Geçtiğimiz günlerde belediye başkanlığında iki dönemde sekizinci görev yıl dönümünü geride bırakan Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz, gazetemize konuştu. 2014 (30 Mart 2014) yerel seçimleri ve 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde Burdur Belediye Başkanlığına seçilen, iki dönemdir bu görevini sürdüren Başkan Ercengiz, 2019 senesindeki mahalli seçimlerin ardından geçen üç yıllık süreci Yeni Gün’e verdiği özel mülâkatta değerlendirdi.

Muhabirimiz Muhammet Fatih Başcı’nın gerçekleştirdiği söyleşide; Başkan Ercengiz, son üç yılın gerek dünya gerek ülkemiz, bölgemiz ve şehrimiz açısından çok zor bir dönem olduğunu hatırlattı. Özellikle pandemi süreci ile birlikte korona salgınının küresel bir boyut kazandığını, sonrasında da ekonomik zorlukların ise, ekonomi’nin bütün dünyada, Türkiye’de ve ilimizde halen kötü bir dönemden geçmekte olduğunu anımsattı. Ekonomi ile kaygıların, ekonomik sıkıntıların Türkiye’de pandemi sürecinden önce başladığını dile getiren Ercengiz, “Türkiye 2018 yılındaki kur artışlarından bu yana ekonomi anlamında çok ciddi bir darboğazın, kısırdöngünün içinde... 2019 yerel seçimlerinde sahada, seçim kampanyamızda da halkın ne kadar sıkıntılı olduğunu, ekonomik şartların insanları zorladığını görüyorduk. Bunun üstüne salgın tehdidi geldi. Kısıtlamalar, kapanmalar derken şimdi de normalleşme döneminde bu kez dünyada çöken tedarik zinciri, artan gıda fiyatları, yükselen enerji fiyatları, Türkiye’de zaten kötü olan ekonomiyi iyice içinden çıkılmaz bir hale dönüştürdü. Faiz, kur derken, döviz artışları sonrası yüksek enflasyon sarmalı içindeyiz. Son üç yıla pandemi ve ekonomi damgasını vurdu. Ekonomi’nin olumsuz etkileri sürmekte...” sözleriyle üç yıldaki genel konjonktürü, manzarayı özetliyor.

İşte, Başkan Ercengiz’in açıklamaları;

“Pandemi sürecini hep birlikte aştık”

“Türkiye 2018 yılından itibaren ekonomik anlamda zorlu bir sürece girdi. Tüm dünyada olduğu gibi pandemi ülkemizde de hem ekonomik anlamda hem de sosyal yaşam anlamında bizleri çok zorladı.  Ama; Burdur Belediyesi olarak biz pandemiden öyle tahmin ediyorum ki, biz vatandaşın gözünden olumlu, geçer not alarak çıktık. Hatta yanılmıyorsam o günlerde tüm Türkiye genelinde yapılan bir anket çalışmasında il belediyeleri içerisinde ilk 5’te yer alan belediyelerden birisiydik. Neden mi oralardaydık? İlk maskeyi üreten belediyelerden birisiydik. Yurttaşımızın gıda ihtiyacının karşılanması için ilk hamleyi yapan belediyelerden biriydik. Toplu yaşam alanlarının, toplu taşıma araçlarının dezenfeksiyonunu, ticari taşıtların, kamusal alanların, kamu binalarının dezenfeksiyonunu hatta hastalık geçirmiş iyileşmiş yurttaşlarımızın evlerinin dezenfeksiyonuna varıncaya kadar birçok şeyde öncülük yaptık. Bu anlamda Burdur Belediyesi pandemi sürecinde çok verimli çalışan belediyelerden birisiydi. Pandemi, bizim de önceliklerimizi değiştirdi. Yani; ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın’ felsefesiyle biz bütün projeleri bir kenara bırakıp yurttaşımızın bu pandemiden bu zorlu süreçten en az zararla çıkması için  kaynaklarımızı harcadık. İşini aşını kaybetmiş, gündelik işte çalışan küçük esnaf, odalarla yaptığımız çalışmalar neticesinde esnaflarımıza gıda kolisi, yakacak yardımı, birçok şeyi de planlayarak gittik yaptık. Şükürler olsun o zorlu süreci hep birlikte aştık.

“Gelirlerimize baktığımızda enflasyonun gerisinde kaldık”

Biz biliyorsunuz bir sonraki yılın bütçesini bir önceki yılın ekim, kasım aylarında toparlıyoruz ve meclisin onayına sunuyoruz. Geçtiğimiz günlerde bütçe ile ilgili revizyon yaptık. Ödenek aktarması ve ödenek artırılması yoluna gittik. Neden gittik? Çünkü; Burdur Belediyesi’ne hizmet eden müteahhitler, iş yapan, hizmet sunucuları enflasyon farkını talep ettiler. Dövizdeki artış, atık su arıtma projemizin de bir kısmı döviz ile yapıldığı için dövizin kur artışına bağlı olarak önemli oranda fiyat artışları olarak karşımıza çıktı. Elbette; bu bizi zorluyor. Çünkü; Burdur Belediyesi’nin gelirleri, merkezi bütçe artı içme suyu tüketimi, reklâm, ilan ve emlak vergileri şeklinde, işgaliyeler, kiralar şeklinde alınıyor. Tüm bunları toparladığımızda enflasyon gerisinde kaldık. Bunun için de; yurttaşımızın bu zor günlerinde kaynakları daha etkin kullanma adına birtakım kararlar aldık. Vatandaşlarımız için temel görevlerimizi yapmaya devam edeceğiz. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Ama bazı projeleri de daha ayağı yere basar şekilde hayata geçireceğiz.

“Dezavantajlı gruplar, kadınlar, çocuklar, bizim için çok kıymetli”

Biz 8 yıldır, başladığımız günden itibaren zaten dezavantajlı grupları, avantajlı hale getirmek için elimizden geleni bugüne kadar yaptığımızı düşünüyorum. Yeterli mi? Hayır değil. Daha fazlası olmalı. Burası, ‘yaşlı dostu bir kent, burası kadın dostu bir kent, çocuk dostu bir kent...’  Kısacası; insanların güvenle yaşadığı bir şehir. Şehri daha çok aydınlatıyoruz ki; özellikle şu Ramazan günlerinde görüyorsunuz, sokaklar cıvıl cıvıl, gecenin saat 1’ine 2’sine kadar gençlerimiz sokakta, çocuklarımız sokakta, kızlarımız kadınlarımız, annelerimiz bacılarımız hepsi rahatlıkla sokakta. Tabii dezavantajlı gruplar denince örneğin engelli kardeşlerimizin sadece kendilerini değil aileleri de bu yaşamın içerisinde dezavantajlı hale getiriyor. Çünkü; onların, onlarsız yaşama şansı yok. Bunun içinde bir gönüllü bağışçımızın katkılarıyla engelsiz kardeşlerimizin gün içerisinde vakit geçirebileceği, ailelerinin de günlük olağan işlerini sosyal hayat içerisinde yapması gerekenleri yapabileceği bir zaman dilimi oluşturmak adına Engelli Gündüz Bakımevi’nin inşasına başladık. Şu anda temel atıldı, inşallah bu yıl bitmeden de açılışını yapacağız. 2022 yılında bir engelsiz bakımevi ve çalışmak iste- yen ailelerin çocuklarına bakılacak iki kreşi de Burdur’umuza, Burdur Belediyesi olarak kazandırıyoruz. Dezavantajlı gruplar, kadınlar, çocuklar, bizim için çok kıymetli...

“İleri Arıtma Tesisimiz bitiyor, bir diğer amacımız, Burdur halkını orta vadede nitelikli içme suyunu içebilir hale getirmek”

İçme suyu artıma tesisimiz normal koşullarda betonarmesi bitti, mekanik aksamında da hızla devam edilmesini beklerken ödenek yetersizliklerinden henüz tamamlanamadı. Ama, takip ediyoruz, bitmesini bekliyoruz. Atık su arıtma tesisimiz ise, yani halkımızı o kötü kokusuyla rahatsız eden o eski sistem inşallah 1 Haziran’dan itibaren devre dışı kalacak ve Burdur Belediyesi yeni arıtma sistemi Burdur’umuza kokusuz, Burdur Gölü’ne tertemiz su deşarj eden bir hale dönecek. İçme suyunda geçtiğimiz yıl taban suyunda, yani dip suyunda, yer altı sularındaki çekilmeye bağlı olarak neredeyse bir kriz yaşamak üzereydik. Çok çaba sarf ettik, vatandaşımıza hissettirmemek, susuz bırakmamak için bölgede yeni 15 sondaj açtık. Bunların yarısından fazlası boş çıktı. Su neredeyse 200 metrelere kaçtı. Bu bölgedeki sulu tarımın artmasına bağlı olarak ve yağış rejiminin azalmasına bağlı olarak da hızlandı süreç. Yani yeraltı sularının azalması hızlandı. Bu yıl yeni birkaç sondaj ile destekleyeceğiz. Bu arada yıllar önce başlanılmış, Burdur’un su sertliğini yumuşatmak, daha yumuşak bir su içirebilmek için Senir-Kurtköy mevkiinden gelen su hattımızın yenilenmesi için İLBANK ile bir projeye imza attık. Bu projenin şu anda proje yapım işleri bitti. İmalat aşamasında neler yapılması gerekiyor, bunlar tartışılıyor. Bunlarda yapılırsa bir göl geçişi, içinden değil, ama gölün çekilen alanından boruları geçirerek Burdur halkımıza, Burdur Gölü’nden eskiden gelen ama şimdi kullanılamayan suyu yeniden kazandırmayı planlıyoruz. Amacımız, Burdur halkını orta vadede nitelikli içme suyunu içebilir hale getirmek.

“19 Mayıs’ı Cumhuriyet Meydanı’nda kutlamak istiyoruz”

Meydan çalışmalarımız hızla ilerliyor.  İnşallah, kısmet olursa 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımızı meydanda kutlamak istiyoruz. Cumhuriyet Meydanı’nda çalışmalarımız bu yönde. Birçok zorluğa rağmen, güçlüğe rağmen biz bunu başardık, başaracağız. Çünkü; Burdur halkının istediği yeni bir kent meydanını Burdur’umuza kazandırıyoruz...

“Köprübaşı, ikinci meydan kimliği kazanacak”

Bir kent meydanının yanı sıra  ikinci bir kent meydanını da tasarladık. Olası bir sıkıntı durumunda hem şehir içi günlük yaşamı aksatmamak adına şimdi Köprübaşı’ndaki anıtımızı yeniledik. Oradaki anıtımızı da başka bir alana aktardık. Güzel bir sivil Atatürk anıtını, Köprübaşı’na koyduk. Köprübaşının da artık isminin de değişip, güncellenmesi gerektiğini düşünüyorum.

Çünkü; Köprübaşı’nın esprisi kalmadı, yıllar önceki Köprübaşı mantığından uzaklaştı. Şu anda başı mı? Sonu mu? Artık köprünün belli değil. Baktığımız zaman ortada bir köprü yok zaten, bir köprü kalmadı. Onun için orayı Millî Mücadele’ye yakışan, çocuklarımızın hiç aklından çıkarmaması gereken bir isimle anılmak üzere, o anıtın da orada yaşamasını istiyorum. İnşallah önümüzdeki günlerde de meclise bunu getireceğim.

“Kavganın tarafı değil, Burdur’a yapılacak her türlü katkının tarafıyız”

Görev süremizde 8. yılımız. Vatandaşımız 2014 yılında belki bir yeniliğe oy verdi, bir değişime oy verdi. 2019 yılında ise, bu değişimin doğru olduğuna karar verdi. Biz geride kalan 8 yıl içerisinde memleketin bize emanet ettiği ne varsa hepsine sahip çıkmak için olağanüstü çaba ve gayret gösterdik. Siyaset kurumunun, siyasetçilerin bu kente yapacakları en güzel şey; bu kentin huzurunu bozmamaktır. Burada, ben bir belediye başkanı olarak hiçbir zaman huzuru bozan taraf olmamaya gayret ediyorum. Vatandaş bizden hizmet bekliyor. Ülkenin içinde bulunduğu bu zor şartlarda insanımızın ekonomik olarak zorlandığı şu günlerde vatandaşımızın siyasetçi kavgasını hiç duymak istemediğini açıkça ifade ediyorum. Vatandaş, artık siyasetçinin kavgasından bıktı. Vatandaş sorunlarına çözüm bekliyor, evde çocuğuna mama bekliyor. Yaşlı annesinin bakımı için daha fazla katkı bekliyor. Ya da işsiz çocuğunun iş bula- bilmesini bekliyor, üniversitedeki öğrencisine daha fazla burs katkısı bekliyor. Yerel yönetim olarak biz üzerimize düşeni yapmaya çalışıyoruz. Kavganın tarafı değil, Burdur’a yapılacak her türlü katkının tarafıyız.”

MUHAMMET FATİH BAŞCI