bedeli belirlenmeli, çiftçi ne kadar para kazanacağını baştan bilmeli. Üretici’ye alım garantisi verilmeli. Bu tarz uygulamaların yaygınlaşması noktasında merkezi Hükümet, yerel yö- netimlere de yetki vermeli, belediyeler çiftçi desteklerinin içinde olmalı.”

Başkan Ercengiz, Burdur Gölü’nden başlayarak, göl’deki su kaybı nedenleri ve yanlış tarım-hayvancılık politikalarına ilişkin eleştirileri ve önerilerinden sonra açıklamasını şu sözlerle tamamladı: “fiziğin temel kuralını unutmayalım. Bileşik kaplar esası teorisine göre, Burdur Gölü’nden eksilen su, mutlaka bir başka yerden de eksilecektir.”