Burdur’da 1967 yılından bu yana fidan yetiştirerek satışını yapan aynı zamanda budamacılık yapan Hüseyin Ölmez (91) her gün yeni bir şey öğrendiğini söyledi.

Burdur Merkez Akın Mahallesi’ndeki evinin yanında bulunan yaklaşık 500 metrekare arazide meyve fidanı üreterek satışını yapan Ölmez, aynı zamanda mevsiminde bağ bahçelerdeki meyve ağaçlarının budamasını yapıyor. Ölmez ilerleyen yaşına rağmen ağaca çıkıp budamacılık yapmaya devam ediyor.

“Fidan satmaya başladım. ‘Yörük Hüseyin Ziraat Müdürü oldu’ diye dalga geçtiler”

Hüseyin Ölmez, “Biz aslında Sarıkeçili yörüklerindeniz. Orta Asya’dan dedelerimiz gelmiş 200-300 sene önce Kestel’in yaylasına yerleşmişler. 1931 yılında Bucak İlçesi’nin Kestel Köyü’nde doğmuşum. 17 yaşına kadar köyümde oğlak güttüm, deve güttüm, kuzu güttüm. Biz beş kardeşiz 1948 yılında Burdur’un Soğan’lı Köyüne yerleştik. Burada çobanlık yaptık. 1954’te ben askerden döndüm. Biraderlerim çobanlığa devam ettiler. Ben 1955 yılında fidancılığa başladım. Herkes bana alay etti, güldü. Fidancılık olmaz, çekirdekten büyümez, yetişmez, satılmaz dediler. Uzun uğraşlar sonunda 1962 yılında fidan satmaya başladım. O zaman ‘Yörük Hüseyin Ziraat Müdürü oldu’ deyip gene alay ettiler.” dedi.

“Benimle alay edip gülen 15-20 kişi fidancılığı öğrenip para kazandı”

Ölmez “Köydeki arazimde hem fidan yetiştirdim hem Konya’dan, Ödemiş’ten, Bursa’dan, Afyon’dan fidan getirerek sattım. Müşteriler çoğalmaya başlayınca benimle alay edip gülen 15-20 kişi fidancılığı öğrendi. Para kazandılar fakat dost kazanmadılar, insanlık kazanmadılar. Nihayet Burdur’un Soğanlı Köyü’nde fidan yetişiyormuş diye duyulmaya başlandı. Muğla, Antalya, Afyon, Isparta, Denizli Ödemiş, Konya’dan adam geldi Soğanlı Köyü’ne fidan almaya” diye konuştu.

“67 yıldır fidancılığa devam ediyorum”

Ölmez; “67 yıldır fidancılığa devam ediyorum. Halen daha, denemeler, eksikler bitmedi. Hergün ayrı denemeler ve tecrübeler kazanıyorum. Bu şekilde mesleğimi sürdürüyorum. Bana yaşın ilerledi yetiversin bırak diyenler oluyor ama ben de ‘memlekete hizmet lazım’, diye cevap veriyorum. Emeklisin diyorlar. Emekli olmayla iş bitmiyor. Memlekete hizmet bırakmak lazım.’ diye cevap veriyorum” ifadelerini kullandı.

“Askerde okumayı öğrendim”

İlkokula gitmediğini 15 yaşında dağda çobanlık yaparken köyde askerde okuyup yazmayı öğrenmiş birisinden okuma yazmayı öğrendiğini söyleyen Ölmez şöyle konuştu; “Askerde okuyup yazmayı öğrenen kişi benle birlikte 10-15 kişiye okuma yazma öğretti. Ondan öğrendim. 36 yaşında ilkokuldan diploma aldım. Her gün gazete okurum, her gün gazetem gelir. Yerde bir kâğıt parçası görsem alır okurum. Duvarda yazı görsem okurum. Belki örnek alınacak bir şey vardır. Okumak çok önemli. Allah’ın ilk emri oku. Şimdi ne yapıyorlar. Kahvede oyun oynuyorlar. Kitaplık yapılıyor, okuyan yok. Kitap orada hapsoluyor.  Fidancılık yaparak üç çocuğunu okuttuğunu söyleyen Ölmez “birisi Kaymakam oldu, birisi maliye okudu. Birisi de lise mezunu.” dedi.