1 Temmuz’da biz, bizden biraz önce de dünya ülkeleri öyle bir açılmaya gitti ki; henüz birinci ayı devirmemişken kısıtlamaların yeniden geleceği konuşulmaya başlandı. Aşılama hızının vaka sayılarına oranla yavaş kaldığı, maske ve mesafenin neredeyse sıfırlandığı şu günler,‘karanlık’ bir sonbahara gebe gibi! Uzmanlar ‘4. dalga sonbaharı beklemeden ağustos’ta bile kapımızı çalabilir’ uyarısı yapıyor. Gençler arasında hayli popüler bir söylemde olduğu gibi; ‘Geliyor gelmekte olan...’

Koronavirüs’ün, delta varyantıyla dünya genelinde yeniden yayılmaya başlaması, 4. dalga endişelerine yol açarken, Türkiye’de bayram tatili, bayram’daki manzaralar, giderek artmaya başlayan vakalar, 4. dalga habercisi... Türkiye’de vaka sayıları 5 bin’ler düzeyinden, bayram tatilinde 9 günlük sürede 12 bin’lere gelirken, bayram sonrasında, Ağustos ortasında bu sayıların yine patlaması bekleniyor. Uzmanlar da; birkaç gündür medya’ya yaptıkları açıklamalarda, uyarılarda, 4. dalga uyarısına dikkat çekiyor, dördüncü dalganın gelmesinin muhtemel olduğunu söylüyor. 4. dalga ile birlikte Türkiye’de en çok gündeme gelen bir diğer konu başlığı ise; aşılama çalışmaları... Virüse karşı, son dalga karşısında en etkili yöntemin aşılama olacağı sıkça belirtilirken, ülkemizde ikinci doz aşılama çalışmalarının daha da hız kazanması gerekliliğine işaret ediliyor...

SALGINI DURDURABİLMENİN ÇARESİ AŞI OLMAK

İstanbul Üniversitesi (Çapa) Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek, İsrail, İngiltere ve ABD gibi vatandaşlarının yüzde 50’sinden fazlasını aşılayarak, kayda değer bir başarı yakalayan ülkelerde bile 4. dalga endişesinin en üst noktada olduğunu belirterek, “Kontrolsüz açılma ve Delta varyantının da etkisiyle İngiltere’de son 24 saatte 40 binden fazla vaka görüldü. Türkiye’de de durum benzer... Vaka sayıları geçtiğimiz haftaya kıyasla yüzde 30’luk bir artış ile 8 bin’in üzerine çıktı, 10 binlerin üzerini görürüz. Hele de bayramdan sonraki 2. hafta bu sayılar fırlayacak. Çünkü; sahil kesimlerinden gelen görüntüler akıl alır gibi değil! Maske yok. Mesafe yok. 2.doz aşılamada istenen rakamlara henüz ulaşamadık. Ağustos ortası 20-30 binli rakamları görürsek şaşırmayın. 4. dalga sonbaharı beklemeyecek” diyor...

Salgına karşı desensibilizasyon, yani duyarsızlaşma içindeyiz! Salgına karşı; desensibilizasyon yani duyarsızlaşma içinde olduğumuzu kaydeden Prof. Dr. Tükek, şöyle devam ediyor: “Bir kısım hâlâ virüsü yok sayıyor. Bir kısım, ‘Ne olacaksa olsun’ kafasında. Bir kısım aşıya karşı komplo teorileri içinde. Bu bakış açılarıyla bu maç buradan zor döner! 4. dalgaya doğru hızla gidiyoruz, karamsarlık içerisindeyim. Onca emek umarım boşa gitmez... Salgını durdurabilmenin çaresi kurallara uymak ve aşı olmak. Aşı olanlar hasta olsalar da hastalığı çok hafif atlatıyorlar. Aşı olmayanların ise hem kendileri hem de çevresindekiler büyük riskte. İnsanlar aşıyı reddettikçe yeni varyantlar türüyor. Bu yeni varyantlar aşılı, aşısız hepimizi riske sokuyor. Yakın gelecekte aşı zorunluluğu, aşı kartı uygulamaları kaçınılmaz olur ve olmalı. 1 yıl daha kaybedecek lüksümüz yok.”

Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlık Derneği, Erişkin Bağışıklama Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. İftihar Köksal özellikle tatil beldelerinden gelen kalabalık görüntüleri için ‘korkunç!’ diyor vu şu ayarılarda bulunuyor:

ÜÇ K’dan KAÇINMAK LAZIM KAPALI, KISITLI, KALABALIK ORTAMLAR...

Bu kalabalıklar tatil sonrası köyüne, şehrine dönecek. Olmayan yere de virüsü taşıyacaklar. Tedirgin, üzgün ve endişeliyim. Bu gidişle eğitim de ekonomi de büyük sekteye uğrayacak. Eylül ayında okulların açılması planlanıyor... Nasıl olacak? Oysa alınacak kişisel önlemlerle tüm bunlara ‘dur’ demek elimizde. Aşılanacağız ve üç K’den kaçınacağız; kapalı, kısıtlı, kalabalık ortamlar...”