İSTANBUL (AA) - YEŞİM YÜKSEL - Antarktika'da komşu iki buzuldan birinin akışı hızlanırken diğerinin yavaşladığını tespit eden bilim insanları, bunun nedenini, akışı hızlanan buzulun komşusundan "buz çalması" olarak açıkladı.
Avrupa Birliğine (AB) bağlı Copernicus İklim Değişikliği Servisi verilerine göre, dünya genelinde ortalama deniz seviyesi 1993'ten bu yana yılda ortalama 3,4 milimetre, son 30 yılda ise toplam 10,3 santimetre yükseldi. Küresel ortalama deniz seviyesindeki yükselişin yıllık ortalaması 1993-2003 döneminde 2,1 milimetreyken 2013-2023 döneminde 4,3 milimetreye ulaştı.
Dünya genelinde ortalama deniz seviyesindeki artışın yüzde 30'unun okyanus suyunun genleşmesinden, kalan kısmının ise büyük oranda buzulların ve kutuplardaki buzul tabakalarının erimesinden kaynaklandığı değerlendiriliyor.
Buz akıntısı ya da buz akışı, büyük buz kütlelerinin hareket etmesi şeklinde tanımlanıyor. Buzun alt kısmında yerin sıcaklığına bağlı olarak meydana gelen erime veya yumuşama, buz tabanında kaymaya neden olarak akışı kolaylaştırabiliyor.
İngiltere'de Leeds Üniversitesi tarafından yapılan çalışmada, Batı Antarktika'daki 7 buz akıntısının hızlandığı tespit edildi. Buz akıntısı hızında meydana gelen değişimleri ölçmek için uydu verilerinden yararlanan araştırmacılar, buz akıntılarının, buzulların ve buz sahanlıklarının yüzmeye başladığı nokta olan topraklama çizgisinde, 2005'ten bu yana yüzde 51 hızlandığını ortaya çıkardı.
Ancak yedi akıntının hızı artarken Kohler West Buzulu'ndaki buz akışında yüzde 10 yavaşlama olduğu fark edildi. Bununla birlikte en çok hızlanmanın, Kohler West'in komşusu olan Kohler East ve Smith West Buzulu'nda meydana geldiği saptandı.
Çalışmanın başyazarı Dr. Heather Selley, "Kohler West Buzulu'nda gözlemlenen yavaşlamanın, buz akışının, komşusu Kohler East'e doğru yeniden yönlendirilmesi nedeniyle olduğunu düşünüyoruz. Bu, muhtemelen Kohler West'in yüzey eğimindeki büyük değişiklikten kaynaklanmaktadır. Kohler East, buz akışı ilerledikçe ve daha hızlı akıp inceldikçe Kohler West'ten buz emiyor veya bir başka ifadeyle buz çalıyor." dedi.
Selley, buz akışının bir buzuldan diğerine yönlendirildiği ve akışı hızlanan buzulun yavaşlayan komşusundan "buz çaldığı" durumu, bir nevi "buz korsanlığı" olarak nitelendirdi.
Buz akıntılarının kısa sürede birbirlerinden "buz çalabildiğinin" bilinmediğini, bunun büyük bir buluş olduğunu belirten Selley, "Bu, benzeri görülmemiş bir şey çünkü bunu uydu verilerinden görüyoruz ve 18 yıldan kısa bir sürede gerçekleşiyor. Oysa her zaman bunun uzun ve yavaş bir süreç olduğunu düşünmüştük." diye konuştu.
- "İklim değişikliği kilit rol oynuyor"
Buz akıntılarında meydana gelen değişimlere ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtlayan TerrArctic Mega Grand Projesi Bilimsel Direktörü ve Araştırma Lideri, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan İnce de söz konusu çalışmanın, buz akış yönünde gözlemlenen hızlı değişimlerin, geleneksel olarak uzun jeolojik süreçlerde meydana geldiği düşünülen olayların daha kısa sürelerde gerçekleşebileceğini ortaya koyduğunu söyledi.
Buzul dinamiklerinin yüksek çözünürlüklü uydu gözlemleri ile izlenmesinin çevresel değişikliklerin hızlı şekilde tespit edilmesi açısından önem taşıdığını ifade eden İnce, Avrupa Uzay Ajansı'nın (ESA) CryoSat uydusu gibi gelişmiş uzaktan algılama teknolojilerinin buz kalınlığı ve akış hızındaki değişikliklerin detaylı şekilde analiz edilmesine olanak tanıdığını ve bu verilerin buzulların yüzey eğimi ve akış yönündeki değişiklikleri güvenilir şekilde ölçmek için önemli bir araç olduğunu kaydetti.
İklim değişikliğinin, buzulların hızlanması ve yavaşlamasında kilit rol oynadığına işaret eden İnce, "Antarktika'daki bazı buzulların daha hızlı okyanusa akması, buzul incelmesine ve deniz seviyesinin yükselmesine neden olmaktadır. Kohler East'in hızlanması ve Kohler West'in yavaşlaması, buz tabakasının dengesizliğinin bir göstergesidir ki, bu durum okyanus ısınmasının ve buzulların erimesinin birbirine bağlı olduğunu vurgulamaktadır." ifadelerini kullandı.
Kohler West Buzulu'nun yavaşlamasına karşılık Kohler East Buzulu'nun hızlanmasıyla ortaya çıkan "buz korsanlığı" kavramının, buzul dinamiklerinin düşünüldüğünden çok daha hızlı değişebileceğinin bir göstergesi olduğunu anlatan İnce, Kohler West Buzulu'nun yüzey eğimindeki değişimin, komşu buzulun hızlanmasına yol açarak buz kaybına neden olduğunu aktardı.
- Çalışmaların sürdürülmesi iklim stratejisi için önemli
Çalışmada bahsedilen topraklama çizgisindeki kaymaların buz akış hızlarındaki farklılıkların temel nedenlerinden biri olduğu bilgisini veren İnce, şöyle devam etti:
"Permafrost erimesi ve yüzey eğimindeki değişiklikler, buz tabakası dengesizliklerine yol açmakta ve akış hızlarını doğrudan etkilemektedir. Antarktika'daki buz korsanlığı olgusu, iklim değişikliği kaynaklı buzul hareketlerinin daha hızlı gerçekleşebileceğini ortaya koymaktadır. Bu tür gözlemler, küresel deniz seviyesinin yükselmesine yönelik projeksiyonların daha doğru yapılabilmesi için temel teşkil etmektedir. İklim krizinin artan etkileriyle, buzul akış modellerini sürekli güncellemek, risk değerlendirmelerini doğru yapmak ve uzun vadeli stratejiler geliştirmek büyük önem arz etmektedir. Gelecekte bu tür çalışmaların hem Kuzey Kutup Bölgesi'nde hem de Güney Kutup Bölgesi'nde devam ettirilmesi, iklim değişikliğine yönelik daha sağlam müdahale stratejileri geliştirilmesine katkı sağlayacaktır."
Buz korsanlığı gibi iklim değişikliğine bağlı olguların önüne geçmek için bütüncül ve disiplinler arası bir yaklaşım benimsenmesi gerektiği değerlendirmesinde bulunan İnce, bu kapsamda bilimsel izleme sistemlerinin güçlendirilmesi, iklim modellerinin güncellenmesi, küresel karbon emisyonlarının azaltılması ve kutup bölgelerine yönelik araştırma projelerinin desteklenmesi gerektiğinin altını çizdi.