Son yıllarda kuruma tehlikesiyle sıkça gündeme gelen Burdur Gölü, geride bıraktığımız hafta yine medyanın gündemindeydi... Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz’in, Burdur Gölü hakkında yaptığı açıklamalar, TV kanalları başta olmak üzere, internet siteleri ve yaygın gazetelerde geniş yer buldu. Başkan Ercengiz’in gazeteci Mesut Madan’a yaptığı açıklamalar, "Göl’ün kuruyup gittiğine seyirci kalmayalım" çağrısı, dikkatlerin bir kez daha Burdur Gölü’ne çevrilmesine neden oldu. Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz son yıllarda hızlı bir şekilde çekilen Burdur Gölü ile ilgili olarak "bu gölün kuruyup gittiğine seyirci kalmak bize ileride vicdan azabı olarak geri dönmesin istiyoruz. Mücadelemizi yapalım. Kurtarmak için elimizden geleni yapalım, çünkü; bu göl bize emanet" dedi. Göl’deki çekilmenin üzüntü verici olduğunu kaydeden Ercengiz "Burdur Gölü Burdur'un en temel değerlerinden birisi. 2014'te göreve geldiğimiz günden beri Burdur Gölü'nün çığlığını duyurmaya çalışıyoruz. Çünkü biz çocukluğumuzdan beri Burdur Gölü'nün ne durumda olduğunu en iyi bilenlerdeniz. Son birkaç yıldır Burdur Gölü'ndeki çekilme iyice hızlandı. Geçtiğimiz günlerde bilim adamlarının yaptıkları açıklamalarda bizim söylediklerimizi doğrular nitelikte. Gölü besleyen su kaynaklarının önlerinin kapatılmış olması ve bugün Burdur Gölü'ne yüzeysel su kaynaklarının hiç birisinin ulaşmamış olması, aynı zamanda göl havzasında yapılan kontrolsüz sondajlar, göl tabanından çekilen su, bölgemizin büyükbaş hayvancılığa yönelmesi neticesinde yem bitkisinin daha çok ekilmesi ve bu nedenle de göl tabanından çekilen suyun hacmen gölü azaltmasına bağlıyor bilim adamları. Biz bunu zaten en  başından beri söylüyorduk" diye konuştu. "Göl’le ilgili mutlaka bir çalışma yapılması gerekiyor, çünkü; göl’ün çekilmesinin neticelerini de doğru değerlendirmek gerekiyor" diyen Ercengiz, "Göl çekilmesi halinde ne olacak ? Bilim adamları bununla da ilgili bir takım öngörüleri ortaya koyuyor. Bunların en başında solunum yolu hastalıklarının ve kanser hastalıklarının başlangıcı olabileceğine dair bir takım somut sonuçlara dikkat çekiyorlar. Bunu da ciddiye almak zorundayız" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın  18 Şubat 2019'da Burdur ziyaretinde Burdur Gölü'nün durumu ve su kaynağı ile ilgili Burdur halkının talebinin kendisine iletildiğini aktaran Ercengiz "Cumhurbaşkanımız da  Burdur Gölü'nü besleyecek bir kaynakla ilgili çalışmanın yapılacağını hatta Büyük Menderes'in kollarından bir tanesinin Burdur Gölü'ne aktarılabileceğini ifade etmişti. Biz de umutlanmıştık. Bu konuda Orman Bakanlığımızın bir çalışam yaparak Burdur Gölü'ne taze su kaynağı getireceğini umut etmiştik. İnşallah Cumhurbaşkanımızın bu sözü havada kalmaz ve Burdur Gölü ve Burdur halkına verilen bu söz yerine getirilerek en azından şu anki mevcut hacminin korunması için taze su kaynağı Burdur Gölü'ne getirilir diye umut ediyoruz" diye konuştu. Göl’ün kuruyan alanlarında oluşan toz bulutlarının çeşitli hastalıklara yol açacağını anlatan Başkan Ercengiz şunları söyledi: "Her şeyden önce solunum yolu hastalıklarına bir altlık oluşturabilir. Çünkü sonuç itibariyle tozun havada serbest halde bulunmuş olması vatandaşımızın solunum yoluyla bu tozlaşmayı içine çekmiş olması bir takım solunum yolu hastalıklarının başlangıcı ve nedeni  olabilir. Bu konuda zaten bilim adamlarının uyarısı var. Önlem alınmalı. Çekilen alanlarla da ilgili mutlaka bir strateji belirlenmeli. Gerek lavanta gerekse kolay üreyebilen ve su çekmeyen bitkilerle bu alanların tozlaşmasının önüne geçilebilmesi için bir çalışma yapılmalı diye düşünüyorum. Bununla da ilgili bazı taleplerimiz oldu. Eğer; bunlarda sağlanabilirse hem eskiden güller, göller diyarı olarak anılan Burdur son günlerde isminin lavanta ile anılması hasebiyle bu alanlarda lavanta ekimi yapılarak lavanta ile bezendirilmesi sağlanabilir. Gölümüzün kurumasını istemiyoruz. Göller Yöresi çok önemli bir tehlikeyi üzerinde barındırıyor. Geçtiğimiz günlerde bir bilim adamının yaptığı açıklamayı korkuyla okudum. Burdur Gölü için tehlike çanlarının çoktan çaldığını hemen yakınımızda bulunan Eğirdir Gölü'nün ve önümüzdeki süreçte Salda Gölü'nün de korunması gerektiğine dair önemli saptamaları var. Ben önemsenmesini istiyorum. Çünkü biz her defasında şunu söyledik. Burdur Göü bize miras değil emanet. Bizden sonraki nesillere, kuşaklara, çocuklarımıza bu gölü mutlaka ulaştırmak zorundayız. Üzerimizdeki sorumluluk gayri siyasi bir anlayışla  hangi siyasi görüşten olursa olsun Burdurlu kimliği ile bu göle sahip çıkmamız gerekiyor." Göl’de Su Sporları Burdur Gölü'nde Belediye olarak iki yıl su sporları festivali yaptıklarını aktaran Ercengiz; "İçinde bulunduğumuz alanda su jetleri vardı. İki yıl üst üste burda göl festivalini yaptık. Fakat; göl bizden hızla uzaklaştıkça vatandaşımız da gölden uzaklaşıyor. Aslında göl’le vatandaşımızı barıştırmak için yaptığımız bu festivaller, ‘Göle Yas Belgeseli’ önemli çalışmalardı. Bakın durgun bir su. Kürek, Kano, Yelken sporunun, geçmiş tarihte de bunun örnekleri var yapılabildiği bir göl’dü. Gençlerimize su sporlarının sevdirilebileceği çok güzel bir göl varken, maalesef biz şu anda bu imkandan da yararlanamıyoruz. Gölümüzün mutlaka korunması, kurtarılması ve gölün yaşaması için mücadele etmek zorundayız, kaldı ki göl sadece insanlara hizmet eden bir alan da değil. Birçok yaban hayatına, su kuşuna ev sahipliği yapan bunun yanısıra endemik bitki ve hayvan türlerine bir hayat alanı yaratan önemli bir göl burası. Sadece bu göl’ün kuruyup gittiğine seyirci kalmak, bize ileride vicdan azabı olarak geri dönmesin istiyoruz. Mücadelemizi yapalım. Kurtarmak için elimizden geleni yapalı, çünkü; bu göl bize emanet" şeklinde konuştu.