Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 98’nci yıl dönümünü kutlamaya hazırlandığımız şu günlerde, Milli Mücadele’nin efsanevi isimlerinden Milli Şair Mehmet Akif Ersoy’un adını taşıyan Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi, yine farklı bir organizasyona imza atıyor.

Hatırlanacağı gibi;  bu yılki İstiklal Marşı’mızın 100. Yıl etkinliklere sadece 12 Mart tarihi ile sınırlı kalmamış, etkinlikler yıl geneline yayılmıştı...

İşte; MAKÜ uluslararası nitelikte., geniş içerikli Akif Sempozyumu düzenliyor.

Burdur’da 27-31 Ekim tarihlerinde gerçekleştirilecek olan ‘İstiklal Marşı’nın Kabulünün 100. yılı temalı 3. Uluslararası Mehmet Akif Ersoy Sempozyumu’nun tanıtım toplantısı yapıldı.

Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Rektörü Adem Korkmaz, sempozyumun Türkiye dahil olmak üzere 25 farklı ülkeden yaklaşık 155 akademisyenin katılımıyla gerçekleşeceğini ve sempozyumun açılış konferansını Prof. Dr. Numan Kurtulmuş’un yapacağını söyledi.

Rektör Korkmaz, tanıtım toplantısında Üniversite hakkında bilgiler verirken yapılan ve yapılacak olan projelerden de bahsetti.

“Bu sene bu sempozyumun uluslararası niteliğini belirgin bir şekilde hissedilecek düzeye çıkarttık”

Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Rektörü Adem Korkmaz; “En son 9 Mart’ta İstiklal Marşı’nın kabulünün 100. Yılı’nda yapacağı çalışmalar konusunda bir araya gelmiştik. O konuda yaptığımız ve yapacağımız çalışmalarla bir bilgilendirme toplantısı yapmıştık. O günde 29 Ekim haftasında Uluslararası bir sempozyum yapacağımızı söylemiştik. O arada da çok farklı faaliyetlerde bulunacağımızı söylemiştik. Yaptığımız çalışmalar ve bu hafta içinde perşembe günü itibariyle başlayacak ve hafta sonuna kadar devam edecek, Türkiye dahil 25 farklı ülkeden yaklaşık 155 akademisyenin daha çok İstiklal Marşı ve bağımsızlık savaşı üzerine tebliğler sunacağı ‘3. Uluslararası Mehmet Akif Sempozyumu’nu gerçekleştireceğiz. Birincisini 2016 yılında üniversitemizde gerçekleştirmiştik. İkincisini 2017 yılında Arnavutluk’ta Tiran üniversitesi ile uluslararası nitelikte gerçekleştirmiştik. Üçüncüsü de geçen sene yapılacaktı ancak pandemi sebebiyle yaklaşık 1.5-2 yıl ertelemiş olduk ama bu hafta gerçekleştirilecek. Bu sene bu sempozyumun uluslararası niteliğini belirgin bir şekilde hissedilecek düzeye çıkarttık. Dünyanın 4 bir tarafından katılımcılar ‘Mehmet Akif, İstiklal Marşı ve Bağımsızlık Savaşı’ konusunda güçlü, ciddi bildiriler sunacak. Perşembe günü sabah saatlerinde açılışımız var. Açılış konferansını Prof. Dr. Numan Kurtulmuş bey verecek. O gün başlayacak bildirilerimiz Perşembe ve Cuma günü deva edecek. Cumartesi günü de kapanış ile beraber nihayete erecek.” dedi.

Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Rektörü Adem Korkmaz, üniversite hakkında bilgiler verdi.

“31 bin 948 toplam öğrenci sayısına ulaştık. Bu öğrencilerimizin 1145’i yabancı uyruklu”

Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Rektörü Adem Korkmaz; “Geçtiğimiz hafta 2. Ek yerleştirmeler gerçekleşti. 2. Ek yerleştirmelerde özellikle taban puanlarının 10 puan aşağıya düşürülmesiyle Meslek Yüksekokullarımız %96, %97, %98 gibi çok yüksek bir doluluk düzeyine ulaştı. Fakültelerimizde arzu ettiğimiz iyileşme gerçekleşmedi. Özellikle iktisat, mühendislik ve fen edebiyatın bazı programları Türkiye’nin hemen hemen her yerinde böyle daha düşük bir doluluğumuz oldu. Ama üniversitemizin toplam doluluğu da %85- %86’lar düzeyinde. Özellikle sağlık programlarımız, eğitim fakültemiz, fen edebiyat fakültesinin fen kolları tarih, coğrafya buralarda doluluğumuz oldukça iyi. Ancak bazı programlar var iktisat fakültesinde iktisat, işletme gibi Türkiye’nin birçok yerinde benzer sonuçlar var. Bu konuda da Kasım ayının 7,8 ve 9’unda Türkiye İktisat Fakültesi dekanlarını Burdur’da topluyoruz. Bu vesileyle bu fakültelerimizin sorunlarını masaya yatıracağız. Hemen hemen Anadolu’nun birçok üniversitesi, hemen yanımızda Akdeniz, SDÜ hepsi benzer problemleri yaşıyorlar. Ama toplam doluluğumuzda oldukça iyi bir noktadayız. Özellikle ilçelerimizin Meslek Yüksekokullarında neredeyse hemen hemen tamamında %90’ın üzerinde bir dolulukla karşılaşmamız bizim açımızdan iyi bir durum. Son yerleştirmelere göre de 31 bin 948 toplam öğrenci sayısına ulaştık. Bu öğrencilerimizin 1145’i de yabancı uyruklu. Üniversitemiz artık yabancı ülkelerinde öğrencileri bakımından bir çekim alanı haline gelmeye başladı.” dedi.

“Genetik özellikli damızlık düve üretimi merkezi projesinin teknik çalışmaları yürütülüyor”

Üniversitenin bölgesel kalkınma odaklı hayvancılık projesinde sahada yürütülen çalışmalardan bahseden Rektör Korkmaz, “Eğitim çalışmalarımız devam ediyor. Veteriner hekimlerimiz ile görüşmelerimiz devam ediyor. Yine akademisyenlerimiz şu anda öğrencilerle beraber köylerde hastalık tarama çalışmalarını sürdürüyorlar. Vatandaşa ulaşmak için yerel televizyonlarımızda yayınlarımıza devam ediyoruz. Üniversitemizde oluşturduğumuz Belgelendirme ve Standardizasyon Merkezimiz aracılığıyla da işletmelerimizin kalite belgelerini veriyoruz. Bu anlamda sektöre dinamik getirecek ve sektörün verimliliğini artırmaya yönelik bilinçlendirme amacı güden kalite belgesi çalışmalarımızda Türk Akreditasyon Kurumunda da son aşamadayız. Bizim yaptığımız belgelendirmeler Türkak tarafından da akredite olduğunda biz Türkiye’de bu programın sahibi haline geleceğiz. Yani Türkiye’de herhangi bir kuruluş, herhangi bir sivil toplum bir belgelendirme çalışması yapmak istediğinde üniversitemiz tarafından izinlendirilecek.  Bu önemli çalışmada da son aşamadayız. Yine MAKÜ çiftliğinde üretimlerimiz devam ediyor. Burdur için hatırlarsınız bir peynir çalıştayı yapmıştık. Burdur’un yöresel Burdur’a özgü bir peynir, süt ürünlerinde Türkiye’nin belli başlı büyükbaş ve küçükbaş merkezi olmasına rağmen çok kadim geleneksel Teke Yöresi’nin çok faklı ürünleri olmasına rağmen bir Burdur patentli, Burdur markalı maalesef bir süt ürünümüz yok. Bu anlamda köylerimizde geleneksel olarak üretilen kökez yoğurdu ve akçakatık peyniri gibi peynir ile yoğurt tescil çalışmalarımız bitti. Bu konuda köylülerimizin ürettiği bu ürünler yakın zamanda MAKÜ çiftliğinde satışa sunulacak. O gün yaptığımız Türkiye’deki tüm peynir üreticilerinin katılımında yöresel peynir üreten birimlerin, kooperatiflerin katılımıyla yaptığımız akademisyenlerin, uzmanların, büyük sektör temsilcilerinin bize söyledikleri, sonuç olarak çalıştay raporunda şuydu; ‘Burdur’a bir keçi tulum peyniri yakışır’ Burdur için marka olabilecek değerin keçi tulumu olduğu konusunda konsesyus oluşmuştu. Buradan yola çıkarak süt teknolojileri merkezimiz şu anda ‘Yöresel Burdur Keçi Tulumunu’ bu yaz keçi sütlerinden bölgenin değişik yörelerinde açık alanda yayılan, yaylalarda kekik ile beslenen keçilerin sütlerinden deneme tulum peynirlerini ürettiler. Hem normal hem de keçi derisine bastılar ve şu anda olgunlaşma sürecinde. İnşallah yakın zamanda sizlerle de bunun tanıtımında bir tadım yaparız. Bunu gelecek yıla taşıyacak proje ise İl Özel İdaremiz ile beraber Burdur’un değişik bölgelerinde 100 ayrı sürünün sütünü bu peyniri üretmek üzere konumlandırdığımız SOGEP projemiz var. Bu projemizde de inşallah gelecek sene anlaştığımız hijyen ve sağlığın kuralları ile beslenme kuralları konusunda bu kış döneminde eğitimlerini sürdüreceğimiz bu sürülerimiz ile beraber bunu gelecek sene inşallah Tarım İl Müdürlüğümüz, İl Özel İdaremiz ve Küçükbaş Yetiştiriciler Birliğiniz ile ortaklaşa vermiş olduğumuz SOGEP projemizin sonuçlarını alarak bu alandaki gücümüzü de sahaya, Burdur’un peyniri oluşması için de önemli bir çalışma yapmış olacağız. Yine geçtiğimiz hafta daha önce kurulumunu sizlerle paylaştığımız Hayvancılık Sektöründe Dijital Teknolojiler Ortak Araştırma Merkezimizin birinci çalıştayını gerçekleştirdik. Hacettepe Üniversitesi ve Kırklareli Üniversitesi’nden katılımcılarımız vardı. Bu toplantımızda Türkiye’nin hayvancılık sektöründe ihtiyaç duyduğu yerli çözümler noktasında mutabık kaldık. Hem gıda ve hijyenin izlenebilirliği hem de hayvancılık sektörünün özellikle yazılım ve donanım konularındaki yerli üretimler. Çünkü bu alanda özellikle ciddi düzeyde dışa bağımlılığımız var. İsrail, Almanya, Amerika firmalarının başı çektiği hem yazılım hem donanımda çok büyük çiftliklerimiz özellikle bir çiftlik kurmak istediklerinde çok ciddi rakamlarda dövizi dışarıya ödemek zorunda kalıyoruz. İnşallah çok yakın zamanda belli başlı donanımların üretilmesi konusunda yerli sektör firmaları ile ortaklaşa 3 üniversitenin akademisyenlerinin ortak yürüteceği çalışmalarla bu çözümlemeleri de yapar hale geleceğiz. Bu da bizim bölgesel kalkınma odaklı hayvancılık projemizin esasında bir tür kendini üçüncü nesil projelere evirerek ulusal meselelere de kafa yoran bir zemine oturmuş oluyor. Yine yakın zamanda açıklayacağımız genetik özellikli damızlık düve üretimi merkezi projemiz var. Şu anda projenin teknik çalışmalarını yürütüyoruz. Üniversitemizin içerisinde üniversitemizin de ortak olduğu ama tamamen sektör temsilcilerinin ve girişimcilerin ortaklaşacağı bir anonim şirket şeklinde Burdur’u özlenen, geçmişte güzel günleri olan damızlık merkezi sıfatını merkezi bir işletme ile köylerin ve kooperatiflerin de dahil olduğu bir üretim modeliyle damızlık merkezi haline getirmeyi düşündüğümüz projemizde inşallah yakın zamanda basın mensuplarıyla da tanıtacağız. Çok ortaklı bir model ile güçlü bir marka ‘Burdur Damızlık Düvesi’ gibi ismini henüz koymadık. Bir marka ile önce Burdur’un yetiştiricilerine sonra bütün ülkeye kazandırmış olacağız.” ifadelerini kullandı.

Rektör Korkmaz; “Üniversitemizin şehir için, şehir gelişimi için ortaya koymuş olduğu bir başka vizyon çalışması da turizm noktasındaki çalışmalarımız. Bu anlamda spor turizmine odaklı çalışmaları yürütüyoruz. Ancak sadece spor turizmi ile sınırlı kalmıyoruz. Çünkü Burdur’da hatta bölgesinde Burdur’un ötesine taşmış Isparta’yı da içine alacak bir çerçevede standardı, hizmet kalitesi ve yönetim biçimi bakımından örneği olmayan bir tesis faaliyetlerini sürdürüyor. Bu arada Lavanta Tepesi otelimizde bugüne kadar, araya pandemi girmesine rağmen 70’e yakın eğitim, çalıştay ve sempozyum gerçekleştirdik. Sporcu kafileleri dışında sadece 2021’de 11 bin 873 münferit misafir ziyaret etmiş otelimizi. Bu da şunu gösteriyor ki artık Burdur’a gelen insanların geçerken Burdur’a birkaç saat uğradıkları mekân olmaktan çıkıp Burdur’da zaman geçirilecek ve birden fazla gün kalan, sadece bizim tesisimiz olduğu için tercih eden misafirlerimiz ile karşılaşıyoruz.  Bu da Burdur’a vizyoner, önemli bir tesisi kazandırmış olduğumuz anlamına geliyor. Daha önce paylaşmıştım sizinle Yeşilova Meslek Yüksekokulumuzda orada büyük bir yapımız vardı ancak Meslek Yüksekokulumuzu turizm programlarına odakladık ve buradaki okulumuzu da turizm uygulama oteline dönüştürüp önümüzdeki sezona hizmet verecek hale getireceğiz. Orada da 4 yıldız standardında 60 odalı bir otelimiz inşasının son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. İlk defa bu sene sporcu kamplarına ev sahipliği yaptık. Sadece 6 ay içerisinde 22 farklı takım, milli takım ya da spor kulüpleri kamp merkezimizi ziyaret etti. Toplam 300 gün farklı günler, farklı takımlar olmak üzere 300 günlük bir kamp süresi. 10 farklı branşta 94 sporcuyu kamplarda ağırladık. Futbol, güreş, masa tenisi, basketbol, ragbi, judo, voleybol başlıcaları bunların. Şu anda da kampta Ukrayna Badminton Milli Takımı ile Kazakistan Yöresel Santraç Takımları üniversitemizde kampta. Ragbi milli takımı önümüzdeki hafta tekrar kamp merkezimizi ziyaret edecek.” diye konuştu.

Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Rektörü Adem Korkmaz, şunları söyledi;

“750 kadını istihdam edecek proje yürütüyoruz”

Bunun dışından toplumsal katkı çalışmaları dediğimiz toplumsal sorunlara yönelik proje çalışmalarımızda bütün hızıyla devam ediyor. Burdur keçi peynirini standardı oldukça yüksek, damak tadı yüksek bir peynir olması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Kış boyunca AR-GE çalışmalarımız devam edecek. İnşallah ilkbaharda da sürülerimizden sütlerimizi sağdığımızda da o konudaki çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Yine bir diğer çalışmamız da yürüttüğümüz bir başka SOGEP çalışmamızda dezavantajlı gruplar için istihdam köprüsü ve girişimcilik merkezi projemiz. 10 farklı atölye çalışmamız şu anda devam ediyor. Burada aşçılık, top dikimi, el sanatları, beyaz eşya tamir bakım, çocuk bakımı gibi özellikle kadınlarımızın iş ve meslek bulması noktasında yürüttüğümüz bir proje. Saha çalışmalarımız tamamlanmak üzere inşallah Burdur Taşoda, MYO, Üniversitemizin oteli gibi farklı yerlerde 750 kadınımızı hedeflediğimiz bu çalışmamız sonucunda da çok sayıda kadınımızın istihdam edildiği ve kendi işini kurabilir hale geldiği bir perspektif de yürütüyoruz. Bunlardan bir tanesi mesela Taşoda’mızın içerisinde pastacılık, aşçılık, Burdur yöresel müzik aletlerinin üretildiği bir kadınlarımızın ağırlıklı olduğu bir meslek eğitim merkezi haline gelecek. Bu çalışmalarımızda devam ediyor.

“Gerçekleştirilen 100. Yıl faaliyetleri”

İstiklal Marşı’nın kabulünün 100. Yılı etkinlikleri kapsamında 10 Mart’ta TBMM şeref holünde açılan, meclis başkanımız sayın Mustafa Şentop’un ev sahipliğinde Cumhurbaşkanımızın açılışını yaptığı ‘İstiklal Marşı 100 yaşında’ sergisinin ve programının paydaşlığını üstlendik. Yine 11 Mart’ta 3. Uluslararası Mehmet Akif Ersoy Bilim ve Sanat Ödüllerini Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirdik. 4. Uluslararası Mehmet Akif Ersoy Bilim ve Sanat Ödüllerinde üniversitemizde gerçekleştirdik. Ulaştırma Bakanımızın katılımıyla gerçekleştirildi. Yine ‘Renklendirilmiş Fotoğraflarıyla Mehmet Akif Ersoy Sergisi’nin açılışını gerçekleştirdik. Üniversitemiz öğretim görevlisi Ozan Güvendi’nin küratörlüğünde. İlk defa bu gerçekleştirildi bildiğim kadarıyla. Mehmet Akif’in fotoğrafları genellikle resimleri siyah beyaz. Bunları devrin tarzına da aslına da uygun bir şekilde renklendirme yapıldı. Bu haliyle ilkti. Yine üniversitemiz Türk Müziği Konservatuarı müdürü Zeki Nacakcı, Seval Köse ve Alaattin Canbay tarafından hazırlanan ‘Mehmet Akif Şiirleri Namelerle Buluşuyor’  projesi kapsamında ‘bana sor’, ‘uyan’, ‘cenk şarkısı’ şiirleri besteleri yapıldı ve bunlar dinleyiciler ile buluşturuldu, klipleri çekildi. 16 farklı konuda ‘İstiklal Marşı’nın Kabul Edilişinin 100. Yılında, 10 Kıta 1 Vatan İlelebet İstiklal’ söyleşilerini dijital olarak gerçekleştirdik. Daha önce sizlerle paylaşmıştık ‘İstiklal Marşı bestelerinin ipek mendiller üzerine hatıra baskı koleksiyonu’ gerçekleştirildi. İstiklal Marşı bestelerinin tıpkı basımları çoğaltıldı. Ve bunlar meraklılarıyla buluşturuldu.  Öğretim Görevlimiz Ozan Güvendi’nin tasarladığı ‘İstiklal Marşımızın Kabulünün 100. Yılı anısına Hatıra Pul ve İlkgün Zarfları’ hazırlandı. Salname 1-2-3 kitapları ve diğer basım çalışmaları gerçekleştirildi. Salname serimiz devam ediyor. Üçüncüsünün hazırlık çalışması bitti, aralık ayı içerisinde basımı devam edecek. Yine safahat’ı gençlerle buluşturmak için yeni baskısını gerçekleştirdik. İbrahim Öztürkçü’nün Mehmet Akif tartışmaları 1 ve 2’si basım aşamasında. Mehmet Akif’in matbuattaki ilk şiirleri ve urania tercümesi İbrahim Öztürkçü’nün tenkitli incelemesi ile ilk defa bu da okuyucularıyla buluştu.

“Çalışmalarımız 100. Yıl geçtiğinde de devam edecek”

Sizlerle daha önce paylaşmıştım biz İstiklal Marşı’nın kabulünün 100. Yılını sadece 12 Mart haftasında gerçekleştirilen birtakım faaliyetlerle sınırlı tutmayacağımızı, tutamayacağımızı belirtmiştik. Çünkü Akif’in ismini taşıyan bir Üniversite olarak daha çok yayın, basın, kültürel çalışmalarla, akademik çalışmalarla bu faaliyetlerimiz 1 yıl boyunca sürdüreceğimizi söylemiştik. İşte 29 Ekim haftasında da Cumhuriyetimizin kuruluş haftasında böyle bir sempozyumunda hem tarihsel olarak da bir anlam dünyamızda bir izdüşümünün olmasını arzu ettik. Bu programımızda dediğim gibi 3 gün boyunca çok farklı konuda sunumlar gerçekleştirilecek ve bunlar bir yayın olarak da literatüre önemli katkılar sunacağı önemli bir toplantıyı gerçekleştirmiş olacağız. Çalışmalarımız hep devam edecek. Mehmet Akif Ersoy Araştırma Merkezimiz şu anda Akif ile ilgili önemli arşiv çalışmaları gerçekleştiriyor. Bir de devre ışık tutacak özellik arz eden ne kadar belge, doküman varsa bunları da topluyoruz. Bu sene başladığımız bir süreç bu. Daha önce daha düzensiz ve daha planlı değildi. Ama bu sene stratejik olarak üniversite olarak böyle bir karar verdik. Akif’in kendi yaşamıyla ilgili, hayatına ilişkin, eğitim hayatına ilişkin, Akif’in dönemine ışık tutan başkaca eserlere ilişkin, yakın tarihe ilişkin konularda araştırma merkezimiz bu konuda bir eser, bir belge ulaştığında teknik tetkikleri gerçekleştirerek eserin doğruluğu, orjinalliği ve önemi de raportörler aracılığıyla raporlayıp gerekli açık artırmaysa açık artırmaya girip, pazarlık usulüyse pazarlık usulüyle deneyip bu eserleri de bulduğumuz üniversitemize kazandırıyoruz.  Çünkü şunu arzu ediyoruz. İlerleyen zamanda yakın tarih ve Mehmet Akif, İstiklal Marşı, Kurtuluş Savaşı, Bağımsızlık Savaşı gibi konuları çalışmak isteyen genç akademisyen ve araştırmacılar için birincil kaynak merkezi olması gerektiğini düşünüyoruz. Bu merkezimiz bu çalışmalarını sürdürüyor ve sürdürmeye de devam edecek. 100. Yıl geçtiğinde de devam edecek. Bütün boyutlarıyla çalışmalarımızı sürdüreceğiz.