Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz, Burdur Teke Yöresi 8. Tarım, Hayvancılık, Tarım Teknolojileri ve Yem Fuarı açılış töreninde konuşma yaptı. Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz şunları söyledi; “Tarımın her alanında sorunlar, sıkıntılar var” “Dünya’da ve ülkemizde yapılan tarım ve hayvancılık fuarları; tarım ve hayvancılık alanında yeni gelişmeleri üreticimize sunarak teknoloji üretenler ile kullananlar arasında bir köprü̈ görevi görmektedir. Bu amaç doğrultusunda Burdur Belediyesi’nin destek ve katkılarıyla yapılan Teke Yöresi 8. Tarım Hayvancılık, Tarım Teknolojileri ve Yem Fuarı; bölgenin tarım, hayvancılık ve hayvansal ürün sektörünün gelişmesi ve verimliliğinin artırılması yolunda gerekli olan bilgi ve teknolojilerin üretici ile buluşmasına aracılık etmektedir. Yeni bir yıla gireli 4 ay oldu. 2023 sıradan bir yıl değil. Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde milli mücadelenin zafere ulaşması ile ilan edilen Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılı. Henüz Cumhuriyet İlan edilmeden İzmir’de yapılan İktisat Kongresi ile çizilen yol haritası doğrultusunda ekonomide özellikle tarımda büyük başarılar elde edildi. Yüz yıl sonra geldiğimiz noktada birçok alanda olduğu gibi tarım ve gıda konusunda da Türkiye’nin çözüm bekleyen çok önemli sorunları var. Bu yıl yapılacak genel seçim sorunların çözümü ve ülkenin ikinci yüzyıldaki yol haritası ve hedeflerinin belirlenerek uygulanması açısından büyük öneme sahip. 12 yıl önce yine bir seçim öncesinde iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi, pek çok alanda olduğu gibi tarım konusunda da 2023 hedeflerini belirledi. Geldik 2023’e. Hedeflerin açıklanmasından bu yana 12 yıl geçti. Tek bir tanesi bile gerçekleştirilemedi. Hepsinin gerisinde kalındı. Tarımda 150 milyar dolarlık üretim hedeflenirken son 5 yılda dolar bazında bırakın artışı gerileme oldu. Zaman zaman İlçe ziyaretleri ve köy ziyaretleri gerçekleştiriyoruz. “Artık bu ülkede hayvancılık yapmak çok zor. Yeme para yetiştiremiyoruz. Ürettiğim yemi satsam para kazanabilirim. Ama yemi ineğe yedirip süt alınca sütten zarar ediyorum.” Sadece süt hayvancılığında değil besicilik yapanlar da aynı şikâyeti dile getiriyor. Üretici “zarar ediyorum” diye hayvancılığı bırakıyor. Tüketici, “et, süt, peynir alamıyorum” diye şikayet ediyor. Şunu söyleyebilirim ki tarımın her alanında sorunlar, sıkıntılar var. "En zor durumda olanlar hayvancılık yapanlar" Bu dönemde en zor durumda olanlar, hayvancılık yapanlar. Üreticilerin ineklerini kesip sektörden çekilmesi nedeniyle çiğ süt üretimi azalıyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun Eylül 2022 verilerine göre, ticari işletmeler tarafından satın alınan inek sütü miktarı bir önceki aya göre yüzde 4,4 azaldı. 2020 yılında Eylül’de ticari işletmelere giden süt miktarı 773 bin ton, 2021’de 785 bin ton ve 2022 Eylül ayında 750 bin ton. Yılbaşından bu yana inek peyniri üretimi yüzde 5,1 azaldı. Türkiye İstatistik Kurumu, Eylül ayı tarımsal girdi fiyatlarındaki artış oranlarını açıkladı. Son bir yılda gübredeki fiyat artışı yüzde 226,63 olurken, enerji ve yağlarda(mazot) fiyat artışı yüzde 193,88, hayvan yemindeki artış yüzde 145,46 oldu. Yıllık bazda çiftlik binaları ikamet amaçlı olmayanlar yani hayvancılık için kullanılanlar yüzde 118,54 artarken, tarımsal ilaçlardaki fiyat artışı yüzde 110,51 ve tohum ve dikim materyalindeki artış yüzde 98,99 oldu. Et ve Süt Kurumu, Ramazan öncesi ithal karkas et ve ithal kesimlik dana ile kırmızı et piyasasına müdahale etti. Büyük bir karmaşa yaşanan et piyasası bu müdahale ile daha da karmaşık hale geldi. Sadece Et ve Süt Kurumu’nun müdahalesi ile piyasada 3-4 farklı fiyat ortaya çıktı. Kuruluş amacı üreticiyi desteklemek olan Et ve Süt Kurumu, ithalat yaparak piyasaya müdahale etmesiyle bir kez daha üreticiye zarar veriyor. Türkiye hayvancılıkta çok daha kötü bir noktaya geldi. İthalat çözüm değil diyenler de ithalatla piyasaya müdahale ederek halka ucuz et yedireceklerini söylemeye devam ediyor. Özetle, yaklaşık 15 yıldır hayvancılıkta ithalat politikası uygulayanlar bugün artan et fiyatını yine ithalatla düşürmeye çalışıyor. Yaptıkları ithalatla birileri zengin olurken üretici sektörün dışına itiliyor. Çözüm ithalatta değil, üretimde. Yerli kaynakların en verimli şekilde değerlendirilmesinde. Bunun için üretime ve üretim teknolojilerine daha çok yatırım, Çiftçiyi, üreticiyi ve hayvancılıkla uğraşan üreticinin hem ürettiğine hem de üretmek üzere kullandığı malzemeye daha çok destek verilmesi gerektiğine inanıyoruz. Aksi takdirde üretiminden uzaklaşılması durumunda üretimin durma noktasında ithalata bağımlı olacağımız gün gibi aşikârdır. “Teke Yöresi 8. Tarım Hayvancılık, Tarım Teknolojileri ve Yem Fuarı” özellikle Bölgemizin hayvancılık ve tarım teknolojilerinin ele alınması, tanıtımı, ticari ilişkilerin kurulması ve buna bağlı olarak pazar payının artırılması yönünden son derece faydalı olacaktır. Fuarın, sektörde aranan ve beklenen bir organizasyon olması temennisiyle fuarın başarılı geçmesini diliyorum.” YENİ GÜN MEDYA